Genç Haitani olarak Rin, her zaman kardeşi kadar ilgi odağı değildi. bu nedenle, insanların ona fazla ilgi göstermemesi onu şaşırtmadı.
Her zamanki yuvarlak gözlüklerini farklı bir renge değiştirmeye ve önceki gümüş küpelerini kaybettikten sonra değiştirmeye karar verdiğinde rastgele bir gündü. Bu ince bir değişiklikti ve birinin fark edeceğine dair umutları yoktu, ama yine de, sadece kardeşi olsa bile birinin dikkat ettiğini bilmek güzel olurdu.
ama daha büyük Haitani'nin bu konuda hiçbir fikri yok, daha da serseri olan şey, seninle daha önce karşılaşması, küçük bir konuşma yapması ve senin bile fark etmemiş gibi görünmesiydi ve işte umudunu yitiriyor.
"Sabahın erken saatlerinde seni bu kadar huysuzlaştıran ne?" Ran, kardeşinin daha kasvetli aurasını fark ettikten sonra sırıtıyor. Genç Haitani'nin yanıt olarak sadece inlediği gibi, erkek kardeşine 'çocuksu' nedenini söylemenin sadece alay etmek olacağını biliyordu.
Onlara doğru koşarak geldiğinde Ran bir şey söylemek üzereydi, sadece seni gördüğüne biraz şaşırmış görünen Rin'in tam önündeyken durdu, sonuçta, çok uzun zaman önce ona veda ettin.
ona parlak bir şekilde gülümsemeden önce nefesini tuttun "Daha önce söylemeyi unuttum, yeni gözlükleri ve küpelerini beğendim"
gözleri biraz daha büyüdü, "ne-"
"harika görünüyorsun! görüşürüz!" Göründüğün kadar çabuk ortadan kayboldun ama sözlerin Rin'de kalıcı duygular bıraktı. Sırf bunu ona söylemek için mi kaçtın? Sen de onun gibi ona bu kadar dikkat ediyor muydun?
Rin kızaran yüzünü ve ağzının köşelerindeki tuhaflığı kapatmak için elini yüzünün yarısını kapatırken yüzünün daha da ısındığını hissetti. Ancak o an, büyük Haitani'den gelen omzunda bir el hissedince mahvoldu.
"oh ho, ~ bu yüzden mi bu kadar moralin bozuk? Büyüklerinin yeni tarzını fark etmediğini mi düşündün?"
"kaybol!"
Belki birileri onu fark eder. sadece önemsediği birinin fikri.
Izana Kurokawa
Yeni bir saç modeli ile saklanmaya geri döndüğünde, Izana'yı biraz şaşırttı, düz kısa ağartıcı-sarı saçları şimdi dalgalı saçlara kıvrılmıştı, ancak kimse bu konuda yorum yapmıyor ya da fark etmiyor gibi görünüyor.
Herkes onunla konuşurken gözlerini yere diktiği için mi yoksa onun hakkındaki her ayrıntıyı not edecek kadar umursamadıkları için mi bilmiyordu.
Izana için daha da şaşırtıcı olan, her zaman yanında olan en güvendiği arkadaşı Kakucho'nun bile bu ince değişikliği fark etmemiş olmasıydı, değişikliği o kadar sıkıcıydı ki kimse fark etmedi.
İzana kendine güvenen bir liderdi ama böyle bir şey bile herkese olan güvenini sarsabilir. saçlarını kıvırmak için saatler harcadı, ilgi beklemiyordu ama bu, etrafındaki kimsenin ona yeterince ilgi göstermediğini kanıtlıyor.
Ancak onun kasvetli günü, siz sığınağı ziyaret ettiğinizde değişti, sıkıcı yere renk ve pozitiflik getirdi. Gözlerin onu bulmak için çabucak her yere bakıyor, üzerine düştüğünde gözlerinde bir ışıltı.
"Yeni saç stilini beğendim" yorumunu yaptın, hızlıca Kakucho ve kulak misafiri olanların yönünü ikinize doğru çevirmesini sağladınız. "Sana çok yakışıyor"
farkında olmadan dalgalı saçından bir tutam parmaklarının arasına alırken dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi.
"Şimdi bunu söylediğine göre, farklı görünüyorsun" diye yorum yaptı Kakacho, Izana'nın gülümsemesi yoruma çabucak düşerken, her zamanki soğuk yüzü anında yeniden ortaya çıktı.
"kapa çeneni"
Ama hepsinden daha şaşırtıcı olanı, sizden gelen tek bir iltifatın sonraki haftalarda nasıl kendinden emin ve mutlu hissetmesini sağladığıydı.
Keisuke Baji
İnsanlar Baji ile tanıştıklarında akıllarına gelen ilk şey, onun asabi olduğudur, ki bu doğru. İnsanların onu sert bir adam olarak etiketlemesine kadar her şeyden önce şiddete başvurur.
ama sert bir adam için bile, sevmediği şeyler var, kimseye söylemediği şeyler ya da sert adam imajını bir suçlu olarak tutmak için sırları var. Her zamanki gündü, çete en sevdikleri yerde takılıyor
Zaman zaman siz yorum yaparken herkes sohbete dalmışken, Draken zaman zaman Baji'nin tabağından sebze topladığınızı fark etti.
"Y/n, ne yapıyorsun?" Sen yarı yolda Baji'nin tabağından bir sebze yerken sordu. Toman'ın kaptanları da dahil olmak üzere masanın etrafındaki herkes, elinde bir çatalla sebze püresi ile size bakmak için konuşmalarını durdurur.
Baji özellikle şimdi yediğin her şeyin sebze olduğunu fark ettiğinde, tabağından yemek aldığını fark etti, hiç aldırmadı, senin sadece onunkini tatmak istediğini düşündü, ama şimdi Draken bunu söyleyince, kendisi de merak etti. .
"ha? oh, bu? Keisuke haşlanmış sebzeleri sevmez, bu yüzden onu yiyorum?" Dikkatle yanıtladın, biraz bilinçli, tüm gözler senin ve çatallı sebzenin üzerindeyken "Nasılsa onları yemeyecek..."
"...gerçekten istemediğin sürece?" diye sordun, hafifçe Baji'ye dönerek çatallı sebzeyi ona doğru çektin.
Baji, sunduğun haşlanmış sebzeye baktı, ondan nefret etti, sanki hiç kimseye bahsetmediği, haşlanmış sebzelerden daha az tüm pişmiş yiyeceklerden nefret ediyormuş gibi. ama sen buradaydın, onu rahatsız eden şeylere, sevmediği şeylere dikkat ediyordun. Daha önce kimse ona karşı düşünceli olmamıştı, o yardım edemez ama sana sarılır, herkesten yüksek bir tezahürat alır.
