"Sana eğer ruh varisliği hakkında bir şey desem ya da seninle samimiyet kursam çete üyeleri peşine o zaman takılırdı. Ne yapsaydım?"
Polen, "Şey ben de araya gireceğim ama şu an takılmanız gereken konu bence orası değil. Yani adam seni canı sıkılıyor diye bir sene boyunca izlemiş olamaz." dediğinde "Oha doğru lan." dedim.
"Sağ ol Polenciğim. Ne güzel tespitler yapıyorsun." diyen Çağan'ın ardından Polen, "Rica ederim." dedi.
"Ee cevap yok mu?" diye sordum.
"Var, var da şey. Şu an önceliğimiz Zeren ve Devin. Sonra konuşuruz."
Bilmiyor ki benim ölümüm daha da yakında.
"Doğru diyorsun. Sonra konuşuruz." dedim.
Çağan arkasını dönüp arkadaşlarının yanına giderken İclal, "Tam olarak ne zaman konuşacaksınız?" diye sordu.
"Konuşuruz bir ara İclal." dedim.
"En meraklı yerde konuşma bitti. Devamını istiyoruz." dedi Umurcan.
"Aslında konuşmanın devamı belli." dedi Polen.
İclal gülerek, "Aynen aynen." dediğinde "Beni salar mısınız? Çok daha önemli işlerimiz var." dedim.
İclaller bu dediğime gülerken Polen'in telefonu çaldı.
Telefon ekranını gördükten sonra beti benzi atmıştı.
"Buna cevap vermeliyim." diyerek tuvalete gittiğinde hızlıca Çağan'ın yanına gittim.
"Galiba çete, Polen'i aradı."
Çağan beni kafasıyla onayladıktan sonra bilgisayardan Polen'in telefon konuşmasına girdi.
Bilgisayarı kulaklığa bağladıktan sonra kulaklığın bir ucunu bana uzattı.
Kulaklığı kulağıma taktım ve Polen'in konuşmasını dinlemeye başladım.
"Ne istiyorsunuz?"
"Bu kadar sert olma cici kız. Sadece yeni bir anlaşma yapmak istiyoruz."
Umarım kabul etmez diye geçirdim içimden.
"Ne anlaşması?"
"Ruh taşını elde etmeyi beceremezsen aileni öldürürüz demiştik ama biz vicdanlı adamlar olduğumuz için aileni öldürmedik ve sana yeni bir teklifle geldik."
"Kısa kesin. Ne istiyorsunuz?"
"Belen'e bir teklifte bulunduk." dediğinde ne isteyeceklerini anlamıştım. Köstebekliği teklif edeceklerdi.
"Evet, biliyorum."
"Çağan o kızı bizim yanımıza yalnız göndermez. Bu yüzden bir plan yaparlar. Sen planlarını öğrenip bize söyleyeceksin."
"Bana güvenmezler. Öğrenemem." diyen Polen'in köstebeklik yapmak istemediği için böyle dediğini anlamıştım.
"Sana element bulma konusunda yardım etmişler. Bir elementin olmuş. Bence sana güvenirler."
"Öğrenince bu numarayı mı arayacağım?" diye soran Polen ile Çağan'ın kaşları çatıldı.
"Evet, bu numarayı arayacaksın."
"Tamam, planlarını öğreneceğim ama size söylemeden önce ailemi bırakmanızı isterim." dedi Polen.
"Bugün saat dokuzda planlarını bir kağıda yazıp geçen seferki parka bir dosya içerisinde koy. Aileni evinizin önünde bırakacağız."
"Anlaştık." dedi Polen.
"Anlaştık."
Telefon görüşmesi bitince Çağan, "Bize ihanet edecek gibi duruyor." dedi.
"Polen güçlü bir kız diye düşünüyorum. Bence gelip bize anlatacak." dedim.
"Umarım öyle olur."
Polen geri içeri döndüğünde canı sıkkındı. Düşünüyor gibiydi.
Umurcan, "Polen iyi misin?" diye sorduğunda Polen ona baktım.
Gözleri dolmuştu.
Umurcan kaşlarını çatarak ayağa kalktığında Polen bir anda ona sarıldı.
Polen hıçkırarak ağlarken Umurcan şok içinde elini Polen'in saçlarına götürdü.
"Ben... Ben özür dilerim."
"Niye özür diliyorsun? Bir şey mi oldu?" diye soran Umurcan'a Polen, "Ailemi öldürecekler." dedi.
Çağan'a baktım.
Polen'in ihanet etmeyeceği içime doğmuştu. Doğru bilmek mutlu etmişti.
"Sizin planlarınızı onlara söylememi istiyorlar."
Çağan, "Biliyoruz." dediğinde Polen anlamayarak bize döndü.
"Nasıl?"
"Köstebeklik yapmanı isteyeceklerini daha önce Meva Hanım bana demişti."
Polen, "Ben ne yapacağımı bilmiyorum." dediğinde Çağan, "Babamı çağırıyorum. O gelince adam akıllı düşünüp bir plan yaparız." dedi.

YOU ARE READING
Ruh Varisi
FantasyNesilden nesile aktarılan özel bir gücün yeni mirasçısı için yaşam diğer yaşıtlarına göre daha zordur. Omuzlarına bırakılan sorumluluk ile başarılı bir sonuç elde etmek isteyen ruh mirasçısı, gücü gerekenden önce devralması gerekir. Daha hazır deği...