186.GÜN

110 12 3
                                    


Kinna haberi alır almaz hızla hastaneye gitmişti. Elinden hiçbir şey gelemese de o anki içindeki belirsiz korkunun altında ezilmektense, o adamın yanında olma içgüdüsü altında ezilmeyi yeğlemişti.

Odanın kapısındaki ufak camdan içeriye bakındığında, burnunun içine uzanan kablolarla cihaza bağlı Suruni'yi görünce olayın bu kadar ciddi olmasına afallamış ve bu durum boşluğuna gelince de kapıyı açar açmaz hemşireyle çarpışması bir olmuştu.

"A-AAffedersiniz--!!"

"Sorun değil--! İ-İyi misiniz..? Çok hızlı açtınız kapıyı sizi fark edemedim-!"

"B-Ben iyiyim ama..."

Kinna odadaki boğucu hastane ve ilaç kokusunu hatırlayıp bir adım geri çekilip içeri girip girmemek konusunda tereddütte düşmüştü.

Hastanelerden nefret ediyorum.. Bana geçmişi hatırlatıyor---

"Bay Suruni'nin neyi oluyorsunuz?"

...?!!

"İ-İş arkadaşı-!!"

Hemşire, kızın suratındaki telaşı ve adamı gördüğü anda yüzünde oluşan korkulu ifadesinden sonra onun kız arkadaşı olabileceği fikrine kapılarak kulağına doğru usulca fısıldamıştı.

"Normalde sadece çok yakın akrabaları kabul ediyoruz ama siz isterseniz bir süreliğine de olsa onun yanında kalabilirsiniz. Eminim ki onun için çok endişelenmiş olmalısınız."

Kinna teşekkür edip hemşirenin arkasından kapıyı kapatmasıyla sırtını kapıya yaslayıp Suruni'nin etrafındaki vücuduna bağlı cihazlara ve onun solgun haline gözlerini kısarak bakmıştı.

Odayı rahatsız eden kalp cihazından çıkan ses içini daraltsa da dişlerini sıkarak onun yakınındaki sandalyeye geçip oturmuştu.

Bu anında bile...

...neden bu kadar çok yalnızsın?


***


"Efendim... Araç yıkılan kolonu kaldırdığında burada kemik kalıntıları bulundu--.."

Orada bir şeylerin ters gittiğini biliyordum.

"...--Onun dışında ama bizim buraya girdiğimiz zaman yıkılan kolon kendi kendine olmamış."

"Ne?!"

"Komiserim biz buraya girdiğimizde birisi yıkılan yere müdahale etmiş, kalıntıları bulmamamız için yaptığını düşünüyoruz."

"Nasıl yani? Başka birisi daha mı vardı dairede?"

"İçeride değil de... Daha çok dışarıdan bir müdahale gibi."

Bay Madgo telefonu kulağından uzaklaştırıp afallamış şekilde bilgisayar ekranına bakarken tekrar cihazı kulağına bastırıp,

"Bana o ara Bay Suruni'nin kızın yanında olduğunu söylememiş miydiniz?!", demişti.

"Evet efendim, onunlaydı. Adamlarımız onu birebir takip etti. Hatta evden çıkıp buraya gelene kadar bile takip etmişti. Uzaktan bu kadar zamanlamalı bir müdahale yapabileceğini düşünmüyoruz. Büyük olasılıkla dediğiniz gibi yalnız değildik."

Komiser Madgo'nun kafası karışmıştı. Tüm teorileri sanki masadan kayıp düşerken kollarındaki iplerin kendinde değil de göremediği birisinin hakimiyeti altında olduğunu hissetmişti.

321.GünWhere stories live. Discover now