ILK ÇATLAKLAR

114 3 0
                                    

Kuzey Cana'nın Sözlerinin kendisine ulaşmasına izin vermemeye çalışsa da, düşünmeden edemiyordu. Kuzey kızına herşeyden çok güveniyordu, ama bu kısının gerçekten saf ve masum bir kız olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Kolayca manipüle edilebileceği doğruydu.

Emin kötü bir çocuk değildi, ve Kuzey onun Mine'nin itibarını bu şekilde zedeleyecek bir şey yapacağını düşünmemişti ama bu, onun hâlâ ergenlik çağında bir çocuk olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ve o aşamadaki bazı oğlanların akıllarında tek bir şey vardı.

Telefonu çaldığı an, aniden kafasında dolaşan tüm endişeler gerçek oldu. Ve bu onun en büyük korkusuydu. Gördükleri onu hayal kırıklığına uğrattı, öfkelendirdi ve aynı zamanda dehşete düşürdü.

Kızının ve Eminin arasında geçen birçok yüz kızartıcı mesajlar be rezil fotoğraflar. Altında ise ekran görüntülerinin yanısıra gizli bir numaradan gelen sadece bir cümle: 'Kuzeyin Istanbullu kızının ne haltlar yediğini herkes öğrenecek.'.

"Baba Mine ile konuştuk biz-" Gökçe'nin lafı Kuzeyin telefonu duvara fırlatması ile kesilir. Duvara uçan bir sonraki şey, daha önce oturduğu sandalye oldu.

"NERDE MINE?" Kuzey bağırdı ve odanın karşı tarafına başka bir sandalye fırlattı.

"Baba, ne-" Feride'nin lafı babası tarafından kesildi.

"Nerde dedim." Kuzey taleb etti ve kızlarını uyardı, "Lafı çarpıtmadan söyleyin çabuk, Emine. Nerde?" Kuzey daha sakin bir tonla yine sordu.

Kızlar birbirine tedirgince döndü ve bir bakışla yalan söylemenin bir anlamı olmadığına karar verdiler, çünkü babaları çoktan anlamış gibi görünüyordu.

En büyüğü olarak Feride, küçük kız kardeşlerinin nereye gittiğini açıklamanın en iyisi olacağına karar verdi ve sakince babasına söylemeye çalıştı, "Baba, Mine gelirken Yağmura tutulmuş ve-"

"O Emin şerefsiziyle mi?" Kuzey ciddi bir tonla sordu.

"Baba aslında-" Gökçe kardeşini savunmaya çalışır ama babaları konuşmalarına izin vermez.

"EMİNLE Mİ DEDİM" Kuzey sabrı nı yitirmiştir.

"Evet." kızlar tereddütle söyledi.

Kuzey başka hiç birşey söylemeden kapıya doğru gider ve orda karısı Yıldızla karşılaşmasına rağmen karısına hiçbirşey söylemeden kapıyı çekip çıkar.

"Noluyo burda?" Yıldız sinirli kocasını gördüğünde kızlarına sorar, "Ne oldu yine buna?"

"Hiç anlamadık bizde. Mine'nin Eminlerde olmasına kızdı. Ama aşırı tepki verdi." Gökçe açıkladı.

"Kızar tabi. Niye eve gelmemiş Mine? Saat geç oldu." Yıldız söyler ve kocasının camdan arabayı çalıştırıp gittiğini gördü.

"Ya normalde okuldan eve diye çıkmış ama taksi bulamayınca yağmurda mahsur kaldıkları için Eminlere gitmişler." Feride durumu anlatır.

"Niye gidip almadınız kardeşinizi Öküzcük anlamadan?" Yıldız kocasından bahsederek sordu.

"Duyar duymaz Osman'ı yolladık," Gökçe dedi ve sonra aniden fark etti, "Ay bu şimdi Osman'ı da öldürmesin?" Gökçe panikler.

O anda kapının açıldığını ve ardından bir hapşırma sesi duyarlar. Kim olduğunu kontrol etmek için koştular ve şiddetli yağmurdan sırılsıklam olan ve üzerinde erkek kapşonu olan Mineyi buldular.

"Mine!" Üç kadın birden seslenip mineye sarıldı, "iyi misin? Babam nerde?" Feride sordu.

"Babam mı? Bilmiyorum ki, ben Osman'la ve Eminle geldim, Gökçe camdan bi el sallasana ya, Osman bekliyo." Mine söyler.

Ve tıpkı ablasının dediği gibi Osman orada, Emin'le birlikte dolmuşunda, pencereden Gökçe'yi görmeyi bekliyordu. Gökçe Osmana el salladıktan sonra, dolmuş şöförü geri el salladı ve sonra dolmuşuyla yola koyuldu.

"Osman'ı ara Eminlere gitmemelerini söyle. Babamla karşılaşmasınlar şimdi." Feride Gökçe'ye söyler.

"Bu üstünün başının hali ne, kızım?" Yıldız sordu.

"Ya üstüm başım sırılsıklam olmuştu ve soğuktan titremeye başlamıştım, o yüzden Emin bana giymem için bir şeyler verdi çünkü hastalanmamı istemiyordu." Mine açıkladı.

"Tamam tamam hadi git üstünü değiştir, baban eve gelip seni böyle görmesin, o zaman daha da sinirlenir" Yıldız kızına söyledi.

---------------------------------------------------------

Kuzey Emin'in kapısını çaldığında kimse cevap vermedi. Aklından ilk önce kapıyı kırmak geçti, ama ilk önce arka bahçeden dolaşmaya karar verdi. Arka pencerelerin panjurlarının ardına kadar açık olduğunu fark etti ve içeriye baktı. Evde kimse yokmuş gibi görünüyordu ama gördüğü bir şey kanın beynine sıçramasına neden oldu. bir sandalyenin üstüne, odun sobasının yanına serilen bir gömlek, kızının gömleği.

Kuzey şu anda Emin'e yapacak binlerce şey düşünebilirdi. Aklından Emin'i bekleyip bir güzel dövmek geçti, Emin'in evini yakmak geçti, Emin'i çekip vurmak geçti. Bir yandan da kızını düşünüyordu. Böyle bir şey yapabileceğine inanamadı ve iffetini bu şekilde kirlettiiği için son derece hayal kırıklığına uğramıştı.

Sonunda eve dönmeye karar verdi. Kızının evde olacağını tahmin etti. Emin'i bulamadığı için önce Emine ile ilgilenecekti.

----------------------------------------------------------

Kızlar evi toparladılar ve ailenin babasının dönmesini bekliyorlardı.

"Sizce babam bana çok kızgın mı?" Mine endişeli bir şekilde sorar.

"Seni Emin'le ilk kez yakalayışı değil bu." Yıldız Mine'yi yatıştırmaya çalıştı, "Hem onun siniri biraz geçmiştir."

"Hee, Osman'la Emin'i bulup, odunla kovaladıktan sonra pamuk gibi olmuştur." Feride şakalaştı.

"Ya ben babamın şimdiye kadar bu çocuklara alışacağını sanıyodum. Neden bu kadar büyük tepki veriyor?" Gökçe babasının hareketlerini merak ederek sordu.

"Sizleri sevdiği için yapıyor. O size karşı aşırı korumacı." Yıldız kızlarına açıkladı.

"Bu kadar endişelenmemeli bece. O orta dünya dingilleri gayet zararsız ve saygılı çocuklar." Feride söyledi.

"Tabi öyleler," Yıldız katıldı, "Ne de olsa benim akrabalarım." Yıldız şakalaştı.

Yüksek sesli kahkahalarına rağmen, kızlar kapının vurulduğunu duydular. Emine ayağa kalktı ve kapıyı açmaya gitti. Ve kendini sırılsıklam ve son derece öfkeli babasıyla karşı karşıya buldu.

(Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum :) )

AILE SAADETIWhere stories live. Discover now