1.7

491 47 14
                                    

Jisung kocaman olmuş gözleriyle doktorun suratına bakarken Yeosang olduğu yerde çakılı kaldı.

"Nasıl hamileyim? Olamaz ki hamile olamam ki. Erkeğim ben nasıl mümkün olur?" Yeonjun anlayışlı bakışlarla sandalyesine oturdu.

"Nadiren anneden alınan genin baskın olmasıyla dna da oluşan bir bozukluk sonucunda erkekler hamile kalabiliyor fakat çok az. Sen tahminimce şuan dünyada hamile kalmış 36. erkeksin ve gözlerimle gördüğüm ilk hastamsın."

Derin bir nefes aldı Jisung. "Peki bu erkeklerin hepsi çocuklarını dünyaya getirdiler mi?"

Yeonjun'un yüzü düştü. "Sadece 9 tanesi bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına aldı." Jisung hayal kırıklığına uğradı. Yani 4te 1di. %25 şansı olacaktı. Karnına baktı. Minho'dan ona kalan tek şey bu bebekti ve şimdiden bile onu kaybedemezdi.

"Peki, bebeği sağlıkla kucağıma almam için ne yapmalıyım?" Yeosang şaşkın şaşkın olduğu yere oturdu. Jisung'un o bebeği doğurmak istediğini mi anlaması gerekiyordu bilemiyordu ama cidden şok içindeydi.

"Çok dikkatli olmalısın, Jisung. Attığın her adımı dikkatli atmalısın. Yemeklerine önem vermelisin. Üzülmemelisin. Gerekirse yataktan bile çıkmamalısın." Jisung hemen başıyla onayladı.

"Bir de şey var." Yeonjun biraz suratı asık mırıldanmıştı.

"Bebeği doğurman çok riskli, doğumda sadece bebek değil sende risk altında olacaksın. Onu kaybedebiliriz ama daha önemlisi seni de kaybedebiliriz. Doğurmak istemezsen anlarım." Yeosang hemen öne atılıp doğurma fikrini reddetse de Jisung çoktan kararını vermişti.

"Doğuracağım."

~

Jisung, Yeosang ile vedalaşıp karnına baka baka eve geçtiğinde onu bekleyen bir sürpriz vardı. İçeri geçtiği anda bacağında hissettiği kollar ile gülümseyerek aşağı baktı.

"Lucas, sen nereden çıktın??" Gülümseyerek onu kucağına aldığında minik kıkırtılar duydu.

"Bir süre burada kalacak. Annemler yurt dışına çıktılar. Biz de çalışıyoruz, sen bakabilir misin?" Hemen başıyla onayladı. Chan da gülümsedi.

"Bugün en sevdiğin yemek var birde. Hadi gel içeri geçelim." Jisung'tan Lucas'ı alıp salona geçtiğinde Jisung da onu takip etti. Masada gördüğü lazanya ile gözlerinden kalpler çıktığına çok emindi. Hızla masaya oturunca diğerleri güldü.

"Umarım Felix yapmıştır. O yaptı dimi?" Hyunjin dudaklarını araladı.

"Evet, Felix yaptı." Herkes oturduğunda hemen çatalını alıp tabağında ki lazanyaya batırdı ve bir parça alıp yedi. O anda midesinde ki rahatsızlığı ve gelen bulantı ile ayağa fırlayıp tuvalete koştu. Yediği tek lokma yüzünden bütün midesini boşalttıktan sonra elini yüzünü yıkadı ve ağlamaya başladı. Kustuğu için ağlıyordu, kusmaktan hep çok korkardı.

"Jisung, bebeğim iyi misin?" Chan'ın sesini duyunca kapıyı açtı ve ona sarıldı.

"Değilim hyung. Hiç iyi değilim. Benim size bir şey söylemem lazım." Chan yavaşça Jisung'u kendinden ayırdı.

"Ne söyleyeceksin birtanem?"

"Gel, aşağı da hepiniz aynı anda duyun."

İkili aşağı indiklerinde diğerleri meraklı gözlerle onlara bakıyordu. Hyunjin endişeyle kalkıp Jisung'un yanına geldi ve başını ellerinin içine aldı.

"Güzelim, iyi misin?" Jisung sessizce yüzünde ki iki eli tuttu ve aşağı indirdi ama bırakmak yerine daha sıkı tuttu. Sanki bırakırsa söylemeye cesaret edemez gibi.

"Ben hamileyim." Nefesini dışarı verdi.

"Ne?" Tam önünde ellerini tutan adam hayatının şokunu yaşamış gibi Jisung'un gözlerine baktı. Şaka olduğuna inanmak istiyordu.

Jisung, Hyunjin'in gözlerine bakamadı. Ellerini bırakıp diğerlerinin yanına yaklaştığında onların da Hyunjin gibi olduğunu gördü. Başını eğdi.

"Şaka yapmıyorum." Sesi bir kedi yavrusu kadar masum çıkmıştı. Bu durumda olmasına çok üzülüyordu. Yavaşça cebinde ki kağıdı çıkardı ve masaya bıraktı. Ardından odasına gitti.

Seungmin ona inanan tek kişi olsa da hemen kağıdı aldı. Ultrason kağıdıydı ve siyah beyaz resimin ortasında bir nokta vardı. Dudaklarını araladı.

"Bu onun bebeği." Hemen herkes etrafına toplanırken Felix duygulanıp ağlamaya bile başlamıştı.

"Çok şirin."

"Felix orada ki sadece bir nokta."

"Olsun çok tatlı."

Herkes Felix ve Jeongin'in konuşmasına gülerken Changbin aralarında değildi.

Jisung'un kapısı tıklandı. Changbin içeri girerken Jisung yatağında oturuyordu.

"Güzelliğim." Yavaşça yatağa adımladı ve küçük olanın yanına oturdu.

"Neden üzgünsün?" Uzanıp ellerini tuttu.

"Burada sadece sizin değil, Minho'nun da olmasını isterdim.." Kendi dediğine güldü.

"Gerçi siz bile bana inanmazken o nasıl inanacaktı ki büyük ihtimalle istemezdi. Bunu karnıma koyduktan saatler sonra terk etti beni." Parmağıyla kendi karnını işaret ederken sol gözünden bir damla düştü.

Changbin hemen kollarını açıp sarıldı ve başını göğsüne yasladı.

"Öyle bir şey yok. O seni çok seviyordu, bebeğinizi de çok severdi. Hem düşünme artık onu. Biz varız. Altı amcası var. Hepimiz hem abi hem amca hem baba oluruz fena mı? Ağlama artık, lütfen bebeğim." Gülümsedi.

"İçeri de bebeğinin ne kadar tatlı olduğunu tartışıyorlardı. Şimdiden böylelerse ilerde olacakları sen düşün."

Jisung kıkırdadı. Sakinleşmişti. Changbin sayesinde daha iyiydi. İkili tekrardan salona döndüğünde Felix ve Hyunjin'in tartıştığını gördü. Kağıdı iki tarafından tutmuş kendilerine çekiyorlardı.

"Yongbok! Bırak şunu yırtacaksın!!" Hyunjin sinirle solurken Felix kendisine asıl ismiyle hitap ettiği için daha çok sinirlenip daha çok çekti kağıdı.

"Bir, bana Yongbok diye seslenme! İki, o kağıt bende kalacak. Ben yeğenime bakacağım, özlerim!"

Hyunjin sinirle Felix'in elini tutup bıraksın diye uğraşırken Jisung yaklaştı. İki tarafından sıkıca tutulan kağıdı çekip aldı.

"Bebeğimin tek fotoğrafına nasıl davranıyorsunuz siz? Ya yırtılsaydı?" Dudaklarını büzdü. Kırışmış fotoğrafı düzeltirken Changbin gelip belinden sarıldı.

"Salak mısınız olum siz? Bebek o fotoğrafta değil, Jisun'un karnında. Seveceksen Jisung'un karnını sev Felix." Changbin'in mantıklı konuşmasından sonra Felix uçarak Jisung'un karnına sarılmıştı. Garip sesler eşliğinde arkadaşının karnını severken Jisung Changbin'e yaklaştırdı başını. Başına Felix gibi büyük bir bela almıştı.

"Senin vereceğin tavsiyeyi sikeyim Changbin."

------------------------------------

merabalarr gecis bolumune hos geldiniz. dunyanin en bos bolumu oldu farkindayim ama ilhamim gotume kacti. aklimda ki muthis fikirler icin suan erken o yuzden sicmis durumdayim. napsam minik bi kac tavsiye, fikir? simdiden tsklerr bol opucuk💕

toxic / minsung Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang