13.BÖLÜM: VAHŞİ

2.2K 221 30
                                    

🌑🌓🌕

Merhaba sevgili okuyucularım 13.bölüm ile karşınızdayım.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🌙

Üstte bıraktığım müzikle dinlemenizi tavsiye ederim. Ses kapanıyorsa MYT müzik, uygulamasından dinleyerek okuyabilirsiniz. :)

🕯keyifli okumalar🕯

Karanlık... Karanlık... ve dahada karanlık. Bir bataklığa sürüklenen beynim o kadar karma karışıktı ki, bilincim kapalıyken bile yorgunluğu ve ardından gelen baş ağrısını hissebiliyordum. Bunun uyanmak üzere olduğumun bir işareti olarak fark ettiğimde göz kapaklarım kendini açmaya zorlarcasına uğraşırken anlam veremediğim bir boşlukta süzülmeye devam ediyordum. Zihnimin siyahlara boyandığı o karanlık çukurdan yukarı doğru gelen "LUCİÊ" diye bir ses yükselmişti. Bu sesin kime veya neye ait olduğunu bilmiyordum. Kadın ya da adam olduğunuda anlayamamıştım. O sırada gözlerimi karanlığın son bulması ile birlikte açarken duyularımın hızla açıldığını hissetmiş etraftaki lavanta ve leylak kokusunu almamla beraberinde getirdiği temiz hava kokusu penceremden içeri nazikçe eserek yüzüme çarpmasını keyifle sürmüştüm. Yerine bir kaç saniye sonra gelen hafızam beni dün geceye ait ormandaki 3 mezara ve ışıklara götürdü. Beynimi çalıştırıp hızlı düşünmem gerek. Dudaklarımdan dökülen bir kaç sesli düşünce odanın içinde fısıltı şekilinde yayılıyordu.

"Ölü Moraların ruhları ve tüm hayatları "

Gözlerimin, zihnimin ve ruhumun bir kaç ruhun hayatında saniyeler içinde gezmesi, bununla birlikte her şeyi görmeleri... Aman tanrım, bu neydi böyle?. Peki beni buraya Seth'mi getirdi ki?. Dün geceyi pekte iyi hatırlayamıyordum. O sırada odanın kapısı ürkekçe açılmış, elinde bir tepsi olan ve tepsinin içinde çikolatalı kurabiye ile birlikfe bir bardak sütle Büyükannemi görmüştüm. Beni görür görmez yüzünde genç bir gülümsemeyle yanıma gelmiş tepsiyi ise çalışma masamın üstüne koymuştu.

"Lucie'em, sonunda uyandın demek!?."

Anlaşılan tüm gün uyumuş olmalıyım.

"Ah benim dikkatsiz kızıl saçlı şeytanım. Uyanmayacağından korkuyordum."

Büyükannemin bu sözü ile kendime gelerek yataktan doğruldum.

" Ne kadardır uyuyordum?"

Büyükannem endişeli ama rahatlamış bir ses tonuyla.

" İki gündür."

İki gündür uyku halindemiyim? B-bu nasıl olur. Ben düşünürken boğazımdaki sussuzluk ve midemdeki açlık bir anda uyanmamı bekler gibi bastırmıştı.

- Büyükanne cidden çok acıktım.

- Bunu bildiğim için kurabiye ve süt getirmiştim.

Büyükannem tepsiyi bana verdi. Bende bacaklarıma koyarak kurabiyeleri hunharca ellerim hafifçe titrerken yemeğe başladım. Anlaşılan uyku halindeyken kan şekerim düşmüş bununla birlikte yetersiz beslendiğim için elim titreyecek kadar acıkmıştım. Büyükannem şaşkınlıkla beni izlerken 4 koca kurabiyeyi çoktan miğdeme indirmiş kurabiyelerden kaynaklı kurumuş olan boğazımı bir bardak sütü tek dikişte içerek rahatlamıştım. Dışardan bakıldığımda yamyam gibi duruyordum.

"Ne kadarda obursun Lucie."

Bir yandan kalan iki kurabiyeyi bitirmeye çalışırken ağzım dolu olduğu için sadece başımı sallayarak cevap verebilmiştim.

SEÇİLMİŞ BÜYÜLÜ KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin