Yazarların Nitelikleri

12.8K 1.1K 719
                                    

Her insan yazabilir ama her insan yazar olamaz. Her kitap değerlidir ama nitelikli değildir. Her kitap okunur ama başarılı olmayabilir.

Yazarlığı şahsen dünyanın en zor mesleği olarak görüyorum. Oturup birkaç saatte bir bölüm yazıp yayınlayabilirsiniz ve binlerce kez okunabilir. Ama direkt basılan kitaplar belki de çok kazandırmayacak, çok okunmayacak; düşünsenize, Wattpad'de olduğu gibi basılmadan önce görüş alma gibi bir şey yok. 

İsim hatırlama konusunda gerçekten bir sorunum var, isimleri hiç hatırlamam ama yüzleri unutmam. Yine bir bilirkişinin sözünü hatırlıyorum: Hayallerini anlatma, günlük yazar gibi hiç yazma, hatta otuz yaşından önce yazar olmayı hayal etme.

 Dikkatinizi çekerim ki "Yazma," demiyor.

Otuz yaşın tek sebebi ise tamamen tecrübe konusu. Yazmadıkça gelişemeyiz ama ben her Wattpad'e girdiğimde kötü kız/oğlan çiftleri görmek istemiyorum artık. Şu ana dek yazılanlara kesinlikle laf etmiyorum. Tek amacım, artık yetmeli. Başka şeylere yönelmeliyiz. İşin kolayına kaçıyorsanız kendinize yazar diyemezsiniz. Eğer ki kitabınızın basılacağını düşünüyorsanız, eğer yayınevlerinin amacı paraysa basılır ama bir süre sonra yayınevlerinin de bıkacağını düşünüyorum. Kötü çocuk olayını Türkiye Wattpad'inde ilk Büşra Küçük başlatmış olabilir. Ama bunun öncesi de var. After serisi, Grinin Elli Tonu serisi vb. İnanın Büşra Küçük'ün kötü çocuk kurgusu da orijinal değil. Yazara garezim yok, aksine okurlarıyla ilgilenmesi hoşuma gidiyor. Üslubunu da beğeniyorum ama kötü çocuk olayını onun başlatmadığı inkar edilemez bir gerçek.

Büşra Küçük'ten sonra yazılan diğer kötü çocuk hikâyelerine ise sıcak bakamıyorum. İlkin taklidini yapmaktan öteye geçmiyorsunuz. Geçemiyorsunuz da değil, geçmiyorsunuz. Hâlbuki uğraşsanız içinizden ne cevherler çıkacak!

İnanın bana, karakteriniz "kötü çocuk vasıfları" (*göz deviren emoji*) taşısa dahi ona kötü çocuk demeseniz, çok daha güzel olacak. En azından bunu deneyin, esas oğlandan kötü çocuk diye bahsetmeden ona kötü çocuk vasıfları yükleyin. Okurlarınız anlasın onun kötü çocuk olduğunu, siz söylemeden.

Şahsen erkeğin teki beni kolumdan sürüklemeye kalksa iki seçenek var: ya korkarım bir şey yapacak diye, ya da bağırırım "Sen ne hakla bunu yapıyorsun!" diye. Ve inanın çirkef bir insana dönüşebiliyorum, normalde öyle olmasam bile.

Her neyse, konumdan uzaklaşmayayım.

 Bir yazar cesur olmalı.

İnsanların cesaret edemeyeceği birçok şey vardır, kimi genel kimi özel. Etrafınıza bakıp farkına varın. Hem orijinal, hem özgün olur, hem de "Vay canına, ben bunu yazamazdım." dedirtebilirsiniz. Ve bu, inanın bana ne kadar mütevazı olsanız bile hoşunuza gider. Nedense bundan bahsettiğimde bazı insanlar cinsel ilişki yazma cesareti olarak gördüler. Güldüm sadece, n'apayım. Şaşırma ifadesi olarak.

 Bir yazar özgür olmalı.

"Bunu ailem okur, bana kızar," düşüncesiyle bazı şeyleri kafanızdan çıkarırsanız, belki de göremediğiniz bir fırsatı kaçırmış olacaksınız? En azından, biraz indirgeyin veya o "uygunsuz" durumdan zamanla kurtarın -ki bu bir kurgu fikri, en azından olay fikri olabilir.

"Freedom is a state of mind." Özgürlük, zihnin bir hâlidir. Özgürlüğümüze engel olan şeyleri biz kafamızdan oluşturuyoruz. Örneğin, aileden izin almadan bir yere gideceksek sonucunu biliyoruz, ailemizle tartışacağız. Ve bizim korktuğumuz şey ailemizden izinsiz gitmek değil, ailemizle tartışma anında hissedeceklerimiz. Ben size ailenizden izin almadan gidin demiyorum, sadece nedeni hakkında ışık tutmak istedim. Ailemizin bizim üzerimizde hakkı var. Bir yere kadar.

Özgürlüğünüzü az az yaşayın. Kafeye gittiğinizde ilginç şeyler yapın, daha önce tatmadığınız şeyleri deneyin; ne bileyim, her ne olursa! Yeter ki, lütfen önceden yaptıklarınızdan farklı bir şey olsun. Kim bilir, belki de en sevdiğiniz frambuazlı yaş pastadan daha çok seveceksiniz krokanlı olanı? Yazarperi için bu söz konusu bile olamadı bu gerçi.

 Bir yazar yalnızlıktan korkmamalı.

Etrafımda şahsen tonlarca insan var, okulda tuvalete yalnız gidemiyorlar. Ben bunu inanın anlamıyorum. Yargılamıyorum şu an kimseyi, sadece sırf "Görenler ne der, aa yalnız tuvalete gidiyor, bir şey mi var ki, rezil olacağım," tarzı tepkilerden korktuğu için koca grupla gidenleri anlamıyorum.

Tek başınıza olduğunuzda beyin daha bencil ve yaratıcı çalışır. Çünkü kaâle alması gereken başka engeller yoktur. Yalnızken insan daha iyi ve özgür yazar. İlham daha çok gelir. Yazılarınızı gece vakti odanızda tek başınıza yazmanızı öneririm. Ha, ve bilgisayarda. Çünkü telefonda yazılınca bildirimler, uygulamaların logoları dikkati dağıtacağı için bilgisayarı öneriyorum. Gerçi internet de bayağı güzelleşmişti geçen gördüğümde, şöyle bir gülümsedi falan.

 Bir yazar meraklı ve araştırmacı olmalı.

İlhamın neyle ve ne zaman geleceği belli olmaz. Araştırdığınız en saçma şey bile bir bakmışsınız, yazınızda önemli bir unsur olarak kullanılmış. Siz unuttuğunuzu düşünsenize bile bilinçaltınıza işler ve fark bile etmeyebilirsiniz. 

Küçük bir genel kültür bilgisi, beynimizde aynı bilgiden iki kere vardır; hafızada ve bilinçaltında.

 Bir yazar düşünür olmalı.

Düşünmek. Bu konuda detaylara apayrı bir bölümde sonra girmeyi planlıyorum.

Bölüm sorusu: Yazarların niteliklerinden kötü çocuk olaylarına nereden geldim?


Wattpad'de Yazar OlmakKde žijí příběhy. Začni objevovat