Chifuyu seni sevdi, tüm kusurlarına rağmen içindeki en iyiyi gördü. onun gözünde en kötüsündeyken bile en iyisiydin ama bazen bu tür bir aşk istediğini kollarında tutmaya yetmez.
En başından beri, senin asla sahip olamayacağı uzak bir rüya olduğunu biliyordu. Sana uzaktan hayran olmak, asla onun yoluna bakmasan da en sevdiği şey oldu - ta ki her şey alt üst olana kadar. Keisuke'nin ayrıldığı gün oradaydı, seni dinliyor ve senin için acı çekiyordu. kırık gülümsemelerin yeniden parıldayana kadar, sevdiğin birini kaybettiğin gerçeğine artık katlanamayana kadar kaldı. ne kadar aptal görünse de ona büyük bir umut verdi.
yine de yeterli değildi. senin için o asla bir seçim bile olmadı. geçmişten, bugünden ve gelecekten, her zaman Baji Keisuke olacak. o, sadece o. hep o. onu tekrar tekrar seçeceksin. Chifuyu bunu zor yoldan anladı. ilk etapta boşluk bile yokken kalbinde dolduracak yer yoktu.
Mikey ile yüzleşmeyi hiç sevmezdin çünkü çoğu zaman asla çözülemezdi. Hiçbiriniz yanıldığını kabul etmek istemediğiniz için değil, yorucu olduğu için. ikinizin arasında, biri unutulana kadar onu bırakmalı ve yıllar içinde biriken tüm bu çözülmemiş sorunlar, başarısız ilişkinizden geriye kalanları mahvetmek için fazlasıyla yeterli. Ruhunuzda asla onarılamayacak yaralar bırakmak için fazlasıyla yeterli.
yine de, ikiniz de bırakmayı reddettiniz. Boş vaatler ve ikinizin de neden olduğu zararları örtmek için küçük beyaz yalanlar, yalnızca diğerinin duymak istediği şeyleri söyleyerek ve asla gerçekten duyulması gerekenleri söylemediniz.
Bu bir döngü haline geldi – sonunda doyduğunuz ve geçmişinizin yıkımını bırakmak istediğinizde, onu aramaya devam ettiğiniz zaman rutininiz haline geldi. acı, karşılıksız, bitmeyen çatışmalar. onsuz ilerlemek çok zorlaştı.
Haruchiyo, ihtiyacınız olan her şey ve daha fazlasıydı. seni herkesten daha iyi anlayan oydu. O senin evindi, onu olduğu her şeyle sevdin, bu yüzden işlerin nasıl bu noktaya geldiği ve ona bakmanın bile sana acı verdiği gerçekten seni şaşırtıyor.
sağlıklı değildi, ona ihtiyacın vardı ve verdiğin en zor kararlardan biriydi – onu sevmekle kendini sevmek arasında seçim yapmak. seni durdurmadı, ona geri döneceğinden ve tekrar onun uysal küçük kız arkadaşı olacağından çok emindi. sana bir hafta süre verdi. üçe, aylara, bir yıla dönüşen bir hafta, ta ki ağzında acı bir tattan başka bir şey kalmayana kadar.
çekip gittin. Onunla olan tüm anılarınızı barındıran daireden dışarı çıkıp - hem iyi hem de kötü. bir zamanlar her zaman parçası olmak istediğin hayattan. özgür olmak sarhoş ediciydi, kurtuluş gibiydi. ondan uzaklaşmanın, ona doğru yürümekten daha iyi hissettirdiğini anladığın zaman, doğru seçimi yaptığını anladın.
Hatıraların sonsuza kadar sürdüğünü ve yokluğun, aptalca olduğunu düşündüğünüz kalbi daha da büyüttüğünü söylerler. Seninle tanışmadan önce geçmişindeki her şeye nasıl değer verdiğine hayrandın. mesafeli gülümsemeleri ve yüzündeki uzak bakış, hemen hemen bunun kanıtıydı.
Ona bir kez sordun ve sana tüm dürüstlüğüyle cevap verdi. Beklemediğiniz şey, bilinçaltında size sorulmamış sorularınız hakkında ipuçları vermesiydi. boş gözlerinden Emma'yı ne kadar özlediği belli. bir keresinde sana onun bir resmini göstermişti, yüzünde kaybolmuş bir ifadeyle ona "kaybedilen" diyordu. Birlikte geçirdiğiniz ilk gecede uykusunda ona seslendi, yatakta onun yanında olsanız bile hala sesleniyor. bazen yanlışlıkla sana onun adıyla hitap eder ve sen onu siler, unutmaya çalışırdın.
Basitçe söylemek gerekirse seni incitti. sabahın 3'ünde, soğukta ve banyoda ağlamanızın sebebi onun anılarıydı. daha da kötüsü, bir kişiye karşı bile olmaman... onların anılarının hayaletiyle savaşıyordun.
Ran her şeyde hızlıydı. hayatını yaşama şekline, ilişkinize – sizi götürdüğü maceralardan dolayı kendinizi her zaman adrenalin dolu bulurdunuz. Takashi ile çok farklı. ikincisi istikrarlı, sakin, her şekilde tutkulu.
"Ne? Şimdi sıkıcı adamlarla mı ilgileniyorsun, tatlı yanaklım?" sana sordu, her zamanki kendini beğenmiş sırıtışı yüzüne yapışmıştı. kendinden çok emin, çok iri, çok dehşet verici görünüyordu.
küçük bir gülümseme dudaklarından kayıp gitti, yüzünde gördüğü en sakin ifadeyle ona baktı. "Ran, aşkımız sessiz ve sıkıcı olabilir ama bu kesin."
yüzüne bir tokat gibi geldi- hayır, o kadar çok acıttı ki, bu sözleri söylemek yerine ona sadece tokat atmış olmanı diledi. seninle paylaştığı tüm anılar ve anlar ona bir dalga gibi çarptı. bu kesin. senin aşkın kesin. Bir an onunla ve yeni sevgilinle aranda neyin farklı olduğunu merak etti, sonra anladı. Ah, ona onu sevdiğimi hiç söylemedim. Onu hafife aldım ve onun için iyi olan her şeyi mahvettim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
