1. Bölüm: "Tanıştığıma Memnun Oldum"

150K 8.7K 20.4K
                                    

1 Şubat 2020 22

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1 Şubat 2020 22.18

Belki de bilinmezlik en büyük mükafatımızdı. Bildiklerimizden sorumlu olduğumuz gibi öğrendiğimiz her gerçek ruhumuza bir iz bırakıyordu. Bu yüzdendir ki; ruhu bedeninden daha çok iz taşıyan insanlar bildikleriyle cezalandırılırdı.

Bazı şeyler gizli kalmalıydı. Bazı gerçeklerin ruha ağır geldiği gibi ardında bıraktığı emareleri çoğu kişi taşıyamazdı. Bu nedenle insanoğlu, bazı gerçeklerden kaçmaya yöneldi. Bazen bilmemek bir mükafat olduğu gibi kaçmak da en büyük günahtı. Ve bu günah usulca her bir ruha tohumunu bıraktı.

İnsanlar, korktukları gerçekleri gören kişileri deli damgasıyla duvarların ardına hapsetti. Deli kişiler o duvarlara fısıldarken insanoğlu neyle karşı karşıya olduğunu henüz bilmiyordu. Bilenler delirdi, bilmeyenler gözlerini kapatıp kaçtı.

Şeytanın fısıltısını duyanlar duvarların ardına hapsoldu, fakat o en günahkâr, hala dışarıda.

Parmaklarım bilgisayarımın tuşları arasında süzülürken cümlemin bitmesiyle arkama doğru yaslandım. Yatağın başlık kısmına kafamı arkaya doğru atarak koyduğumda artık tavan görüş açımdaydı. Parmaklarımı tuşlardan çekip şakaklarımı ovmaya başladım. Ne odaklanabiliyor ne de olanları anlamlandırabiliyordum. Sırf biraz olsun iyi hissedeyim diye yine yazılarıma sığınmıştım.

Bugün Nalan teyzemin isteği üzerine hastaneye gitmiştim fakat ölüm haberi beni şoka uğratmıştı. En ilginç olanı bu değildi. Hastanedeki o odada Kafamı karıştıran şeyler yüzünden acımı bile doğru düzgün yaşayamamıştım. Çekmecede bulduğum mektup bazı gerçekleri yüzüme vururken iyi hissetmediğimden dolayı zar zor odadan çıkıp hemen karşıdaki lavaboya yönelmiştim. Tek amacım biraz yüzüme su vurup düşüncelerimi toparlamaktı.

Elimdeki mektubu sımsıkı tutarak yeniden odaya girdim fakat bu sefer daha da korkunç bir şey yaşandı. Oda bomboştu. Sanki kimse daha önce burada yaşamamış gibiydi. Tüm izler silinmişti.

Gözlerime inanamadığım için hızla odadan çıktım. Birkaç saniyede bu odanın hiç kullanılmamış gibi durması -ki Nina bile yerinde yoktu- imkansızdı. Zaten koridorun bu tarafına kimse uğramazdı. Ben gelirken de tektim.

Asansörü beklemeden aşağıya inip olan bitene bir anlam kazandırmak için hastanedeki tüm kişilerin bilgisinin olduğu bilgisayarın önünde dikilmiştim. Olanları kısaca özet geçtiğimde birkaç saniye sessizliğin ardından daha da korkutucu olan cümleleri sıraladılar.

22 numaralı odanın kapı kilidinin beş senedir mühürlü bir şekilde durduğunu ve o odanın çevresinden bile geçmediklerini, Nalan adında hiçbir hastanın bulunmadığını ve aynı şekilde bugün hiçbir hastanın vefat etmediğini söylediler bana.

22 | GECENİN SANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin