4. Bölüm: "Düğüm"

109K 7.9K 24.7K
                                    

Başladığınız gün ve saat.

Yorumlarınızı bekliyor olacağım, keyifli okumalar!

Oylamayı unutmayın lütfen...

❤️‍🩹

Bu öyle bir ahtı ki, meleğin haykırışları tüm alemlerce yankılanmıştı. Bu öyle bir acıydı ki, yükü cennetin yedi katmanına ağır gelmişti.

Meleklerin kalpleri böyle bir ağrıyı kaldıramazdı. Cennet'ül Me'va, meleklerin sığındığı bahçeleri, ilk kez bir meleği göğsüne sığdıramadı.

Tanrı, o meleği cennetinden kovdu.

Ve kaderine üç düğüm atıldı.

İlk düğüm, ihanetin işlendiği o topraklarda, Cennet'ül Me'va'da atıldı.

"Tanrım, kanatlarımı koruyamadım diye mi beni bıraktın?"

Bu öyle bir sınavdı ki, cehennem bile henüz bu kadar yanmamıştı.

4 Şubat 00

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


4 Şubat 00.00

Bazen ne yapmanız gerektiğini kestiremiyor, tek bildiğiniz şey deli gibi korkuyor oluşunuzdu. Neden böyle bir tepki verdiğini bilmiyordum fakat bir tane daha kalın bir kitabın yere düşüşüyle yerimden sıçramış, titreyen parmaklarımı daha da çok bastırmıştım dudaklarıma. Bacaklarımı kendime doğru çekmiş, sırtımı duvarla bütünleşmek ister gibi soğuk betona yaslamıştım.

Şu an duvarla büyük bir kitaplığın arasında kalan o küçük boşluğa çökmüş, en dibe saklanmıştım. Bana doğru gelmeye başladığında korktuğum için alt kata inerek hızla buraya saklanmıştım. Nerede olduğumu elbet biliyordu fakat biliyor diye de gözünün önünde duracak değildim ya.

Öyle öfkeliydi ki kitaplıkta duran kitapları sıra sıra yere indiriyordu. Bunu öyle gürültülü yapıyordu ki her seferinde korkmama engel olamıyordum. Ortam çok karanlıktı, ışığı açmaya zaman bulamamıştım. Zaten dakikalardır burada öfkesinin dinmesini bekliyordum ama sakinleşmek yerine daha da öfkeleniyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmemek beni büyük bir çıkmaza sokuyordu.

İşin kötü tarafı kitapların yere düşme sesleri olduğum tarafa doğru geliyordu. Vücudum daha da gerildiği içinde üşümeye başlamıştım. Üstümde sadece ince askılı siyah bir badi ve bana birkaç beden büyük gelen beyaz gömlek vardı. Burası her zaman sıcak oluyor diye bu kadar ince giyinmiştim. Nereden bilebilirdim böyle bir duruma düşeceğimi?

Dudaklarımı sıkı sıkıya birbirine bastırdığımda parmaklarımı çektim. Titreyen ellerimle gömleğin iki ucunu tutup birleştirdiğimde düğmeyi delikten geçirmeye çalıştım. Fakat buraya yaklaştığını belli eden ayak sesleriyle bu sefer ellerimle yüzümü kapadım. Gözlerim sımsıkı kapalıyken yüzüm dizlerime gömülüydü.

22 | GECENİN SANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin