B|18

438 22 15
                                    

güzel yorumlarınızı görünce çok seviniyorum❤️

"Şahitlik yapacaksın."

"Ne şahitliği Jimin?"

Geriye yaslandığın da yüksek sesle "Buraya bakın ve bize birer kahve söyleyin!" demesiyle görevli tamam deyip çıkıp gitti.Buraya kahve muhabbeti yapmaya gelmemiştim ama ses etmedim.

"Sen orasına karışmayacaksın.Sadece bir mahkemeye gidip şahit olarak orda durman yeterli.Eğer bunu yaparsan senden boşanırım."

Sinirle güldüm. "Beni kandıracağını mı sanıyorsun?"
Olumsuzca başını salladı "Seni artık kandıracağımı hiç sanmıyorum.Zaten yıllarca yaptım bunu."
deyip pişkince güldü.Aşağılık herif!

"İğrençsin Jimin iğrenç."

"Ehh zırvalama da bir şey söyle.Yapacak mısın yoksa yapmayacak mısın?"

"Sana nasıl güveneceğim?"

"Şahitlik yaptıktan hemen sonra boşanma prosedürlerini imzalayacağım.Sende benden kurtulmuş olacaksın.Bum!"

Hiç ama hiç bu adama güvenmiyordum.
"Beni oyuna getireceksin yine Jimin sana asla güvenmiyorum."

"Ah aşkım ah," deyip masada yüzüme doğru eğildi.
"Oyun moyun yok bu saatten sonra intikam var."

Geri çekilip sıkıntıyla nefes verdim.
"Ne intika mı?" diye sordum.Omuz silkip "Babam denen adamı ortadan kaldıracağım!" dedi.

"Baban seni kaldırır asıl Jimin yürek mi yedin?"

"Miley konuyu saptırma.Şahitlik yapacak mısın bana bunu söyle?"

"Yapacağım kahretsin! Ama sende beni o gün içerisinde boşayacaksın!"

"Anlaştık," deyip elini uzattığında elbette o pis elini falan sıkmadım.İçeri giren görevli kahveleri masaya bıraktı.

"Ne zaman bu şahitlik olayı?"

"Yarın...saat üçte Seul hukuk mahkemesin de ol."

Yerimden kalktığım da "Tamam," dedim ve eşyalarımı toparlarken beni kolumdan tutarak durdurdu. "Biraz daha kalır mısın en azından kahveni iç öyle git."

"Jimin çek elini üzerimden!" dediğim de kolunu çekti ve eskiden kandığım o masum yüz ifadesini takındı. "Lütfen Miley," dediğin de o ses tonuyla durdum.

Safın tekiydim ve yine kendimi ele veriyordum işte. "Sana en başından anlatayım her şeyi.Jimin'i değil SangMin'i anlatayım sana."

Karşısına tekrar oturduğum da bana gülümsedi ama ben ona soğuk bakışlarımı devam ettiriyordum.
"Bakma öyle suratıma da anlat."

"Rusya da doğdum.Gerçek babam Max denen adam değil o beni bir nevi kuklası olarak ilerde kullanmak için satın almış.Bunları bende çok sonradan öğrendim..."

Derin nefes aldığın da şaşkınca ona bakıyordum.
"Sadece onunla büyüdüm on beş yaşına kadar onu öz babam olarak bilerek büyüdüm.Herkesten uzak buz gibi bir şehirde oturuyorduk ve pekte insan görmedim.Hep korkuyla büyüdüm o adamın korkusuyla.Beni öyle acımasız bir adam olarak büyüttü ki duygularım falan kalmamıştı."

Kahvesinden yudum alıp bakışlarını masaya çevirdi. "Annemi sorduğum zaman senin annem yok kes kesini deyip bana azar çekerdi.Daha sonra öğrendim ki aslında ben onun çocuğu dahi değilmişim...başta çok sinirlendim ona bunları söyledim karşıma geçip bana duygu sömürüsü yaptı.Neyse dedim tamam gerçek annem ve babam beni bırakıp gitmiş en azından bu adam sahip çıktı dedim.Sonra beni koreye gönderdi.Asıl memleketime bura da sahte kimlik sahte işler ve evraklarla bir yerlere kadar geldim.Sonra da seni gördüm sana deli gibi aşık oldum."

Şoförüm Jeon JungkookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon