26.BÖLÜM:KARANLIK TARAF

1.5K 125 80
                                    

Merhaba millet!

26.BÖLÜM:KARANLIK TARAF ile karşınızdayım.

Emeğimin karşılığı olarak 🌟oy verip yorum yapmayı unutmayın.

🕯Keyifli okumalar dilerim🕯

Nefes nefese boğazımın sıkılmasıyla yatağımdan doğruldum. O lanet olası şeyde neydi öyle? Ellerim boynumda nazikçe gezerken bunun korkutucu etkisini üzerimden atmaya çalıştım. Sadece bir rüya... Sadece bir rüya... Yatağımın yanındaki çekmecenin üzerinde duran telefona uzanarak saati kontrol ettim. "15:47" Gündüz uyanmıştım. Uzun süredir güneşle arama koyduğum mesafe ve geceyle anlaşan bedenimin üzerinden bir ay geçmişti. Vampirlerin uykuya ihtiyacı yoktur sadece gündüzün hızlı geçmesi için bedenimizi kapatır ve vakti geldiğinde geri açarız. Tıpkı çalar saat gibi, şimdi uyanmıştım ve geceye bir çok saat vardı. Herkes uyuyor olmalı muhafızlar hariç. Queenzel'e gelip vampir olduktan sonra biyolojimi çözmekte bazen sıkıntı yaşasamda olmam gereken şeydim. Bir vampir, kan emici ve ölümsüz...

Boğazımda hissettiğim yanan demir gibi yakan susuzluk beni harekete geçirmeye teşvik etti. Odamda bulunan mini buzdolabından kan torbası almak için kapağını açtığımda hiç kalmamış olduğunu gördüm. Siktir.

Üzerimde azraili anımsatan uzun fermuarlı bir ceket giyip kızıl saçlarımı tarayıp odadan sessizce çıktım. Yemekhaneye inip gizlice kan torbası sızdırabilirsem eğer karnımı doyurabilirim. Önemli olan muhafızları atlatmak, elimdeki kan torbalarını görmemeleri gerekiyor. Yakalanırsam Müdür Claire'nin odasını boylarım ve ceza alırım. Düşüncesi bile beni bu fikirden vazgecirmeye yetebilir. Koridorun duvar diplerinden sessizce ilerleyerek muhafızların dikildiği yeri taradım. İki muhafız. Yanlarından geçip gideceğim. Biraz gergince yanlarından geçip merdivenlerden inmeye başladım. Bir şey söylemediler. Gerilerek alt kata hızla bir kaç saniyede vararek etrafa baktım. Uzaktan gelen yürüme ve sesler muhafızlara aitti. İri sütunun arkasına saklandım. Sütunun diğer tarafından muhabbet ederek geçip gittiler. Okul garip bir sessizlik içinde, sanki bomboştu. Herkes uykuda olduğu için etrafta muhafızlardan başka vampiler yoktu. Yemekhaneden bir çok kez kan aşırdım. Yemek saatlerinde verdikleri kan miktarı benim için her zaman çok yetersizdi. Kan içsem bile derin bir susuzluk hissi beni bırakmıyordu. Bu durumdan henüz kimseye bahsetmedim ama büyükannem saolsun bana her hafta on paket kadar kan temin ediyor.

Telefonlar çekmediği için mektuplaşıyoruz. Gerçi e-posta da var ama o mektuptan yana. Ailemden ve arkadaşlarımdan gelen e-postalar ilk başlarda çok fazla olsada zamanla sayısı azaldı. Böylesi daha iyi.

Yemekhane girişine gelmiştim. Usulca yaklaşarak arka kapının olduğu yere yöneldim. Ana girişi her zaman kilitli tutarlar ama arka girişi unuttukları herkes tarafından bilinen bir gerçek. Yinede dikkatli olmalıyım kilitliyse bu beni çok zor bir duruma düşürür. Etrafı son kez kontrol ederek kapı kolunu çevirdim ama kilitliydi. Bu beni sinirlendirmişti. Nerdeyse kapıya yumruk atıcak kadar. Kendime hakim olsam iyi olur ses çıkarmak istemiyorum. Kahretsin! Şimdi ne bok yiyeceğim ben? Kansızlık beni güçsüz düşürüyordu. Dövüşten kalan ağrılarım geçmişti, bileklerimde kalan kızarıklık ve ufak morluklar hariç. Profesör nerdeyse bilek kemiklerimi kıracaktı. O an tekrar aklımda canlandı. Dövüşte çok farklı hayvani bir içgüdü ile saldırıyor. Tamamen av odaklı bir hayvan gibi. Yemekhane kapısından usulca geri adım attım. Aniden beliren ayak sesleri muhafızların bu tarafa doğru geldiklerinin habercisi. Hızla başka bir koridora saparak yemekhaneden uzaklaştım. Zaman geçtikçe kansızlıktan görüşüm bozulmaya başladı. Dilimin etrafında biriken fazladan salya miktarı durumumun git gide kötüye gittiğinin habercisi. Bunlar normal mi? Etrafımda kan içmediği için kuduz hayvana benzeyen vampir daha önce görmedim. Boğazımda şiddetlenen sıcaklık olduğum yere çökmeme neden oldu. Kan, en kısa sürede kana ihtiyacım var.

SEÇİLMİŞ BÜYÜLÜ KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin