𝟷𝟾. sᴇᴄᴏɴᴅ ᴛʀᴏᴜʙʟᴇ

889 88 218
                                    

𝘔𝘺 𝘩𝘦𝘢𝘥 𝘪𝘴 𝘢 𝘫𝘶𝘯𝘨𝘭𝘦, 𝘫𝘶𝘯𝘨𝘭𝘦
𝘔𝘺 𝘩𝘦𝘢𝘥 𝘪𝘴 𝘢 𝘫𝘶𝘯𝘨𝘭𝘦, 𝘫𝘶𝘯𝘨𝘭𝘦
𝘔𝘺 𝘩𝘦𝘢𝘥, 𝘰𝘩...

.

.

Mikey bu akşam hiçbir şey yapmak istemiyordu. O yüzden motoru sen kullandın. Beline sarıldı ve sessizce eve ulaşmanızı bekledi.

Hastaneye daha yakın olan ev seninki. Bu yüzden bu gece Mikeyi kendi odanda ağırlama kararı aldın.

Geneleve vardığınızda Mikeyi hafifce dürttün uyanması için.

"İnebilirsin"

"Hmm? Yeni uyumuştum..."

"Yatakta uyursun, hadi in"

Kabalıktan uzak, hoş bi ses tonuyla konuştun.

Gözlerini ovarak motordan indi.

Senin motoru park etmeni bekledi. Yaptıktan sonra yanına gittin. Elini tuttu ve uykulu halini yönlendirmeni istedi.

Elinden tuttun ve asansöre bindiniz. Asansör kapıları 4 cü kata varınca açıldı.

Girişte seni bekleyen manevi babanız ve genelev müdürü vardı. Yanında Drakeni değilde Mikeyi görünce şaşırmış gibiydi.

Selam bile vermeden konuştu.

"Lorrein, Ken nerde?"

"Sonra konuşalım, tamam mı? Abim iyi merak etme"

Dedin ve cevabını beklemeden yanından geçtin.

Koridorun sonuna doğru ilerlediniz. Mikey hala uykuluydu ve elini tutuyordu.

Odana vardığınızda kapıyı açmak için elini bıraktın.

İşıkları yaktın ve onu içeri davet ettin.

"Yıkanmamız gerek, biraz daha böyle ıslak dolaşırsak hastalanırız"

"Mmm, uykum var"

"Yıkandıktan sonra uyursun, hadi Mikey"

Elini ıslak saçlarına daldırdın ve karıştırdın. Bu onu ikna etmen için yeterliydi.

"Tamam"

Odadan çıktı ve yıkanmak için genelevin lavobosuna ilerledi.

O gittikten sonra, dönünce giymesi için bi kaç kiyafet bıraktın yatağa. Senin bol ve büyük tişörtlerini giymek onun favorisiydi.

Odandan çıkıp girişe doğru ilerledin.

"İyi akşamlar"

Az önce cevabını beklemeden arkanı dönüp gittiğin adama söyledin.

"Ters giden bişeyler var, anlat"

"Şey abim..."

Elini ensene götürdün. Adamı endileşendirmemek için durumu nasıl açıklaman gerekirdi ki?

"Abim yaralandı, küçük bi sıyrık. Şu an iyi ama hastanede kalması gerekti"

"Festivale gittiğinizi sanıyordum? Kavgaya mı karıştınız? Yine mi?"

"Bizim suçumuz değildi"

"Hiç değişmiyorsunuz"

Adam elini alnına koydu hayal kırıklığını belirtmek ister gibi.

"En azından Ken iyi, değil mi?"

"Evet, endişelenme. İyi olmasaydı bu kadar rahat olamazdım"

"Peki, yanındaki çoçuk?"

Tokyo卍Revengers • FEELS •Where stories live. Discover now