Bölüm 61: Qiyan Agula gerçek mi sahte mi

262 49 24
                                    

Nangong Jingnu, Nangong Rang ile akşam yemeği yedikten sonra çadıra döndü. Qi Yan'ın sessizce uyuduğunu gördü, bir kolu yatağın kenarından sarkmıştı ve yere değiyordu.

Yatağın büyük bir kısmı ona bırakılmıştı.

Sessizce bir tabureyi yatağın önüne kadar taşıdı, ardından üzerine oturdu.

Qi Yan derin bir uykudaydı. Belki de bedenindeki yaralardan dolayı, ara sıra kaşlarını çatıyordu.

Nangong Jingnu elinin havaya kalkmasına engel olamadı. Parmak uçları Qi Yan'ın yanağındaki yaranın altına değdi, ardından kaşlarının kıvrımı hafifçe takip etti.

Nazikçe Qi Yan'a bakarak mırıldandı, "İyi ki er-jie'nin tavsiyesine uymuşum. Ellerimden kayıp gitmedin."

Nangong Jingnu bir süre daha yatağın önünde oturdu. Işıkları üfleyerek söndürdükten sonra yatağa uzandı.

Karanlıkta, Qi Yan aniden gözlerini açtı. Önündeki tabureye bakakalmıştı...

Bundan sonraki iki gün boyunca, Nangong Jingnu tekrar avlanmaya gitmedi. Çadırdan nadiren çıkıyordu.

Gününün çoğu içeride Qi Yan'ın yanında geçiyordu. Qiuju'ya Qi Yan'ın yolculuk için yanında getirdiği o birkaç kitabı oraya getirmesini de söylemişti.

Qi Yan iyi hissettiğinde, Nangong Jingnu onun yanına oturuyordu. İkisi birlikte sessizce kitap okuyordu.

Nangong Jingnu, Qi Yan'ın oldukça hızlı okuduğunu fark etmişti; kendisi daha yarısındayken o çoktan sayfayı bitirmiş oluyordu.

Ama gönüllü olarak Qi Yan'ın hızına göre sayfaları çeviriyordu.

Birkaç sayfa sonra, Qi Yan birden kitabı Nangong Jingnu'nun elinden çekti. Kitabı kapatıp kucağına koydu, "Her gün anlamaya uğraştım, ama bir anlık çalışmaya denk değildi; parmak uçlarımda uzakları görmeye çalıştım, ama yüksek bir yerin görüş açısı gibi değildi. Bundan sonra hangi cümle geliyordu?" (Ç/N:  战国·赵·荀况《荀子·劝学》adlı metinden alıntı.)

Nangong Jingnu şaşkınlık içinde fark etti ki Qi Yan, onun okumayı bitirmediğini anlamıştı.

Biraz kafası karışarak, "Onu nasıl hatırlayabilirim ki?" diye sordu.

"Ekselanslarının kuvvetli bir hafızası yok muydu?"

Nangong Jingnu köşeye sıkmıştı. Yüzü kızarmış halde, "Çok uzun bir metin, hatırlıyor olsam bile ezberden okuyamam," diye karşılık verdi.

Qi Yan az önceki sayfayı açtı. Kitabı Nangong Jingnu'ya uzattı, ardından tüm paragrafı akıcı bir şekilde ezberden okudu.

Nangong Jingnu utançtan başını aşağı eğerek mırıldandı, "Ben, ben çok uzun süre beklemen gerekirse konsantrasyonunu kaybedersin diye endişelendim..."

"Bu kul dokuz yaşındayken bu kitabı baştan sonra ezberden okuyabiliyordu. Bunu sadece yeniden gözden geçirmek için yanıma almıştım, elbette bu kulun okuması uzun zaman almaz."

"Ah..."

"Ekselansları, bundan önceki sayfayı açın. Bu metnin adının ne olduğunu gördünüz mü?"

"Öğrenme tavsiyesi." Nangong Jingnu ölçülemeyecek kadar utanmıştı. Uzun süre tereddüt ettikten sonra kısık bir sesle, "Az çalışmam mı hoşuna gitmiyor?" diye sordu.

"Ekselansları yanlış anladı, bu kulun demek istediğinin bununla ilgisi yok. Sadece... bu kul kitapların insanların belli ilkeleri anlamasına yardımcı olduğunu ve kişinin dünyaya bakış açısını genişlettiğini düşünüyor. Her bir kitap, büyüklerimizin kalbinden gelen sözcüklerden oluşur. Hayat kısa ve zorludur, onların tavsiyelerine kulak verilerek dolambaçlı yollardan kaçınılabilir."

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - I. KısımWhere stories live. Discover now