Kızını her ne kadar kesinlikle sevse de, onun çevresine giren erkekleri duyunca en çok heyecanlanan kişi o değildi - bırakın yüreğinde ve ne yazık ki o günün geleceğini biliyordu, bu kadar çabuk düşünmemişti.
" baba bil bakalım ne oldu! küçük kız, elleri bir kirişle pantolonunun kumaşına tutunarak yanına koştu. kızına görünce bakışları yumuşadı, kız ona sabırla bakarken kalbi onun için sıcaklıkla yumuşadı. Devam etmesi için mırıldanırken eli onun kilitlerine yerleşir ve sizinkiyle uyuşur.
avucuna eğiliyor ve gülümsüyor, "sınıfımda gerçekten çok yakışıklı bir çocuk var! "
kalbindeki sıcaklık kayboldu ve yerini bir kar fırtınasına bıraktı - onun yerine bir köpek yavrusu aşkını koymaya hazır olmasından zevk almıyordu. onun boyuna çömelerek bir gülümseme taklidi yapıyor, "bir çocuk. . ? bunlara ne demiştik? "
somurtuyor, "erkekler böcektir. "
Rindou'nun yüzü, tepkisinin ne kadar hızlı olduğu ve bir kez daha teselli bulabildiği karşısında düştü. Alnının üzerindeki kakülleri düzeltmek için uzanıyor ve başını sallıyor, "Doğru ve biliyorsun, mümkün olan her böcekten kurtulmayı seviyorum. "
Ran'la ilgili bir şey varsa, bu konuşmalara hazır olmadığı, farkında olduğu ama hazır olduğudur? çok değil ve kendi kızı oyun alanında tanıştığı bir çocuk hakkında övündüğünde yapabildiği surat asmaktı.
"Konuşmasını durdur. . diye mırıldanıyor, yanından ayrılmayasın diye önlüğünü çekiştiriyor.
Bir gülümseme, davranışlarında eğlence ile yeterli, özelliklerinizde satın alır. kızınızın kalbindeki tek "erkek" konumundan o kadar endişe duyuyordu ki, kız ona aşık olduğu hikayeyi anlatırken ağzından çıkan küçük entrikaları duydunuz ve zaman zaman onunla alay etmeden edemediniz Bunlar gibi.
" İsterdim ama sesi çok aşık gibi. Ayaklarını sallarken gözlerini kızına dikmişsin, tamamen hikayesine odaklanmıştın. dudaklarına bir surat asılır, kızına karşı gözlerinde hüzünlüymüş gibi yapar. Hikayesine ara vermeye yetecek kadar ona bir bakış yakalar ve gözlerini kırpıştırır, "Sorun ne baba? "
" onu seviyor musun? " kaşlarını çatarak sözlerine gözlerini devirmeni sağlıyor.
sorusuna kıkırdayarak başını sallıyor, "Ben sadece annemi ve babamı seviyorum! " ve kalbi bir kez daha güvende hissetti.
Normalde, Sanzu okuldan sonra kızını iş yerine getirirdi - kız amcalarıyla birlikte olur, ödev üzerinde çalışırdı ve yüzünde memnun bir gülümseme takınırdı, bir çocuğun adını söyleyene kadar her gün aynıydı.
babasının önceki sözleriyle gözü seğirdi, "Onu gerçekten seviyorum baba! "
Haitani kardeşler Sanzu'ya gülerek baktılar, küçük kızın, babası yeni edindiği bilgi için sıkıntıdan başka bir şey yokmuş gibi göründüğü için neşeyle övünmesinin keyfini çıkardılar. başını avuçlarının derinliklerine gömdü, nerede hata yaptığını düşünerek bir çocuğun adını bile söylemesine izin verdi.
Sanzu kaşlarını çattı, Sanzu ona dik dik bakarken kollarına yığıldı, "Sana otuz yaşına gelene kadar erkek yok demiştim ve sen söz vermiştin. " diye seslendi, hatırlatmayla gözlerini büyüttü ve kafasına girdiğini sandı ama yanıldı. "Pekala ,ama sen annemin sözlerini her zaman bozuyorsun. . yani ben de yapabilirim! "
Rindou kahkahayı patlattı, koltuğa yaslanırken kollarının arkasına saklanmaya çalıştı ve Sanzu'nun bakışları derinleşti ve kızına döndü, "Rin amcanı öldürdükten sonra bana o çocuğun adını söyle. "
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
