0.7

1.1K 105 40
                                    

fark ettim ki once ki bolumde bi anda jisungun agzindan yazmaya baslamisim bundan sonrasi jisungun agzindan anlatiliyor haberiniz olsun aslan parcalarim

______________________________________

Chan elimden tutup beni kaldırdığında Minho dışında ki herkes tezahürat yapıyordu. Benim ise gözlerim Chan ve Minho arasında mekik dokuyordu. Minho bize bakmıyordu ama ben ondan gözümü alamıyordum. Birden Chan'ın çenemde ki eliyle başım ona çevirilince yutkundum. Chan yaklaşırken geri çektim başımı.

"Ben öpüşmeyi bilmiyorum. Yani kimseyle öpüşmedim. Yapamam." Herkes benim dediğimin aksine tezahüratlarına arttırmışken Chan fısıldadı.

"Sorun değil. Bende fazla öpüşmedim." Chan ile öpüşmek kötü bir fikir değildi. Tanrı gibi çocuktu ama Minho buradayken kalbim yeterince ağrımıyormuş gibi birde başkasıyla öpüşmek beni onun gözünden düşürecekti.

"Ben.."

"Hadi ama Jisung." Chan benim itiraz etmeme izin vermeden elinin birini belime atmış ve kendisine yaklaştırmıştı. Diğer eli de çenemi okşarken dudaklarımız birbirine değdi. Chan bundan güç alarak beni öpmeye başladığında iki eliyle belimi kavramış ve iyice kendisine çekmişti. Bende ona elimden geldiğince karşılık verdiğimde alkışlandığımızı duyabiliyordum.

Bir dakika kadar sonra ayrıldığımızda Chan göz kırparak yerine geçti. Bende geri oturduğumda Minho ile göz göze gelmeyi beklemiyordum. Bana bomboş gözlerle bakıyordu. Bakışmamız Chan'ın çevirdiği şişenin Minho'ya denk gelmesiyle son buldu.

"D mi C mi? Seç birini yeni çocuk." Chan nedenini bilmediğim bir shot attığında Minho elini doğruluğa attı.

"Yaptığın en iğrenç şey?" Cümleyi kendi kendine bir kere daha tekrar etti, düşünüyordu.

"Eski sevgilimle birlikte olmak." Herkes normal karşılarken benim gözlerim açıldı. Ablama aşıktı ama şimdi böyle söylüyordu. Aşk öyle bir anda bitmezdi. Kendimden biliyordum. Ben bitirememiştim, Minho nasıl yapabilirdi ki?

Ben düşünürken şişe döndü. Sınıf arkadaşlarımdan birinde durduğunda o kendi kağıdını alırken Minho'nun içtiğini görmüştüm. Bende bir shot attığımda çocuk kağıdı okudu.

"Burada en güzel bulduğun kişiyi kucağına al ve 10 squat yap o kişi istemezse 2 shot at." Pek dikkate almamıştım ama çocuk bana elini uzattığında gözlerimi kırpıştırdım.

"Güzel bulduğun kişi ben miyim? İyi de benden daha güzel olanlar var." Chan ayağa kalkıp yanımıza geldi.

"Hayır, seni istiyorum." Ben tam itiraz edecekken Chan sol elimi tuttu. Öyle olunca Jaemin de sağ elimi tuttu.

"Daha az önce gözünün önünde öptüm. Jisung'u alamazsın." Jaemin kaşını kaldırdı.

"Nedenmiş? Senin malın mı?" Jaemin de dalgayla konuştuğunda ikisi beni çekiştirirken ağzımı açtım ama asla beklemediğim bir şeyle kelimelerim boğazımda kaldı.

Belimden tutulup çekildiğimde ikisi de ellerimi bırakmıştı.

"Geri basın." Minho beni sıkıca tutmuş ikiliye sert bakışlarını atarken neye şaşırmam gerektiğini bilmiyordum. Chan öne atıldı.

"Adını bile bilmiyoruz, ne diye karışıyorsun? Pezevenklik yapmaya geldiysen siktir git." Chan'ın sözleriyle yüzüne inen yumruk bir olmuştu. Minho beni bırakıp yere düşen Chan'ın üzerine çıktığında onu tutmaya çalıştım.

"Neyim ben? Bir daha söyle?!" Elini yumruk yapmış hazırda bekliyordu. Chan güldü.

"Bizi tanımadan gelmiş artistlik taslıyorsun. Puştluk yapma, bunlar seni aşan konular." Chan'ın aşırı sakin tavrıyla söylediklerinin ardından Minho, Chan'ın suratına yurmuklarını geçirdi.

"Bir şey yapsanıza!" Herkes benim çığlığımla kalkıp ayırmaya çalışırken Felix beni tuttu. Titriyordum.

"Orospu çocuğu! Adım Lee Minho, duydun mu?! Seni tanımıyorum ama Jisung'u tanıyorum. Jisung senin de değil o piçin de değil. Anladın mı?!" Her cümlesinde bir yumruk atarken ağlamaya başladım.

"Minho dur artık nolur.." Herkes onları ayırmaya çalışırken Minho iç çekişlerimi duyarak yanıma geldi. Kafası güzeldi farkındaydım ama bu kadar ileri gitmesi çok kötü olmuştu. Çocuklar Chan'ı kaldırdı. Her yeri kan olmuş, bana bakıyordu.

"Onun Minho olduğunu neden söylemedin?" Zar zor konuştuğunda başımı eğdim. Hepsi elbette Minho olayını biliyordu. Bu daha da kırmıştı onları şuan eminim.

Hyunjin, Chan'ı kendisine çevirdi. "Jisung'un üstüne gitme. Araları bozuktu demiştim sana, bi anda arkadaşlarmış gibi size mi tanıtsaydı adamı. Yürü eve gidelim."

Herkes tek tek giderken kızlar yanıma geldi. Soojin nasıl olduğumu sorduğunda sadece iyiyim diyebildim. Emin olduktan sonra onlarda gittiğinde ateşin başında sadece ikimiz vardık. Bana yaklaştı.

"Üzgünüm." Neden üzgündü ki? Baş parmağıyla dudağımı sildi.

"Dudakların kirlendi Jisung." Gözümden bir damla gözyaşı kumların üzerine düştü, kayboldu.

Bana doğru eğilince direkt geri çıktım. "Kafan iyi senin Minho. Git evine yat uyu."

Arkamı döndüm. Hyunjin'in evine gidecektim ama o susmadı.

"Oyunda söylediklerim ciddiydi Jisung. Ablanla olan ilişkimiz evet güzeldi ama ben gördüklerimi sindiremedim. Kimse sindiremezdi. İğrendim ondan. İkisini öyle gördüğüm anda ağlamadım bile. Senin yanına geldiğimde sarhoştum ama aklım tamamen gitmemişti. Yalandı. Ablanın orada olmadığını biliyordum. Sadece sana gelmek istedim. Kısacası ablana aşık değildim ben. Benim söylediğim tek yalan da buydu. Ablana aşık olduğum, yalandı. Lütfen kaçma benden." Yaklaştı, uzaklaştım. Bana geldi, geri gittim. Gözlerim yanıyordu.

"Ya ben Minho? Ben nasıl sindirdim tüm bu olanları? Uzak dur benden nolur. Bana sadece acı çektiriyorsun." Hızla arkamı dönüp yürümeye başladım ama köşeyi döndüğüm anda belime dolanan kollar ile durdum. Zorunda kaldım.

"Kafan iyi Minho. Belki o gün aklın başındaydı ama bugün değil. Votka çarpmış seni. Saçmalıyorsun. Bırak beni gideyim. Ablamı sevmediğini sanıyorsun ama gözlerin yalan söylüyor. Adını söylerken bile gözlerin parlıyor." Bırakmadı.

"Kendine geldikten sonra konuşalım Minho." Kollarını zar zor indirdim. Uzaklaştım. Gelmedi bu sefer peşimden, kaldı orada. Ben de ona olan sevgimi onunla birlikte orada bıraktım. En azından her şey yerli yerine oturana kadar orada kalmalılardı.

Eve girdiğimde kapının arkasına çöktüm. Canım yanıyordu. Doğum günüyle birlikte benimde ona olan duygularımı da mahvetmişti.

Lee Minho, kalp kırmada çok profesyoneldi. 

toxic / minsung Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum