Berkan Bey ile buluşacağımız mekana girdiğimde Çağan ile oturan Berkan Bey direkt dikkatimi çekti.
Derin bir nefes verdim ve onlara doğru yürüdüm.
Berkan Bey beni görür görmez ayağa kalkmıştı. Bu beni utandırırken "Merhaba Berkan Bey." dedim.
Berkan Bey, "Merhaba Belenciğim. Otur hadi." dediğinde karşısındaki sandalyeye oturdum.
Berkan Bey de geri yerine oturduğunda Çağan'a ayağa kalkıp beni selamlamadığu için azarladı.
Çağan, "Baba ayağa kalkmaya gerçekten gerek var mı?" diye sorunca Berkan Bey, "Var Çağan, var." dedi.
"Sorun yok Berkan Bey. Gerçekten." dedim.
"Öyle olsun." diyen Berkan Bey'e beni neden buraya çağırdıklarını soracaktım. Bunun için kendimi hazırladım. Berkan Bey ile konuşmak bu kadar heyecan verici ve zor olmamalıydı."
"Benimle neden görüşme ayarladınız Berkan Bey?" diye sordum.
"Aslında bu konuşmayı yapmama yirmi sene var sanıyordum." dediğinde nefesimi tutarak Berkan Bey'e bakmaya başladım.
"Lakin hesapta olmayan bazı olaylar yaşandı." diyen Berkan Bey ile Çağan oturuşunu düzeltti, omuzlarını dikleştirdi.
"Rast geldiğin kavgamda tartıştığım insanlar babamk tehdit eden bir çete. Kanıtımız olmadığı için askerler bir şey yapmıyor ama son günlerde artış gösteren tehditlerin yanı sıra suikastler de düzenlenmeye başladılar." diye açıklama yapan Çağan'ın sözünü kestim.
"Ve ben sizin şikayet ettim." dediğimde Çağan, "Aynen öyle yaptın." dedi.
"Yani bence haklıydım. Güçlerinizi kullanarak kavga ediyordunuz. Yasalarda sizin okul harici güç kullanmanız yasak. Hem benimle öyle bir konuştun ki bir suçludan farkın yoktu." dedim.
Berkan Bey, "Çağan'ın görgü kuralları küçüklükten beri eksik. Bir türlü eksiğini de kapatamadım. Sen onun kusuruna bakma." dedi.
Bu beni güldürürken Çağan, "Ayıp oluyor baba." dedi.
"Sen de az önce kızı selamlamayarak ayıp ettin. Ben yapınca mı sorun oldu?"
Çağan, "Pes ediyorum." dediğinde Berkan Bey'in yüzünde zafer kazandığından dolayı bir gülümseme oluştu.
"Kısaca Belen, varisim olmanı istiyorum."
Hiç düşünmeden cevap verdim.
"Üzgünüm Berkan Bey. Bu teklifinizi reddetmesi tercih ediyorum."
Ben bunu derken su içen Çağan'ın boğazında su kaldı ve öksürmeye başladı.
Berkan Bey de bu cevabı bekleniyor olacak ki ne diyeceğini bilemeyecek bana bakıyordu.
"Bunu sizden çok ben isterim ama kendimi yeterli görmüyorum. Hiç spor yapmadım. Hedeflerim para kazanıp evden kurtulmaktı. Hiçbir vasfım yok. Merak ediyorum, siz neden beni seçtiniz? Bu sene sınava girecek çok genç var." dedim.
"Hangi elemente ait olduğuna karar verdin mi Belen?"
"Hayır, Berkan Bey. Karar veremedim."
"Bak sana karar veremeyen iki kişi söyleyeceğim. Birincisi yüzyıllar önce yaşamış güneş gücünün element temsilcisi Alçin Hanım. O zamanlar ara elementler halk tarafından bilinmiyordu ve o, bu yüzden elementine karar verememişti. Sonda olanlar ile ise ismini tarihe yazdı. İkinci kişi ise onun kızı ruh temsilcisi Meva Hanım. Ruh gücünün ilk kullanıcıdı. O da hangi elemente ait olduğunu bilmiyordu."
"Alçin Hanım ve Meva Hanım küçüklükten beri azimle sınavlara çalışıyorlardı. Ben ise ne sihirli ormana ne de puanlı sınava çalıştım. Omların yaptıklarını ben elde edemem." dedim.
Berkan Bey, "Belki." dedi.
"Ama tüm ruh gücüne sahip insanlarda olan bir özelliğin var."
"Ne özelliği?"
"Ruhun ve bedenin güçlü. Tüm elementlerin gücünü ruhun, ikinci ruhu ise bedenin taşıyabilir. Bu potansiyel sende var. Bu senin kaderinde var."
"Oha kaderime mi baktınız?" diye sordum.
Kullandığım kelimelerden dolayı kendimi hızlıca toparladım.
"Gücümü şimdi aktarmamın doğru bir karar olduğuna emin olmak için ölülere danıştım." dedi Berkan Bey.
"Beni ve geleceği izleyen ölüleri düşününce biraz şey gibi geldi... Korku filmindeki sapıklar."

YOU ARE READING
Ruh Varisi
FantasyNesilden nesile aktarılan özel bir gücün yeni mirasçısı için yaşam diğer yaşıtlarına göre daha zordur. Omuzlarına bırakılan sorumluluk ile başarılı bir sonuç elde etmek isteyen ruh mirasçısı, gücü gerekenden önce devralması gerekir. Daha hazır deği...