Berkan Bey geldiğinde tüm olanları ona anlatmıştık. Benim bu kadar hızlı güç kullanabilmem onu da çok şaşırtmıştı.
"Yapabileceğimiz fazla seçenek yok gibi duruyor. Çağan yarın için yaptığınız planı ailesi ile takas edebilmesi için Polen'e verin."
Çağan, "O plan Belen'in hayatı ile ilgili." diye reddedince Berkan Bey, "Belen'i tehlikeye atacak değilim. O benim varisim." dedi.
"Ne yapacağız öyleyse?" diye sordum.
"Sen buluşma alanına gittiğinde seninle konuşacak bir ekip olur. Bir ekip de Çağanları etkisiz hale getirmek için pusu kurar. Biz pusu kuran ekibe pusu kuran bir ekip kuracağız."
"Yani kendimizi yem yapacağız." dedim.
"Aynen öyle."
"Belen tek gitmediği için Zeren ve Devin'i öldürebilirler." dedi Çağan.
"Sanmıyorum. Ellerindeki tek koz Devin ve Zeren. Onları öldürürlerse bizi daha da öfkelendirirler. Bunu istemezler." dedim.
"Ben de öyle tahmin ediyorum. Zeren ve Devin şu an onlar için koruma kalkanı. Onlar olmazsa üstlerine direkt atlarız." dedi Berkan Bey.
"O zaman ilk Polen'in ailesini sonra da Devinleri kurtaralım." dedi Çağan.
İclal, "Belen ikinci ruhu alıp mı gidecek?" diye sordu merakla.
"Evet, bu gece olan törende ona ikinci ruhu devredeceğim." dedi Berkan Bey.
Öleceğimi Berkan Bey'e söylemem gerekiyordu.
"Berkan Bey." dedim.
"Efendim."
"Sizinle özel olarak konuşabilir miyiz?" diye sordum.
"Tabii Belenciğim. Bir sorun yok, değil mi?" diye sordu.
"Şey. Bence size durumu anlatmalıyım." dedim.
Berkan Bey bir sorun olduğunu anlayınca "Gel, içeri geçelim." dedi.
Dükkan'ın ardiye gibi kullanılan odasına gittiğimizde derin bir nefes aldım.
"Sorun ne Belen?" diye sordu Berkan Bey.
Gözlerim dolarken "Öleceğim." dedim.
"Bu da nereden çıktı? Çeteden korkuyorsun diye mi?"
Başımı "hayır" anlamında sağa sola salladım.
"Ondan değil. Meva Hanım söyledi."
Berkan Bey'in kaşları çatılırken "Ne söyledi?" diye sordu.
"Benden başkası ruh taşını alırsa milyonların ölümüne sebep olurlarmış. Ruh varisi olarak en doğru seçim benmişim ama benim de insanların hayatını kurtarmak için kendimi feda etmem lazımmış."
Berkan Bey ne diyeceğini bilemezken hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Ölümüme az kalmış."
"Öyleyse... Sen son ruh varisisin." dedi Berkan Bey.
Başımla onu onayladım.
"Ruh gücüyle birlikte ben de tarihe gömüleceğim."
Hıçkırarak ağlamaya devam ederken Berkan Bey, "Ah küçük kızım." dedi.
Kolumla gözlerimi kapatırken "Korkuyorum." dedim.
Berkan Bey yavaşça bana sarıldı ve "Kader bazen hiç de istemediğimiz gibi ilerler." dedi.
Berkan Bey'den bir adım uzaklaştıktan sonra başım öne eğildi.
"Oğlunuzu seviyorum." dedim.
"Aranızda bir şey olduğunu tahmin ediyordum." dedi Berkan Bey.
"Benim ömrüm yakın zamanda bitecek ve Çağan ile birbirimize hissettiklerimiz yüzünden onun yıkılmasını istemiyorum."
"Buna engel olamam." diyen Berkan Bey'in önünde diz çöktüm.
"Ona iyi baktığınızı biliyorum ama lütfen beni unutturmaya çalışın. Onun acı çekmesini istemiyorum."
"Kızım ne yapıyorsun? Kalk ayağa."
Berkan Bey, kolumdan tutup beni ayağa kaldırırken "Daha önce birçok savaşçımız sevdiklerini kaybetti. Tarih acımasızdır. Çağan'ın da kaderi buysa kabullenmemiz lazım." dedi.
"Keşke başka bir yolu olsaydı. Keşke... Keşke yapabileceğim başka bir şey olsaydı."
"Üzgünüm Belen. Benim elimden de bir şey gelmiyor." diyen Berkan Bey'e "Sadece benden sonra onu mutlu edin." dedim.
Berkan Bey, "İsteğin benim için bir görevdir." dediğinde tebessüm ettim.
"Beni yalnız bırakabilir misiniz? Kendimi toparlamak istiyorum."
"Tabii."
Berkan Bey kapıyı açtığında bizi dinlediği belli olan Çağan ile karşı karşıya kaldık.

YOU ARE READING
Ruh Varisi
FantasyNesilden nesile aktarılan özel bir gücün yeni mirasçısı için yaşam diğer yaşıtlarına göre daha zordur. Omuzlarına bırakılan sorumluluk ile başarılı bir sonuç elde etmek isteyen ruh mirasçısı, gücü gerekenden önce devralması gerekir. Daha hazır deği...