<17>

655 13 0
                                    

💐🎀✨️

Louis bitirdiği üçüncü kahvesini masanın üstüne bırakarak arkasına yaslandı. Ellerinden birini ağrıyan başına yaslayıp ovalarken gözlerini kapattı. Az önce bu gün girdiği ikinci toplantıdan çıkmıştı. Daha saatin öğlen olmasına rağmen başka günlerin aksine bu gün daha yoğun geçiyordu. Neyse ki son toplantısı öğle yemeği saatine kadar uzamış, yemeğe 10 dakika kala da sona ermişti. Bu sayede Louis çalışanları yemek yerken,rahatsız edilmeden odasında dinlenebilecekti. Çekmecesini açıp başının ağrısını dindirecek ağrı kesicileri ararken kapısının tıklandığını duyarak eline aldığı hapı masasının üstüne bıraktı.

"Gir." Sarışın sekreteri mahçup bir şekilde içeri adımlayarak karşısında durdu. Louis elindeki hapı su yardımıyla yutarken gözlerini kıza çevirerek konuşmasını istedi.
"Rahatsız edilmek istemediğinizi söylemiştiniz, fakat Bay Styles geldi. Sizinle görüşmek istiyormuş."

Louis eliyle saçlarını yüzünden çekip gözlerini kapayarak inledi. Harry'i cok seviyordu. Ama şu an başı fena ağırıyordu. "Lütfen müsait olmadığımı ya da toplantıda falan olduğumu söylemiş ol." Kız gergince gülümseyip kafasını salladı.

"Söyledim efendim ama, sizin müsait olduğunuzu bildiğini ve sizinle görüşeceğini söyleyerek içeri girdi. Büyük ihtimalle şu an asansörde buraya çıkıyordur." Louis kızın mahçup tavrına iç geçirerek kafasını salladı. Harry'i tanıyordu. Onunla görüşmek istiyorsa görüşmeden burdan ayrılmazdı.

"Tamam sen yemeğe çıkabilirsin ben Bay Styles'la ilgilenirim." Kız ufak bir baş selamı verip kapıdan çıkarken kravatını çekiştirip biraz bollaştırdı. Harry'i uzun süredir tanıyordu. Hem bu şirketin ortağı hemde kendi kozmatik firmasının ceosuydu. Babalarının da yakın arkadas olmasıyla bir hafta içinde çok kez görüşmek zorunda kalıyorlardı.

Tabi arkadaşlıkları bu kadarla kısıtlı değildi. Harry bundan birkaç sene önce Paris'te kendi şirketiyle ilgileniyordu. Babalarının kararıyla ortak olduklarında Harry Paris'te ki işini buraya taşıyıp buraya yerleşmişti. Louis onu gördüğü anı aklından çıkaramıyordu. Her zamanki gibi sert mizaçlı yapılı soğuk birini bekliyordu. Harry hiçde öyle değildi. Onunla tanışmaya mavi çiçekli bir takımla gelmişti. Yüzü diğer iş adamlarının aksine pürüssüzdü. Yeşil gozleri ışıl ışıl olduğunu hatırlıyordu. Louis yanağında ki gamzeleri gördüğü andan itibaren derin çukurları öpmek istemişti. Derin sesi, kibar konuşmasıyla dakikalar içinde karşısındakini etkisi altına alabilirdi. Bu tabi Harry'nin görünen kısmıydı. Ve açıkça gaydi.
Bunu ne kendi, ne de Harry'nin çevresindeki kimse inkar edebilirdi. Narsist, dik kafalı, ukalanın tekiydi. Gece barlarda flörtleşen, dans pistinde umursamazda dans eden, şişenin dibini görmeden geceyi bitirmeyenlerdendi. Louis ona aşıktı.

Louis'de başından beri Harry'nin kendine olan bakışlarının farkındaydı. Yanlışlıkla onun önünde eğilen farketmeden bacaklarına küçük dokunuşlar yapan yaramaz bir çocuktu. Bir bar gecesi Louis arkadaşlarıyla içmeye çıktıları barda Harry'le karşılaşıp sarhoş kafayla beraber olmuşlardı. O geceden sonra Louis aralarına ne kadar istemese de mesafe koymaya çalışsa Harry o mesafeleri teker teker kırmıştı. Sevgili değildiler. Ama öyle davranıyorlardı.

Onlar sevgili harici her şeydiler. Louis baska bir gece Harry'nin yanında başka bir çocuğu gördüğünde nerdeyse çıldırmış Harry'i alarak kendi evine götürmüştü. Farklı bir gün de Louis kafede bir kadınla konuşurken Harry yanlarına gelmişz yanlışlıkla kadının üstüne kahve dökerek kafeden göndermiş daha sonra da onun yerine kendi yerleşmişti. Kısacası birbirlerini de feci halde kıskanıyorlardı. Harry her zaman biraz daha romantik olandı. Louis eğer çıkma teklifi etse Harry'nin zıplayarak kabul edeceğini biliyordu. Ama iş dünyasındaydılar.

wanna ride? | larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin