1. Tanışma

399 15 1
                                    

   
     Lise buluşma partisinden sonra, Kim ve arkadaşları bara gittiler. Kim yakışıklı genç bir adamdı. Day'le olan geçmişini unutmaya çalışsada içinde hala bir umudu vardı. Fakat önceden kendisinin sarıldığı kişiye başka bir adamın sarıldığını görmesi kalbini hala acıyordu. Day'in onu hiç sevmediğini bilmesine rağmen bir gün onu seveceğini umuyordu. Ama Day başka birini sevdi - Ith.

      Kim gizlice ikisine göz ucuyla baktı. Bakışlarındaki acı çok net olarak görülüyordu ama Day ona bir kez bile bakmadı bakışlarını Ith'e sabitlemişti. "İyi misin?" arkadaşı Jim endişeyle fısıldadı. Kim hafifçe gülümsedi. "Ben iyiyim, endişelenme," dedi Kim arkadaşına gülümseyerek. Çok geç olana kadar içmeye devam etti. Bazı arkadaşları çoktan gitmişti ama o kaldı, bardağını yeniden doldurup boşalttı.

   "Hey Kim, geri dönebilir misin? Taksi çağırmamı ister misin?" Kim'in başka bir arkadaşı olan Toy sordu.  "Hayır, sorun değil. Sizden daha az içtim çocuklar." dedi Kim, Day ve Ith'e son bir kez bakmak için dönmeden önce.  "Önce ben gidiyorum " dedi Kim, Day'e bakarken. "Dikkatli git P'Kim." dedi ith.  "Hmm," diye kısaca yanıtladı day. Day'in ona karşılık vermesi için Ith'in Day'i dirseğiyle dürttüğünü biliyordu.

  Kim ayrılmadan önce hafifçe gülümsedi, arabaya bindi ve dairesine geri döndü. Otoparka vardığında alnını direksiyona vurdu. "Huh...... huh..." Barda kendini sakinleştirmeyi başardı ama şimdi duygularını kontrol edemedi ve gözyaşlarına boğuldu. Yıllardır Day'i bekliyordu ama Day şimdi başka birine aşık olmuştu. "Söz veriyorum bu senin yüzünden ağlayacağım son gün Day.. ve tekrar arkadaşın olmaya geri döneceğim." dedi Kim kendi kendine, hıçkırarak.  Arabadan çıkmadan odasına gitmeden önce yüzünden yaşlar süzülerek bir süre oturup ağladı. Odasına çıktı. Yorgun bir şekilde yatağa uzandı, ince vücudu hala titriyordu. Bir süre sonra uykuya daldı.

<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3

    "Kom, odama gel," dedi 30'lu yaşlarının sonundaki derin bir ses cep telefonuna. Beline sarılı bir havluyla ayağa kalktı ve telefonunu aynanın önündeki masanın üzerine koydu. Aynaya baktı, kendini inceledi.
*tak tak*
Biri lüks otel odasının kapısını çaldı ve açıldığında, keskin, uzun boylu, bronz tenli bir adam içeri girdi ve geniş yatağa baktı. Genç bir adam kıvrılmış, sanki bir savaştan çıkmış gibi titriyordu. "Evet efendim," diye yanıtladı Kom patronunu. "Çocuğa parayı öde biri onu eve götürsün. Benim için de kahvaltı söyle," diye yanıtladı. Kom yatakta yatan genç adama doğru yürümeden önce başını eğdi. "Kıyafetlerini giy. Seni eve götürecek birini bulacağım," dedi Kom adama düz bir sesle. Genç adam hemen kalktı ve kıyafetlerini giydi, hala titriyordu. Vücudundaki morluklar yatakta olanların sıcaklığını ve yoğunluğunu iyi bir şekilde anlatıyordu.

       Genç adamı alıp patronunun söylediği her şeyi yaptıktan sonra, Kom odaya tekrar girdi ve patronunu giyinik buldu. "Her şey bitti efendim" dedi. "Hmm, teşekkür ederim. Kahvaltımı söyledin mi?" Diye sordu. "Evet, birazdan getirecekler" dedi Kom. "Herkes için sipariş verdin dimi?" patronu tekrar sordu. "Evet," diye yanıtladı kom. Patronu başını salladı ve yatak odasından çıktı.

    Salondaki astlar, karanlık bir aura'ya sahip olan Kamol'a başlarını eğdiler. Bir çok insan Kamol'un Tayland'daki en soğuk mafya lideri olduğunu ve en yetenekli astlara sahip olduğunu söylerler. Kamol elini sallayarak rahat olmalarını işaret etti. Herkesin rahat etmesini istiyordu. Yalnızca kendisine hizmet ettiği için astlarını umursamıyordu; onlarla kendi ailesi gibi ilgileniyordu. Kamol,  elinde bir fincan sıcak kahveyle cam masaya oturdu. Kom ona gazeteyi vermeye geldi. Kahvaltısını beklerken vakit öldürmek için gazeteyi okumak için açmadan önce "Teşekkür ederim," dedi Kamol.

Unforgetten night ( Tr çeviri)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon