-1-

7.3K 251 263
                                    

Tam 3 yıl olmuştu. 3 koca yıl. Komadan çıkışımın 3. Yılı.

İnanmasamda beni inandırmak zorunda kalmışlardı. Ben de diğer insanlara göre yaşamaya başlamıştım. Onlara ayak uydurmuştum. Evet buydu işte. Benim yaşantım buydu. Olmasa bile böyle yaşamam gerekiyordu.

Tüm bu saçmalıkları düşünecek zamanım yoktu. Elimdeki dosyalarla zorda olsa kapıyı açmayı başardım ve odaya girdim. Evet doğru Özel bir şirkette çalışıyordum.

"Dosyaları masaya bıraktıktan sonra çıkabilirsin. Bir gelişme olursa bana sonuçları söylemek için odaya girebilirsin. Onun dışında kimse odama girip beni rahatsız etmesin." Kafamı yavaşça sakladım ve elimdeki dosyaları masanın kenarına koydum.

"Saat 17:00 da X şirketi ile ilgili konuşmanız varmış efendim. Ne yapmamı istersiniz?" Dedim telefonumdaki e-postaları kontrol ederken. Efendim kelimesiyle biraz duraksadım. Görkem'in en sevdiği kelimeydi...

Gözlerimi sıkıca bastırdım kendime gelmek istermiş gibi.

"Online olarak katılacağımı iletirsin. Çıkabilirsin." Kafamı bir kere eğdiğimde çıkmak için kapıyı açtım. Çıktım ve kapıyı kapattım. Daha sonra kendime kahve doldurmak için mutfağa girdim. Burası çalışanların her istediğini yapabileceği bie mutfaktı.

Kahve makinasından kendime kahve koyarken telefonuma gelen mesajla telefonumu açtım.

Gaye; kardes abim

Gaye; öğlen yemeğini beraber yiyek mi?

Parmaklarımı klavyede gezdirirken bir yandan da gözlerim kahve makinasındaydı.

Ben; düşündüğün bir yer mi var?

Ekranda yazıyor kısmı çıkınca telefonumun ekranını kapatmadan masaya koydum. Kahve makinasını durdurdum ve kahvemi aldım. Elim yanarken diğer elimlede telefonumu aldım ve kendi masama gitmek için merdivenlerden çıktım.

Kendi masama oturdum ve gelen mesaja baktım.

Gaye; ya aslında güzel bir yer var ama 15 dk uzaklığında

Gaye; gider miyiz?

Önce kahvemden bir yudum aldım ve tekrar masaya bıraktım. Parmaklarımı tekrardan klavyede gezdirdim.

Ben; hmm

Ben; olabilir. Neresi?

Gaye; ben şu an dediğim yerdeyim konumu atayım mı?

Ben; olur atsana.

Gaye; konum*

Ben; tamam sorun yok gelirim.

Bilgisayardan işlere ve gelen e-postalara baktım. Daha sonra X şirketiyle olan görüşme için mesaj yolladıktan sonra kahve bardağımı alıp çöpe attım.

Öğle saatimin geldiğini gördüğümde müdürümün odasına doğru ilerledim.

Kapıyı çaldıktan sonra 'gir' sesini duyunca girdim.

"Erdinç Bey ben çıkıyorum. Dediğiniz görüşmeyi online olarak yapacağınızı belirten bir e-posta gönderdim. İstediğiniz dosyalarıda bitirdim." Kafasını tamam anlamında salladı.

"Çıkabilirsin." Olumlu anlamında kafamı sallayıp dışarı çıktım.

Arabamın anahtarını cebimden alıp üstüne bastım. Bir ses duyulurken arabamın kapısını açtım ve içine girdim. (Sizi azgın tekelerek hemen sapık anlayın hehehe :D)

Telefonumu çıkarıp sabitleyiciye tutturdum. Ve arabayı çalıştırmadan önce Gaye'yi aradım.

Telefon açılırken Gaye'nin nefes sesleri duyuluyordu.

"Ne oldu?" Dedi nefes nefese.

"Ben şimdi arabaya bindim 10 dakikaya orda olurum bebiş. Hayırdır neden nefes nefese kaldın."

"Su içerken boğuluyordum az kalsın. Öyle öksürürken oldu." Kafamı salladım. Görmüyordu ama olsundu.

Gaye'nin öksürük seslerini duyunca güldüm.

"Helal su iç." Dedim ve sırıttım. Bunu da görmüyordu!!

"Ha ha çok komik. Neyse sen gelirsen beni ara. Ben zaten hemen ön bahçedeyim görürsün."

"Tamam hadi görüşürüz." Dedim ve kapattım. Birbirimizin hep yüzüne kapatırdık. Nasıl tanıştığımız konusuna gelirsek. Şirkete başladığımda herkes çok can sıkıcıydı. Herkes duman adamlar* gibi semsert ve buz gibiydi. O ise diğerlerinin aksine çok eğlenceli ve neşeliydi.

(Duman Adamlar; Michael Ende'nin yazmış olduğu Momo kitabındaki kötü karakterler.)

Arabayı çalıştırdım ve gidene kadar öyle mal mal sadece sürdüm.

Arabayı durdurdum ve anahtardan kilitledim. Arkamdan tanıdık ses duyulunca direkt arkama döndüm.

Görkem'in sesini duymuştum emindim.

Öyle biri ya vardı ya da hiç olmamıştı.

"Ah, gelmişsin. Beni ara demiştim e be manyak." Dedi Gaye gülerken. Onun aksine ben gülmüyordum.

DİNCİ 2 -GAYWhere stories live. Discover now