B|5

688 26 5
                                    

Jungkook bizi güzellik merkezinin önüne bıraktığında "Teşekkürler Jungkook bey." dedim.
"Miley," dedi ve tek ismimle seslenmesiyle gözlerim irileşirken kalbim hızlandı. "Yani Miley hanım sizleri ne zaman alayım?"

"Burada beklemene gerek yok bana n-numaranı versen ben arasam seni?" dedim oldukça utangaç bir sesle.Sana ise soluksuz bizi dinliyordu.Hayret...
"Peki," dediğin de telefonumu ona verdim.
Hızlıca numarasını girdiğin de gülümseyerek alıp kaydettim.Jeon Jungkook...

Geri onu çaldırmamla "Hoş çakalın," dedim ve Sana "Görüşürüz Jungkook." dedi ve el sallayarak içeri girdi.Sana umarım Jungkooktan hoşlanmazdı.

Güzellik merkezine girmemizle tam tamına 3 saatimizi orada geçirmiştik.Manikür pedikür masaj makyaj her şeyimizi hallettirmiştik.Sanki dünyaya tekrar gelmiştim.

Güzellik merkezinden çıktığımız da telefonum titrediğini hissettim.Aşkım arıyor...Jimin arıyordu.
Ah tamamen unutmuştum Jimini gitti gideli bir kez aramıştım sadece.

"Efendim hayatım?"
"Oo yaşıyorsun Miley," dedi kızgın bir sesle.İlgi bağımlısı olduğu için malum aramama kızmıştı.
"Ah Jimin şükür yaşıyorum, sen gittin gideli hastayım ve yataktan dahi kalkamadım." diye bir yalan savurdum.
"Benim bildiğim hasta insanlar hastaneye gider güzellik merkezine değil hayatım."

Endişeyle etrafıma baktım.Jimin dönmüş ve buradamıydı yoksa? "Jimin," diyebildim sadece.
"Geçmiş olsun hayatım her neyse Jungkook'u arayıp sordum henüz dönmedim."

Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. "Üzgünüm aramalıydım seni," diye mırıldandım.O sırada Sanayla caddede yürüyorduk.
"Sorun değil Miley işlerim var görüşürüz." dediğin de "Görüşürüz hayatım seni seviyorum." dedim ve suratıma telefon kapanmıştı.

Klasik Jimin çocuk gibiydi.İlgime bayılırdı...
"Neler oluyor?" dedi Sana.Suratım oldukça düşmüştü. "Jimini aramadım hiç o da bana tribini attı." dediğim de Sana kahkahalara boğuldu. "Siz evleneli neredeyse bir yıl olacak ve tripleşiyor musunuz halen?" deyip bir daha güldüğün de ters ters baktım.

"Ben değil o trip atıyor bir kere."
"Ah canım eniştem aynı ben tripkolik..." dediğin de biraz da olsa gülebilmiştim.
"Nereye gidiyoruz böyle?" diye sordu.
"Bir cafeye oturalım daha sonra Taehyung'un yanına gideceğim." dedim.

Gözler büyüdü. "Koreye mi döndü!" dedi şaşkınca.Başımı sallayıp "Evet sonunda döndü kereta." dedim.
"Neden döndüğünü bana söylemedi ki?"
"Çünkü sen onun artık eski sevgilisi olduğun için olabilir mi? Hani bağını tamamen kopardığın?" dedim imayla.
"Miley ama beni aldattı! Bunu sende biliyorsun ve hala onunla görüşmeye devam ediyorsun?"

Cafeye girmiştik ve oturmadan hemen önce "Taehyung ne kadar bu şerefsizliği yapsa da o benim kardeşim bağımı koparamam." dedim.Gözlerini devirip "Bunu duyan sizi öz kardeş sanacak." diye mırıldandı.

"Sana yetimhanede büyüdük biz orada anamız da babamız da bir birimiz olduk.O benim öz veya üvey fark etmez kardeşim artık.Her yaptığı pisliğin arkasında durmak zorundayım." dedim.

Amerika da o evde komşumuz beni bulduğun da aile bakanlığı beni yetimhaneye aldı.Beş yıl amerikanın yetimhanesinde büyüdükten sonra tam altı yaşımda beni ülkeme kore deki yetimhaneye sevk etmişlerdi.Altı yaşından on sekiz yaşına kadar durduğum o soğuk bina.Taehyung ise benim orada tanıştığım kardeşimdi.Bir birimize aile olmuştuk.O benim her şeyimdi.Benden üç yaş büyük olsa da hep küçük yaramaz çocuk olur ben ona ablalık yapardım.

"Hatırlatırım kardeşin düğününe bile gelmemişti." dedi öfkeyle. "Çünkü senin zengin biriyle evlenmeni hazmedemedi." diye devam etti kin kusarcasına.

Şoförüm Jeon JungkookWhere stories live. Discover now