1.2

846 76 23
                                    

okullar acildi ama felsefe performasini yapmadigim icin okuldan kactim suan size bolum yaziyorum swkfkwdwsdkfwks
oy ve yorumlarinizi birakmayi unutmayin! umarim begenirsiniz<3

_________________________________________

Minho ona sarılmamı beklemiyor olacak ki bir kaç saniye aynı şekilde bekledi. Ardından sırtımda hissettiğim kollar ve buram buram gelen kahve+erkek parfümü kokusu beni bayıltmaya yetebilirdi. Bir kaç ay önce şuan ki durumum bi' kenara Minho ile konuşabileceğime bile inancım yoktu. Hayatımda ki her şey düzene girerken bazı gerçekleri unutuyordum. Sonu kötü bitebilecek gerçekleri.

*

El ele aşağı indiğimizde çocuklarla bir kaç saniye sessizce bakıştık. Dayanamayıp gülümseyerek en yakınımda olanın üstüne atladım. Changbin altımda debelenirken herkes gülüyordu. Arkasından eğilip yanağını öptüm.

"Teşekkür ederim, hepinize. Siz olmasanız şuan böylesine mutlu olamazdım." Ciddi bir konuşmanın ortasına düştüğümüz için mal mal birbirimize baktık. Nihayet bakışmamızı bozan şey çalan zil olmuştu. Hyunjin kalkıp kapıya ilerlediğinde Jeongin de peşinden gitti.

"Nerede o?! Çekil!" Aniden yükselen ses ve gelen kişiyle başımdan aşağı kaynar su dökülmüşe döndüm.

"Baba..?"

Herkesin gözleri bana dönerken babam yaklaştı.
"Sana ne söyledim ben?" Yutkundum. Neyden bahsettiğini çok iyi biliyordum. Bana bir şey yapmasın diye biraz geri çekildim. İstemsizce yapmıştım. Küçükken çok dövdüğü için fazla yakınlaştığımızda korkuyordum.

"Gidiyoruz." Beni kolumdan tutup çektiğinde çocuklar ayağa kalktı.

"Hop dayı ağır ol." Hyunjin cidden böyle bir cümle kursa da kimse gülmemiş aksine sinirle bakmaya başlamışlardı.

"Çek elini." Minho babamın elini tutup ittiğinde kolumda ki baskı kalktı. Babam ise Minho'yu fark edince sırıtmıştı.

"Bak bak, kızımın sevgilisi de buradaymış. Onu bıraktıktan sonra kardeşine mi sulandın?"

"Lan orospu çocuğu." Minho ön atılınca Chan onu arkasından sarılarak geri çekmiş zorla tutuyordu.

"Minho sakin ol. Gidelim biz." Minho' ya güven verici bir gülümseme sunup babamın önüne geçtim. Babamın sağı solu belli olmazdı. Gitmem doğru olandı.

"Saçmalama Jisung! Bu piçle göndermem seni." Changbin aniden kolumdan tutup çekince doğal olarak dengemi kaybettim. Kafamı omzuna vursam da umrunda olmamıştı.

"Siktir git sende be! Sadece sikmekle baba olmuş olmuyorsun. Yararın dokunmadı çocuğa bunca yıl! Ne aniden geliyorsun it herif!" Chan sinirli sinirli konuştuğunda babam dişlerini gıcırdatarak evden çıktı. Sinirden yaptığına emindim ama onunla gitmediğim için rahattım.

Chan, Minho'yu bırakırken söylenmeye devam ediyordu.

"Bıraksaydınız da sikseydim bir kere pezevenki. Orospu çocuğu sen kim sevgilimi götürmek kim?!" Herkes Minho'nun dediği tek bir kelimeye takıldığında kafasını ne der gibi salladı.

"Sevgilim tabi olum. Ne şaşırıyonuz? O kadar öptük sarıldık. Emmioğlu olacak halimiz yok."

Yanaklarım ısınmaya başladığı anda kafamı Changbin'in göğsüne gömdüm. Utangaç biri değildim ama bu çocuk benim kalbimle oynuyordu.

Akşam olmaya başlayınca herkes gitmeye başlamıştı. Minho da ayakkabısını giyerken benim onu izlediğimi görünce doğruldu.

"Jisung acaba ne zaman ayakta dikilmek yerine ayakkabılarını giyersin?"

Kaşlarımı çattım. "Ben gelmiyorum ki."

"Ne demek gelmiyorum? Jisung sevgiliyiz biz, Hyunjin de kalmaya devam mı edeceksin?"

"Evet?"

Ofladı. "Jisung uzatma hadi bi'tanem. Giy ayakkabılarını."

Omuz silktim. "Hayır ya gelmicem ben."

İçeriden hyunin geldiğinde onlara gülümsedim. "Üçümüz kalıyoruz galiba." Dediğime güldüler.

Hyunjin cevap verdi. "Hayır canım ikimiz kalıyoruz."

"Aaa Jeongin gidiyor mu?" Şaşırmıştım.

"Hayır ben gitmiyorum sen gidiyorsun." Jeongin sırıtarak beni Minho'ya ittirdiğinde düşmemek için koluna, tutundum. Kapının kapanma sesiyle doğruldum.

"Ulan piçler! Eşyalarımı verin bari!" Kapı açılıp valizim ayağıma çarptığında Hyunjin'in sesini duydum son kez.

"Sevgilimi özledim kardeşim. Hadi sende sevgiline aa yetti be." Kapı tekrar sertçe kapandığında ağzım açık japon balığı gibi bakıyordum. Resmen kovmuşlardı.

"Ben bunu unutmam! Alacağınız olsun!" Çıplak ayaklarımla Minho'nun arabasına bindim. Minho da bindiğinde yeri izliyordum.

"Gerçekten üzüldün mü sen?"
Başımla onayladım. Başka bir şey demeden eve sürdüğünde kırıldığını düşünmüştüm.

"Hyunjin de kalmak istediğim için bana kırıldın mı?" Tek kelime etmedi, başıyla hayır dedi.

İçime sinmese de bende başka bir şey demedim. Eve geçtiğimizde eşyalarımı misafir odasına koyduğunu fark edince üzüntüm ağlayabileceğim boyuta ulaştı. Geçen gece tek kişilik yatakta benimle yatan adam bana misafir odasını hazırlamıştı. Gidip salona oturduğunu görünce gözlerimden akan gözyaşlarını elimin tersiyle sildim. Yanına gittiğimde bana dönüp bakma zahmetinde bile bulunmayınca sinirlenerek kalktım. Televizyonun önüne geçtiğimde yine bana bakmayınca bi' cesaret kucağına oturdum. Gözleri yerinden çıkacak kadar açıldı.

"Ne yapıyorsun Jisung?"

"Ne yapıyorum?"

"Çekilir misin televizyon izliyorum."

Başımla reddettim. "Çekilmem. Bana trip atamazsın."

"Trip atmıyorum Jisung."

Yaklaştım. Bacaklarına sürtünerek tam yerine geldiğimde durdum ama biraz sert bir şekilde. Dudağını istemsizce ısırdığında kalktım. Kolumu tuttu.

"Nereye?"

"Misafir odasına. Uyuyacağım."

Tek kaşını kaldırdı. "Beni böyle bırakıp gidemezsin."

Güldüm. "Öyle güzel giderim ki. Daha bugün ilk günümüz. Hemen sevişemeyiz."

"Niye öyle bir kural mı var?"

"Evet var. Yüce Han Jisung kuralı. Öğrenirsin zamanla." Gülümseyerek misafir odasına adımladım. Minho ise halletmesi gereken bir şişlikle salonda kalmıştı.

_________________________________________

evett bitanelerim, Jisung'un babası da aramıza dahil oldu. Geldiği kısım biraz ani ve saçma olsa da zamanla oturacak. Ayrıca şunu belirtmek isterim. Ficimiz mpreg oldugundan smut iceriyo tabiki. O kisimlari yazmami ister misiniz yoksa atlayayim mi?? Sizin karariniz belirlesin. Umarim begenirsiniz<33

toxic / minsung Where stories live. Discover now