<24>

589 13 0
                                    


🪄🎨🖼

Harry öfkesini yerden çıkarabilecekmiş gibi yeri döven adımlarla yürüyeme devam etti. Bir ay sonra şehirde bir resim sergisi olacaktı. Dışardan başvuru açıktı. Harry de bunu fırsat bilip hemen beğendiği tablolardan birkaç tanesiyle başvurmaya karar vermişti.

Tablolar ilgi çekerse güzel bir miktarda satılıyordu ve eğer resimleri beğenilirse sergide yer alacaktı. Yani parayla oynayan bir sürü insanın resimlerinden belki bir iki tanesini satıl alma şansı olabilirdi. O da gelen parayla iki kirasını peşin ödemeyi planlamıştı. Tabi hayat her zaman ki gibi Harry'e gülmemiş, planladığı gibi olmamıştı. Öğlen trafiğine takıldığı için, bindiği otobüs, nerdeyse hareket etmemiş, sergi seçmelerine 3 dakika geç kalmıştı.

Fakat siktiğinin 3 dakikası yüzünden onun yerinde başka birini almışlardı. Harry ne kadar dil dökerse döksün kabul edilmemişti. Üstelik bu tablolar için 2 hafta gecesi gündüzüne karışmış, tiner ve boya kokusundan baş ağrısı çekmek zorunda kalmıştı. Ama ona söyledikleri şey kabul edilmesi için tekrar başvuru yapması ve oraya da geç kalmaması gerekiyordu. Fakat sergiye 1 ay kalmıştı ve sıra bir daha ona ne zaman gelir, onu da tanrı biliyordu. Yani elindeki tek şansını da elinden uçup gitmişti. Gözlerinin yaşardığını hissederek üstündeki kapüşonlunun koluyla gözlerini sildi.

Elleri ve üstündekiler boya içindeydi. Çantasında taşıdığı boyaların bazıları akıttığı için çantası da lekeliydi. Belki de daha zengin görünümlü biri olsa 3 dakikayı umursamazlardı. Etrafına baktığında çoktan tanıdık çocuk parkına gelmesiyle derin bi nefes almıştı. Kafasını eğdiğinde önüne düşen bukleleri eliyle geriye itti. Eve gidip yorganının altına girerek uzun süre ordan çıkmak istemiyordu.

Adımlarını hızlandırarak dalgınca ilerlemeye devam ettiğinde birden sert bir bedene çarpmasıyla dengesini kaybedip sendelemişti. Seçmelere götürdüğü tablolarını yere düşerken kafasını kaldırıp ona çarpan kişiye baktı. Karşısında gördüğü bedenle kasılıp kalırken, ona çarpan beden yere yaslanan iki tabloyu yerden kaldırmıştı.

-

Louis, bu gün 1 ay sonra yapılacak resim sergisi için seçmelerdeydi. Daha önce çoğu sergiye katıldığı ve çoğu resmi de satın aldığı için tabiki de buraya davet edilmişti. Louis sadece iş adamı olsa da, sanata büyük bir ilgisi vardı. Bu yüzden sergileri gezmeyi ve yeni resimler görmeyi seven birisiydi. Anons edilen isimin hala gelmediğini görerek arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne attı. 2, 3 dakika daha geçmesine rağmen hala kimseden ses çıkmayınca, sıradaki çağrılırken, gümbürtüyle kapılarının açılmasıyla yerinde sıçramıştı.

Geç kalan çocuk elinde tuttuğu iki tuvali yere bırakarak elini kaldırdı. Üstünde boya lekeli siyah kapüşonlu altında ise siyah dar pantolon vardı. Yüzüne baktığında da ilk dikkat ettiği çenesinin az aşağısına gelen kıvırcık saçlarıydı. Çocuk aceleyle resimlerinin üstündeki bezi söküp yerleştirmeye başlamışken, geç kaldığı için yerine başka birinin alındığını duyarak hareketlerini durdurmuştu.

Tuvallerini duvara yaslayıp geç kalmasının nedenlerini sıralarken, Louis'nin gözü çocuğun duvara yasladığı resime takılı kalmıştı. Bir manzara resmiydi. Gökyüzünün ve yerdeki yeşilliklerin renkleri o kadar güzel olmuştu ki. Yeşilliklerin üzerinde de yer yer ufak çiçekler koymuştu. Louis resmi görür görmez asacağı yere kadar kafasında belirmişti.

O resmi alması gerekiyordu. Hatta resmi çizen kıvırcığı da istiyordu fakat o biraz daha bekleyebilirdi. Çocuğun ısrarlarına rağmen resimleri kabul edilmeyince Louis sinirlenmişti. 3 dakikadan birşey olmazdı, istese onu kabul ettirebilirdi ama Louis'nin çocuğa daha iyi bir teklifi vardı. Bu yüzden ağzını açmadan önündeki sahnemeyi izlemeye devam etti. Sonunda çocuk bıraktığı resimleri yerden kaldırıp ağlamaklı ifadeyle odayı terk etmişti. Louis'nin çocuğu bırakma gibi bir niyeti yoktu.

wanna ride? | larryWhere stories live. Discover now