Ruh Varisi

His

Oturma odasına döndüğümde "Size Çağan ile konuştuklarımı anlatmam gerekiyor! Hepiniz neler olduğunu duyunca şaşkınlıktan olduğunuz yerde kalacaksınız!" dedim.

Bizimkilere durup baktığımda hepsinin ayrı bir kafada olduğunu gördüm.

İclal kıpkırmızı kesilmiş bir halde elleriyle oynuyordu, Yekta arada ona bakıp gülerek önüne dönüyordu, Umurcan kekleri gömerken de Zeren, Yekta ile İclal'e bakıp bakıp gülüyordu.

"ya da önce siz bana ne olduğunu anlatırsınız." dedim.

"Hiçbir şey olmadı ki. Kimseyi utandıracak bir konuşma da olmadı." diyen İclal'e "Biraz tuhaf bir ekleme oldu." dedim.

"Öyle mi oldu? Fark etmemişim." diyen İclal'in sesi bile heyecandan titriyordu.

"Bir şey olmadığına inanmasam da oturup Çağan ile olan sohbetimizi anlatacağım." dedim.

"Ne istiyormuş o herif?" diye soran Yekta'nın yanına oturdum ve "Benimle işi olan kendisi değilmiş. Babasıymış." dedim.

Hepsi anlamayarak bana bakarken "Babasının ne işi varmış?" diye sordu Zeren.

"Ben de bilmiyorum. Bugün buluşup öğreneceğim." dedim.

"Buluşman kendini riske atmak olur. Çağan veya babası fark etmez. Onlara güvenip hayatını gözden çıkaramazsın." diyen Yekta'nın ardından "Ama babasının kim olduğunu bilmiyorsunuz." dedim.

Umurcan merakla "Kimmiş?" diye sordu.

"Kendinizi hazırlayın." dedim ve derin bir nefes verdim.

"Babası Berkan Bey. Ruh gücünün güncel sahibi."

İclal, "Ne?" diye bağırırken "Babası ruh gücünden Berkan Bey. Meva Hanım'ın günümüz varisi." dedim.

"Berkan Bey'in seninle ne işi olur ki?" diye soran Umurcan'a "Bilmiyorum." diye cevap verdim.

Zeren, "Acaba erkenden emekli mi olacak? Bu yüzden varis mi seçecek?" diye sorduğunda Yekta, "Sanmıyorum. Adam önümüzde senelerde neler yapmak istediğini anlattı. Belen birkaç gün sonra sınava girecek." dedi.

"O zaman benimle niye görüşmek istiyor?" diye sordum.

"Belki de oğlu ile yaşadıklarından dolayı seninle konuşmak istiyordur." dedi Umurcan.

"Çağan ile adamda geçenler hakkında ne konuşabilir ki?"

Zeren, "Sonuçta Çağan'ın hataları oldu ve oğlunun hatası yüzünden senden özür dilemek istiyor olabilir." dedi.

"Belki de özür amaçlı bir jest yapar." dedi İclal.

"Ne yapabilir ki?" diye sordum.

"Bilmiyorum." dedi İclal.

"Berkan Bey gibi bir adamdan Çağan gibi bir evlat çıkması inanılmaz geliyor." diyen Yekta ile güldüm.

"Abi sen de ne takıldın Çağan'a. Adamın masum olfuğ kanıtlandı sonuçta. Sal yani." dedi Zeren.

"O ve arkadaşlarını o kadar yakaladım ve amirlerin onlar masum deyip serbest bıraktı. En azından yakalamak  için verdiğimiz emeklere saygı duyup neden masum olduklarına karar verdiklerini söylemeleri gerekirdi."

Merakla "Sonuçta daha öğrencisin. Bu yüzden sana bazı şeyleri söylemeleri normal değil mi?" diye sordum.

"Normal olabilir ama olsun. Sorgusuna hirdiğim iki kişinin ikisi de sinir krizi geçirttirdiler resmen." dedi.

Şimdi neden bu kadar Çağan'a takıldığı belli olmuştu.

Zeren, "Şimdi anlaşıldı ne diye Çağan'a bu kadar takıldığın." dedi

Yekta, "Ama o sorgudaki kız beni deli etti." deyince "Kavgada kız yoktu ki. Hepsi erkekti. Niye bir kızı sorguladın?" diye sordum.

"Çağan'ın arkadaşıymış. Neredeyse tüm faaliyetlerinde kız da olayın içinde." dedi Yekta.

"İsmi ne?" diye sordum merakla.

"Devin. Sert ve umursamaz birisi. İnsanı çileden çıkarıyor. Umarım o iki arkadaşın ikisini de bir daha görmem."

"Çok kastın, bir daha görmezsin zaten." dedi Zeren.

İclal, "Belen, Berkan Bey ile görüştükten sonra konu kapanacak zaten. Fazla takılmaya gerek yok bence." dedi.

"İçimdeki bir his bu konunun kolay kolay bitmeyeceğini söylüyor." derken karnım guruldadı

"Pardon sadece aç olduğunu söylüyormuş." dedim ve bir kek daha aldım.