<9>

759 24 3
                                    

Louis abimiz el yengemiz unflamıs
Cok uzukduk
Bu bölüm onlara gelsin🥳

💊✨️

Louis gerginlikten titreyen elleriyle sessizce kapıyı açarak içeri girdi.

Açtığı kapıyı gürültü yapmadan kapayarak elindeki çiçek buketini yere koyup, üstündeki ceketini askılığın üzerine fırlattı. Girişteki aynaya baktığında yansımasından ne kadar gergin olduğu anlaşılıyordu.
Karışık olan saçlarını yana yatırmaya çalışarak ofladı. Şirin görünmesi gerekiyordu. Bu sayede belki daha kolay affedilirdi. Içerden gelen televizyon seslerini duyarak aynada son kez kendine bakıp içeri doğru adımladı.

Harry büyük ihtimalle magazin kanallarından birini açmış, Louis hakkındaki haberleri dinliyordu. Yere bıraktığı büyük çiçek buketini eline alarak göğsüne bastırdı. Içerdeki kıvırcık saçlı çocuğun gazabından korkuyordu.
Korkmalıydı da.

Dün beraber harika bir akşam geçirmişlerdi. Birlikte akşam yemeği yemiş, mısır patlatmış ve birbirlerine sarılarak geç saate kadar komedi filmi izlemişlerdi. En sonunda odalarına geçip birbirlerini izleyerek uyuyana kadar sohbet etmişlerdi. Kısacası huzlurlu bir geceydi. Yani sabah çalan telefona dek. Louis çalan telefonuyla uyanmış, Eleanor'la beraber magazincilerin olduğu bir kafeye gitmeleri gereken birkaç emir almış, daha sonra da telefon yüzüne kapanmıştı. Uzun bir süre Harry'e bakıp uyandırmak ve uyandırmamak arasında kalmış anlına öpücük bırakarak onu saran kollarından kurtularak giyinmeye başlamıştı.

Louis Harry'nin onu yanında göremeyince ne kadar üzüleceğini, daha sonra da magazin ve internette okuduğu buluşma haberlerinden sonra ne kadar sinirleneceğini biliyordu. Harry zaten Eleanor konusunda hassas olduğu için melek gibi uyuyan çocuğun huzurunu kaçırmak istmememişti. Giyinerek evden çıktıktan sonra gereken kafeye gitmiş, paparazzilerin sahte samimiyet içeren fotoğraflar çekmesini sağlamış, Harry'nin gönlünü almak için de büyük bir demek çiçek alarak eve geri dönmüştü. Çiçek sayesinde az da olsa yumuşayacağını düşünüyordu.
Tek umudu sarıldığı çiçek buketiydi.

Oturma odasına doğru ilerleyerek koltuğun üstünde bacak bacak üstüne atmış, elinde çay bardağı tutarak magazin izleyen çocuğu görmüştü. Kafasını televizyona çevirdiğinde yarım saat önce paparizler tarafından çekilmiş olan fotolarının olduğunu görerek yutkundu. Haberin başlığında Louis ve Eleanor aşkıyla ilgili saçma sapan şeylerin yazdığını görmüştü. Louis odaya girdiğinden beri tepki vermeyen çocuğa döndü.

Harry, Louis geldiğinden beri yüzüne bakmamış yavaşca çayını yudumlamıştı. Louis'nin hiçbir şey söylemeden hatta bir not bile bırakmadan ortadan kaybolması onu kötü hissettirmişti. Bir de onu bırakmasının sebebi cok sevgili Eleanor olunca olay farklı bir yere gelmişti. Ne olursa olsun onun yatağından kalkıp o kızın yanına gitmişti. Louis konuşmaya nerden başlayacağını düşünerek gergince koltuğa doğru hareket etti.

"Selam?" Harry umursamadan çayını içmeye ve magazin programı izlemeye devam etti. "Bak, biliyorum sana haber vermem gerekirdi. Üzgünüm. Sabah seni böyle bir konu için uyandırmak istemedim. Erkenden telefon geldi ve- Harold beni dinliyormusun?"

Harry Louis'ye bakmadan kafasını sallayarak çayından tekrar bir yudum aldı. Elini sallayarak devam etmesini istedi. "Evet dinliyorum devam et." Tekrar derin bir nefes aldı.

"Telefon geldi ve ayarlanmış bir kafeye Elea-"
Harry biten kupasını mutfağa bırakmak için ayağa kalktığında tekrar sözü kesilmişti. "Harry!" Louis tepkisizce mutfağa giden kıvırcığın arkasından seslenmişti.
Bir tepki bekliyordu. Harry'nin bu konuya iyi ya da kötü herhangi bir tepki vermeyişi daha da tedirgin ediciydi. Harry mutfaktan dönerek az önce kalktığı koltuğa tekrar oturdu.

wanna ride? | larryWhere stories live. Discover now