B|4

723 28 0
                                    

Jimin gitmişti ve ne zaman döneceği belli değildi.
Canım oldukça sıkılıyordu ve bende resim atolye odama gittim.Kitli olan odama girdiğim de ardımdan kapıyı kapattım.Bu oda benim iş odamdı.
Herkes beni koca parası yiyen bir kadın zannediyordu ama ben işimi evden yöneten bir ressamdım.

Mezun olamamıştım okulumdan ama şimdi bir atölye odam var ve yaptığım tabloları satıp oldukça yüksek miktarda para kazanıyordum.Çoğu sergide tabloma ismimi dahi yazmazdım.Bilinsin istemiyordum.Bunu sadece Jimin biliyordu.O olmasa zaten ne ben olurdum ne de bu atölye.

Boş bıraktığım tuvali gördüm ve karşısına oturdum.Suratımda bugün aptal bir gülümseme vardı.Dün çok etkilendiğim rüyamı çizimime yansıtmak istiyordum.

Elime kalemimi alıp arabanın karşısında olan yakınlaşmamızı gözlerimi kapatıp hayal ettiğim de kalbim hızla çarptı.Hatırladığım o anı resime dökmeye başladım.Jungkook'u her bir ayrıntısını özenerek çizdim.

Ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum ama karşımdaki tabloya ağzım açık bakıyordum.Sanki şuan rüyamı gerçeğe dönüştürmüş gibiydim.Yerimden kalktığımda aynadan kendime baktım.Üstüm başım hep boya içindeydi.

Odadan çıktığım da kapıyı kilitleyip oradan gittim.Kendi odama girmemle üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp yenisini giydim.

***

Sana bana gelmişti ve havuzun yanında kahve içiyorduk.Sana "Miley biraz kendine mi gelsen arkadaşım.Bu ne hal sanki Jimin seni beş çocukla ortada bırakıp gitmiş gibi davranıyorsun." dediğin de dudaklarımı dişledim.

Sana benim üniversiteden arkadaşımdı.Aynı bölümde okuyorduk ve şimdi o okulu bitirip resim öğretmeni olmuştu. "Konu Jimin değil Sana.." dedim ve başımın arkasına doğru Jungkook'a baktım.Jimin onu buraya güvenlik için bırakmıştı.Gelince eski işine devam edecekti.

"Ne peki?" diye sordu.Ona döndüm ve "Ben ben kendimi çok kötü hissediyorum en kötüsü suçlu hissediyorum," dedim ve hıçkırıklara boğuldum.Atalyömde yaptığım resmi dağıtmak istedim.

Ben kocası varken başka birine aşık olan zavallıydım.Nasıl başka birine tutulurdum? Aşık olmam gereken Jungkook değildi Jimindi...
"Miley hayatım sen cidden kötüsün." deyip yanıma oturdu ve bana sıkıca sarıldı.

Sanaya anlatamazdım beni eleştirirdi.Sana benim en yakınımdı ama öyle normal şekilde anlatamazdım utanıyordum. "Tatlım bana anlatabilirsin bak bir çözüm yolu buluruz," dedi ilgiyle.Başımı olumsuzca salladım hıçkırıklarımla.Ne zamandır içimde tuttuğum yaşlarımı salıyordum.

Durduramıyordum kendimi sonsuza kadar ağlamak istiyordum. "B-bulamayız.Sana gitsen iyi olacak ben dinlenmek istiyorum."
"Seni böyle bırakamam Miley."
"Git Sana lütfen!"

Sana endişeyle bana baktı ve eşyalarını toparladı. "Tamam Miley ama iyi olduğunda beni arayacaksın yoksa bak yine gelirim beni tekrar kovsanda gitmem."

Ağlamam arasında başımı salladım.Kendimi durduramıyordum ağlamam gittikçe şiddetleniyordu.Elimde değildi işte.
Sana ise gitmişti.

Ayağa kalktığım da havuzun başına dikildim.Akan göz yaşlarını elimin tersiyle sildim.Arkamda bir hareketlilik hissetmemle oraya döndüğüm de dengemi kaybetmem bir oldu.

"Miley hanım!" diyerek Jungkook beni belimden kavrayıp kendine çekti ve düşmemden son anda kurtardı.Ben ise sıkıca ona sarıldım.Ellerimi sırtına doladığımda sıkıca tuttum.Göğsüne yasladığım yüzümle hafif ıslanmıştı gömleği.

Oda bana kollarını sardığın da o kadar rahatlamıştım ki ağlamam durmuştu.
"Jungkook!" dedim hırıltı bir sesle.Dönüp bana baktı.Yüzlerimiz çok yakındı.Gözlerim istemsizce dudaklarına kaydığında endişeyle bana bakıyordu.

Şoförüm Jeon JungkookWhere stories live. Discover now