-17-

2.2K 171 143
                                    

Efe ile geçirdiğimiz günün ardından mutlu bir şekilde evimde keyif yapıyordum. Şu an hiçbir şey keyfimi bozamazdı.

Çalışma masamda birkaç tane dosyayı inceliyordum. Aslında hepsini defalarca incelemiştim ama yarın için önemli bir dosyaydı.

Telefonumun zil sesi odada yankılanırken aldım.

"Efendim?" Dedim. Arayan kişi Efe'ydi.

"Alo? Müsaitsin değil mi?" Dediğinde dosyaları tek elimle kapattım.

"Hıhım." Onaylama sesimle beraber 'ım' diye bir ses geldi Efe'den.

"Şey o zaman kapıyı açar mısın?" Dedi.

Anlamazmış gibi arkamı dönüp cama baktım. Telefon yüzüme kapatılınca ciddi olduğunu anlamıştım.

Koşa koşa kapıya giderken neden geldiğini sorgulamıştım.

Kapıyı açtığımda yanan mumlar ile elinde pasta tutan ve kafasında parti şapkası olan Efe'yi gördüm. Kocaman sırıtışı ile gözleri kapanmıştı.

"Iyi ki doğdun!" Dediğinde gülmeye başladım.

Iyi de" sözümü bitiremeden gülmeye devam ettim.

"Benim doğum günüm... ahahahahah... 24 Ağustos" dediğimle beraber yüzü düştü. Ağzı açık bir şekilde bana baktı. Kafasındaki parti şapkasıyla daha da çok gülmeye başladım.

"Yaa gülme..." dediğinde daha da çok güldüm. Nasıl gülmeyebilirdim ki?

(Bu sahneyi hatırladınız mı? Dinci 1 - 35. Bölüm)

"Hadi içeri gel." Dedim. Pastanın üzerindeki mumları üfledim ve pastayı aldım. Efe de ayakkabılarını çıkardı ve içeri geçti.

Pastayı mutfakta keserken hâlâ gülmeye devam ediyordum.

"Komik değil.." dedi. Hayır çok komikti.

Elimdeki bıçağı bıraktım ve parmağıma bulaşan pastayı yaladım.

Tabakları almak için dolaba uzandım.

"Dur ben alayım." Diyen Efe ile geri çekilmeye çalıştım. Tabii Efe öne eğilince çıkamadım.

Sıcak nefesi enseme değerken yutkundum. Efe benden birkaç cm uzun olmasına rağmen almıştı.

Tabakları tezgaha koydu ve çatal alarak kendine iki tane, bana iki tane olacak şekilde koydu.

"Kolan var mı?" Dediğinde dudağımı büzdüm.

"Olması gerekiyordu dolaba bakayım." Dedim. Dolabın kapağını açtım ve eğildim.

Kolayı çıkartıp dolabı kapattım ve Efe'nin çıkarttığı bardaklara doldurdum.

Işığı kafamla kapattım ve içeriye geçtik.

İkimizde koltuğa otururken,

"Teşekkürler." Demeyi unutmadım. Pastayı yerken bana döndü.

"Ne için?" Dedi. Bir de soruyor muydu?

"Her şey için." Dediğimde gülümsedi.

DİNCİ 2 -GAYWhere stories live. Discover now