Bölüm-3

752 46 2
                                    

O akşam galiba ilk kez Kürşad'ın evinde üç kişiydik.

Ne bilmiyorum ama bu kız da bana garip gelen bir şey var, kanıma dokunan bir şey.

Akşam Kürşad ve küçük hanım çok iyi anlaştılar, sohbet muhabbet falan. Bense bir köşede kızı süzüyordum.

Yani tanımadığın birine karşı bir tavrın vardır ya, o yüzdendi benimkisi. Yoksa niye süzeyim ben o kendini beğenmiş, çömez kızı.

Üsteğmen olabilir ama bana göre çömez.

Biraz yeni ekip hakkında konuştuk. Konuştuk derken mecbur olduğum için, yoksa ben de çok meraklı değildim onunla konuşmaya.

Biraz oturduktan sonra küçük hanım en nihayetinde evine gitti. Ben de sabaha karşı Kürşad'ın evinden çıktım. Dün operasyondan geldikleri için bugün izinlilermiş.

Ben evden çıkarken hâlâ horul horul uyuyordu. Tabura geçtim bende. Bu saatte altı sekiz nöbetindekiler dışında pek fazla kişi ortalıkta olmaz genelde. Bir de operasyona gidecekler dışında.

Selim Albay da henüz gelmemiş. Yeni ekip için arşivde dosyalara bakmaya gittim. Kapı kilitliydi ama Selim Albayın bana özel olarak verdiği anahtarla girdim.

Selim Albayın bende çok emeği var. Şehit babam Halit Manasoğlu'nun çok yakın arkadaşıydı. Elinde büyüdüm sayılır. Bir komutan asla taviz vermez, bana da aynı şekilde.

Fakat benim şüpheciliğim, dikkatim genelde gizli saklı şeyleri orataya çıkardığı için, ki görevim gereği bende fazlaca var, açıkçası bu, operasyonların daha verimli olmasını sağlıyor.

Arşivde bir kaç dosyaya baktım. Bir kaç dosya dedim ama aradan iki saat geçmiş. Galiba ben işimi bir haftaya kalmadan bitireceğim gibi görünüyor.

Odayı yeniden kilitleyip çıktım. Tabi bazı dosyalarıda yanıma aldım. Başta Kürşad ve Turan olmak üzere.

Turan Kızıltan, yedek keskin nişancımız. Biraz fazla konuşuyor ama on numara asker. İleri derecede Kürtçesi var. Sınır dışı operasyonlarda işimize yarar.

Elimde tam on tane dosya var. On Özel Kuvvetçi, on aslan parçası, on yiğit. Ben emindim, benim ekibim bu on yiğit, ben ve küçük hanımdan oluşacaktı.

Taburun bahçesindeki çardağa elimdeki dosyalarla oturdum. Cebimden telefonumu çıkartıp Selim Albayı aradım.

"Alo, komutanım kusura bakmayın sabah sabah rahatsız ettim."o da zaten erken kalkar bilirim ama yinede rahatsız ettim.

"Sorun yok Gökalp, seni dinliyorum."yutkundum.

"Komutanım ben ekibimi oluşturdum. Adamlarımı seçtim."biraz çabuk olduğunu biliyordum.

"Çok çabuk seçmişsin, acele etmene gerek yoktu. Biraz daha düşünmen için zamanın var."kararım kesin.

"Komutanım, ben bir an önce göreve başlamak istiyorum. Ayrıca seçtiğim kişilerde en az benim kadar iyiler. Tanımadığım kişiler değil, hepsini az çok biliyorum."benim tanımadığım o kız.

"Anladım, sen şu kızdan huylandın. Dünde geri göndermişsin kızı."pişman değilim.

"Emirlerinize karşı gelmek istemem ama o kız bana pek güvenilir gelmedi."her zamanki şüpheciliğim üstümde yine.

"Merak etme, kız güvenilir. Hem nerede gördün sen Özel Kuvvetlerde çatlak olduğunu."haklı, görmedim.

"Siz nasıl emrederseniz komutanım."pekte yola gelmedim ama neyse.

Telefonu kapattım. Öyle etrafa bakarken o kız gördü beni. Ben bir şey demeden geldi yanıma. Bu da iyice alıştı.

"Günaydın komutanım, erkencisiniz."ah ne hoş. Ayağa kalktım.

KURTALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin