Özel Bölüm 2

4 0 0
                                    

Küçük Nas'ın en sevdiği renk mavi oldu, en sevdiği hayvan kelebek değildi ama en sevdiği insanın en sevdiğiydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Küçük Nas'ın en sevdiği renk mavi oldu, en sevdiği hayvan kelebek değildi ama en sevdiği insanın en sevdiğiydi.

Babam sevgisini hissettiren bir insan değildi çoğu zaman, belki arada bir beni sevdiğini hissettirirdi, belki seninki kadar gaddar değildi Mavi ama en benzediğimiz nokta buydu güzel kızım; ikimizde baba sevgisinden oldukça eksiktik.

İçim daraldı, olmak istediğim asıl insanı hayal ettim. En sevdiğim renk ve en sevdiğimin en sevdiği. Kalbime doğdun, ışık tuttun. Bir gece, düşünmekten uyuyamazken bir mum ışığında onun resmine bakarken hayal ettiğim kişi sendin Mavi, sendin güzel kızım. Bunaldım, kelimelerim senin kaderini yazdı. Huzur doldu içime, hissettiklerin hissettiklerim oldu.

İyi ki güzel kızım, iyi ki doğdun. İyi ki o gece mum ışığında düşüncelerimden dolayı uyuyamadığım gece sen içime doğmuşsun ve kelimelerim senin kaderin olmuş.

Olduğun yerde mutlu ol güzel kızım, çünkü ben seni yazarken çok mutluydum, hepte öyle kalacağım.

-Kaderini göğsüne üfleyen o kız.

ARJEN KORAL'IN ANLATIMINDAN...

"Çok özledim sevgilim." Bir insan nasıl olurda birini bu kadar özleyebilirdi?

Küçükken mezarlıkların huzursuz olduğunu düşünür, önlerinden bile geçmek istemezdim çünkü çocuk Arjen hiç kelebeğini kaybetmemişti, o hiç böyle bir acıyla sınanmamıştı.

"Bazen sana gelmeyi düşünüyorum." Bu cümleyi kurduğum için kendime kızdım, nasıl ona böyle bir şey söyleyebilirdim?

"Mavi," dedim, iç çekişimin sesi bütün mezarlığa yayıldı. "Mavi'm, canım benim, can parçam, iki kanadım." Ellerimle toprağını sevdim. "Ben beni sana getiren her yolun taşını, toprağını öperim biliyorsun değil mi iki kanadım? Ben sana bir gün değil, her günde tutukluyum iki kanadım."

Ağladım. Çok ağladım.

"Olmuyor," dedim. "Yapamıyorum, olmuyor Mavi. Göğsümdeki sızı geçmiyor benim, her zaman her salise daha da artıyor." Ellerimle toprağını kokladım. "Öldüm ben." Gözümden akan bir yaş elimdeki toprağına düştü. "Bittim ben."

"Doğum günün," diye mırıldandım. "Doğum günün bugün kelebeğim, neredesin sen?"

"Neden yoksun?" Bir ses, acısını sadece burada belli eden bir ses. "Bana gitmem demiştin, neden yoksun Mavi?" Sesindeki acı o kadar belli ki, onu bu halde görmek çok zor. "Mavim," dedi. "Bugün doğum günün, ama ne Arjen ne de ben sana bir adım yaklaşamadık."

Yanıma oturdu, mezar taşında yazan adını sevdi, gözlerindeki kırmızılık on kilometre öteden belli olurken bileğindeki izi de gizlemeye çalıştı.

"Bana ölme demiştin Mavi, şimdi sen niye buradasın?" O da, aynı benim gibi, toprağını sanki onun altın sarısı saçlarını severmiş gibi sevdi. "Biliyor musun?" Dedi. "Ben aşık oldum."

İz Minel bunu kendine yeni itiraf ediyordu.

"Ben çok aşık oldum Mavi, öyle böyle değil." Gülümsedi. "Ben aşık oldum ama sen yoksun Mavi, neredesin sen?" Ağladı, çok ağladı. "Bana ağlama derdin, ağlarsan kalbin yorulur erken ölürsün derdin." Toprağını öptü. "Ben şimdi her an içimden ağlıyorum ama sana hala gelemedim ben kardeşim, ben hala bu sikik dünyadayım." Bana baktı. "Arjen," dedi gülümseyerek. "O her akşam geliyor buraya Mavi ama," Başımı iki yana salladım, söylememeliydi. "Resimlerine bakamıyor Mavi, kaçıyor senden."

Siktir, kırılırdı bana.

Kırılmadın değil mi kelebeğim?

"Ben bugün baktırıcam ama," dedi, güldü. İz artık sadece Alaz'ı ve Mavi'yi düşünürken gülümsüyordu. "Yine senin adına bir pasta üfledikten sonra, kilitleyeceğim onu o odaya, koyucam resmini." Güldü. "Sike sike bakacak o okyanus gözlerine."

🦋

"İyi ki doğdun Mavi."

İz yavaş yavaş elindeki pastayla bana doğru gelirken onun olmayışı kalbime dokundu. Pastayı ikimize doğru tuttu ve ikimizde aynı anda o mumu üfledik.

İyi ki doğdun kelebeğim.

Aklıma ona evlenme teklifi ettiğim o an geldi, mavi gözlerinin okyanus misali dalgalanması ve bana evet anlamında kafasını sallaması. O anıda kalmak istedim, o zamandan hiç geçmeyelim istedim.

"Arjen," dedi sonunda. "Zamanı."

Hayır, yapamam hayır.

"Hayır." Dedim zorlanarak. "İz yapma bana bunu."

"Konsere gidiyoruz, konser bitişinde zamanı gelmiş olacak Arjen."

🦋

İz bana doğru geldi, elindeki resmi elime verdi.

"İz, sen beni öldürmek mi istiyorsun?"

"Tam tersine," dedi. "Artık yaşamanı istiyorum Arjen.*"

Aldım elimdeki resmi, çevirdim yüzünü, en son ne zaman bakmıştım yüzüne? Cenazeden sonraki gün. Ona en son o gün bakmıştım. Gördüm o sarı saçlarını, okyanus mavisi gözlerini, fındık burnunu, pembe dudaklarına konan o gülümsemeyi ve eline konan mavi kelebeği.

Omuzlarım çöktü, yavaş yavaş sarsılmaya başladılar. Benim yıkımım onu gördüğüm anda başlamıştı. "Mavi," dedim. "Mavi bir kelebek avucuna konduğunda neden demedin bana sevgilim ? Avucundan alır kendi avucuma koyardım kelebeği, sen ölmek mi istedin iki kanadım, intiharım benim."

"Ağlama derdin ya bana sevgilim, olmuyor, başaramıyorum." Yüzünü okşadım. "Ben her mavi kelebek görüşümde yanına gidip avucumu açıyorum, gelip konsun diye."

"Arjen," dedi o an İz, sesi şaşkındı. "Sen-"

"Evet," dedim. "Birnevi intihar ama olsun." O an elime bir şey takıldı, bir kağıt parçası, kağıdı elime aldığımda ise gördüğüm yazı Mavi'nin yazısıydı.

17.12.2014

Benim güzel kızım iyi ki doğmuş!

Ağlamalarım çığlıklara, haykırışlara dönüştü o an. "Mavi!" Diye bağırdım. "Sen öldün, ben niye hayattayım?"

🦋

*:Yangında En Son Küller Ölür

Kelebeklerin Ömrü Kısa OlurOn viuen les histories. Descobreix ara