5.BÖLÜM:RÜYA

3.3K 358 109
                                    

Merhaba sevgili okuyucularım 5.bölüm ile karşınızdayım.🌙

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

🕯Iyi okumalar🕯

🌑🌒🌕

Gözlerim yavaşça kapanmış ve zihnim kendini karanlığa teslim etmişti.
Uykuya dalarken gözlerime çekilen siyah perdeden bir kaç saniye sonra kurtulup yeni güne başlayacaktım fakat öyle olmadı...

Yatakta olmam gerekirken evimizin arka bahçesindeydim güllerin bırakıldığı noktada. Çevreme dönüp baktım kimse yoktu orman bile ölüm sehsizligine gömülmüş durumdaydı, yere baktığımda bir gül daha vardı fakat bu gülün dikenleri ayıklanmamış ve özenle değilde öylece yere atılmış gibi duruyordu.

Ormandan bir ses geldi bu bir ayak sesiydi ama kime aitti ?
Sanırım gülleri bırakan yabancıydı bu. Yerdeki dikenli gülü elime aldım. Dikeni batmıştı dikkatlice parmağıma baktım ve bir damla kanın tenimin altından yavaşça çıkışını izledim.
Bir ses daha duydum yerde bir dalın çıtırtı sesiydi daha yakınımdan geldi bu ses.

- Kim var orda?

Ses birden kesilmişti. Artık hiçbirşey duyamıyordum.

Bir adım attım ve ormana giremeye karar verdim.
Bir adım ve bir adım daha ağaçların yanından dikkatlice geçtim ve bir adım daha attım. Yere düşmüştüm fakat gözlerimi nehrin içinde açtım panikle sudan çırpınarak çıkmıştım kıyıya.

Az önce ne olmuştu öyle kıyafetlerim parti gecesi olduğu gibi sırılsıklamdı.
Tek fark bu sefer saçlarımda baştan aşağı ıslaktı.

Elimdeki gül gitmişti anlaşılan nehrin içinde kaybetmiştim. Kıyıdan uzaklaştım ve bedenimin soğuktan titremesine engel olmaya çalışarak büyük bir ağacın altına sığındım. Yolu hatırlamaya çalışırken o gece kalabalığın sesini takip ederek karanlıkta yolu bulduğumuz aklıma geldi ama şimdi ise gündüz ve hiç-bir ses yok.

Derin bir nefes aldım ve boynumdaki kolyeyi çıkarttım. Avucumun arasına aldığım kolyeyi sıkarak sanki ondan güç almaya çalışır gibi gözlerimi sımsıkı kapamıştım. Rüyada olduğumun farkındaydım bunlar ancak rüyada olabilecek saçmalıklardı.

Gözlerimi uyanmayı umarak kapatmıştım ama nafile...

Rüyam henüz bitmemişti.

Ayağa kalktım. Suratıma yapışan ıslak saçlarımı geriye ittim. Sonra bir ses duydum yine o ayak sesi... bu kırmızı gül avcısı olmalıydı. Bilmediğim bu gizemli adama taktığım isim buydu.

Ormana odaklanmış bir şekilde bakarken o sırada titreyen ellerimden kolyeyi yere düşürmüştüm.

Eğilmek için alacakken az daha kalbim duracaktı, nefesim kesildi çünkü bedenimin hemen arkasında başka bir bedenin varlığını, hemen ardından ise enseme hissettiğim nefesini fark etmiştim.

Âdeta taş kesildim ve hareket edemedim. Korku tüm bedenimi esir almıştı. Arkamdaki yabancı bana biraz daha yaklaşmıştı... nefesini artık ensemde degil sol boynumda hissediyorum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken bedenim şoka girmişti.

Kulağıma eğilip "Kayıp mı oldun küçük kız?" Duyduğum bu ses çok etkileyici bir tona sahipti . Nazik ama soğuk bir eda ile söylemişti bu cümleyi.

Kalp ritmim bozulmuştu sanki göğüs kafesimi çıkacakmış gibi hızla atmayı sürdürürken derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Kokusunu alacak kadar yakınımdaydı nefes alıp verişim hızlanmıştı ve bu yabancıdan aldığım koku tıpkı evimdeki güller gibi yoğun ve güzel fakat kendi kokusu olduğunu düşündüğüm bir koku ile karışmış , buda onun kokusunu daha yoğun ve daha çekici kılıyordu.

SEÇİLMİŞ BÜYÜLÜ KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin