Sabah uyandığında garip bişey vardı. Kendi odana benzemiyordu. Uyku sersemi halinde kalkmaya çalıştın ama yapamadın. Kafanı geri çekip bakınca Mikeyin koynundaydın. Anlık şok geçirdin. Nası bu pozisyona geldiniz?
[Söz konusu pozisyon]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seni saran güçlü kolları ondan uzaklaşmanı engelliyordu. Biraz debelendin ama boynuna koyduğu eli çok sıkıydı. Onun suratına baktın, çok huzurlu uyuyordu. Onu uyandırırsan tüm sabah huysuz olurdu ama söz konusu sensen işler değişir.
Biraz daha debelendin ve kollarından çıkamadın.
"Hmm? Neden sabahın köründe çırpınıyorsun Lora?"
İşe yaradı, onu uyandırdın.
"Sabahın körü değil, öğlen oluyor ve bırak beni yataktan çıkamıyorum."
"Ne güzel sarılıyorduk, çok rahat uyumuştum"
Ellerini hafif boşladı ve yatakta doğruldun.
"Nası bu hali aldım ben? Sana yüzümü dönmüştüm?"
Gözlerini ovalayan Mikeye baktın.
"Uykulu halin beni daha çok seviyor anlaşılan, uyanıkken sarılmıyorsun"
O da doğruldu.
Cevap vermene zaman yaratamadan seni boynundan çekip öptü.
"Günaydın Lora"
Normalde ona sinirlenmen ve terslemen gerekirdi ama yapmadın.
"Günaydın Doraemon"
Hemen sonrasında yataktan indin
"Benim hala uykum var, yatağa dönsene"
Kolundan nazikce tutup durdurdu.
Tam ağzını açıp romantikliği bozucaktın ki dışarıdan gelen Emmanın sesi seni susturdu.
"Mikey, Draken geldi, seni bekliyor"
"Geliyorum"
Geri bağırdı Mikey.
"Cevabını aldın hadi kalk"
Elini bıraktı ve Mikeyin kiyafet dolabına ilerledin.
"Hep aramıza giriyorsun Ken-chin"
Senin duymayacağın bi tonda söyledi Mikey.
Kiyafetlerinizi bazen takas yaparak giyerdiniz. İkinizinde unisex giydiği düşünülürse bu pek sorun değildi.
