-2-

3.7K 208 199
                                    

Gmailleri tek tek kontrol ettikten sonra gözlerimi ovaladım. Bilgisayarın alt köşesinden saati kontrol etmiştim. Saat 23:12 idi.

Gözlerim kendiliğinden kapanırken bilgidayarı kapattım ve dosyaları kucağıma aldım. Kalktığımda masamdaki karton bardağı çöpe attım. Erdinç Bey'in odasına geldim.

"Tamam iyi güzelde kaç milyon dolara patlayacak bu?" Dedi. Kapı dinleme gibi olayım yoktu. Kameralar olan bir yerde ne yapıyordum ben Allah aşkına?

Kapıyı tıklatarak odaya girdim.

"Biz ödemeyeceğiz mi? Nasıl olacak o iş?" Dedi Erdinç bey. Bir taraftanda gözleriyle beni süzüyordu.

"Ne? 190 milyar dolar mı? Lan bu para değeri bizim şirketimizin yapımından daha büyük bir değer. Kim istiyor bizim şirketi çabuk buluyorsun ve bana numarasını veriyorsun Aksa."

Dedi ve telefonu kapattı.

"Ne olmuştu Oğuz?" Dedi. Dosyaları önüne koydum.

"Erdinç Bey ben çıkıyorum." Kafasını salladı.

"Duydun, belki satın alabilirler şirketi. Bunu ilk öğrenen çalışanlardan birisin. Yani benim özel sekreterimsin sonuçta" Dedi. Demek birisi şirketi satın alıyordu. Acaba kimdi çünkü 190 milyar dolar deli cesaretiydi. Demek ki çok zengindi.

Kafamı salladım. Kapı kulpunu tutarken ama ona bakıyordum.
Telefonuna mesaj gelmesiyle baktı.

"Ah iyi, yaşlı birisi alıyormuş." Habibiydi demek.

Bu sefer telefonu çalmıştı.

"Efendim Aksa?" Kaşlarını çattı ve dinlemeye başladı.

"Hmm demek torunuda var. Torunu kaç yaşında? 28 yaşında demek... bizimle ne zaman görüşmek istiyorlarmış?" Dedi tek kaşını kaldırarak.

"Torunu mu şirket müdürü olmak istiyormuş? Neyse sen benim soruma cevap ver. Ne zaman görüşmek istiyorlar?"

"Yarın 13.15 mi? Hm, Oğuz saatlerime bir bakar mısın boş muyum diye?

Telefonumu cebimden çıkardım ve notlarıma girip baktım.

"Yok efendim fakat 15 dakika sonrasına var." Dedim. Kafasını salladı ve bir şey düşünürmüş gibi kaşlarını çattı.

"Aksa kabul ettiğimi bildir. Geri dönerlerse bana nunarasını at. Teşekkürler sanada aş-" bir şeyi söylememesi gerekirmiş gibi gözlerini kapattı.

Ne dediğini duymamıştım duymuş olsaydımda umursamazdım.

"Çıkabilirsin Oğuz." Kafamı salladım ve kapıyı açıp çıktım.

Arabamın yanına gittim ve çalıştırdım. Yine o ses...

Sağıma döndüm ve baktım. Birisinin geçmesiyle baktım. Halisilasyon mu görüyordum?

"Hıhı geri dönerim." Dedi ve yanımdan uzaklaşarak gitti.

Suratını görememiştim. Bunu hatırla Ata, Oğuz olmasada ismin, Görkem diye birisi yok hiçbir zamanda olmadı.

Arabamın kolunu çektim ve bindim. Gidelim bakalım eve...

DİNCİ 2 -GAYWhere stories live. Discover now