188.GÜN

88 13 4
                                    


Yoon içinden dışına kadar taşacak büyük bir ürpertiyle sağ soluna bakınsa da ağzını kapatan adamın yüzünü hala görememek canını sıkıyordu. En beteri ise tehdit edildiği için hareketsiz kalmış olmasıydı.

Arkasındaki kimliği belirsiz adam, Yoon'un sağ kulağına kafasını eğip sıcak nefesiyle kulağından ileri doğru fısıldamaya başlamıştı.

"Merhaba Bay Yoon Pak. Seni yıllar sonra tekrar görmem ne mucize ama, hem de kimler sayesinde tekrar karşılaştığımıza da bir bak."

Adamın uzun saç uçlarındaki birkaç tutam Yoon'un yanağını okşayarak ileriyi işaret ederken, Yoon titreyerek karşısına baktığında kapı eşiğinden Kinna'nın, Suruni'nin yanağını okşayan elini görmesiyle gözlerine inanamamıştı.

"Bu kadın beni delirtmek istiyor sanırım, huh...? Yoon, söylesene seninkinin benimkiyle ne ilişkisi olabilir?"

Yoon ağzını hafif aralamasıyla bağıramadan,

"Bağırırsan, evvel kapıda bekleyen o polis memurunu sadece buraya çekersin. Şuan adamlarım onu oyalarken değerli zamanının kıymetini bilsen iyi olur, huh?", cevabını anlık almasıyla mum kesilmesi bir olmuştu. Derin nefes alıp,

"Sen de kimsin? Benden ve... Suruni'den durmuş ne istiyorsun? Yıllar önce...?----"

Yoon yavaşça serbest bırakılmasıyla hızla arkasına dönmüştü.

Kunia karşısındaydı.

Bu adam da kimin nesi...?

"Ben King, yani buralarda öyle bilinirim. Belki bu şekilde beni tanımıyor olabilirsin ama izin verirsen bir yere oturup uzun uzun konuşup tanışma faslını sonraya bırakabiliriz."

İkisi de kapının biraz uzağından fısıldaşarak aralarında konuşurken; Kinna onları duyup fark etmekten çok uzak bir şekilde, Suruni'ye dalmış bir halde gözlerini onun yüzünden alamıyordu.

"Seni tanımıyorum! Hiçbir yere de seninle birlikte gelmicem-!"

"Hey hey, hadi ama oyunbozan olma. Burada ikimizin de ciddi sorunları var sonuçta."

Kunia gözleriyle Kinna ve Suruni'yi işaret ederek Yoon'a yaklaşıp kulağına tekrar eğilmişti.

"O piç herif belli ki seni yalnız bıraktığı sırada benim kadınımın yanında kaldığını sana söylememiş."

Yoon gözlerini sonuna kadar açıp irkilerek, Kunia'nın yüzünden yana kendini bir anda atmıştı. Kaşlarını çatarak, koyu badem irisine ev sahipliği yapan kirpiklerini bir saniye olsun aralarında kırpmadan, gözlerini onun gözlerine dikmişti.

"Ne saçmalıyorsun sen?!"

Kunia sırıtarak başını kaldırıp, silahı görülecek şekilde ellerini ceplerine sokmuştu. Ardından çıkardığı sigarayı dudaklarının arasına götürmesiyle, arkasına dönerek koridordan uzaklaşmaya doğru,

"Saçmalamak..? O herifin fişini çekmemi istemiyorsan beni takip etsen iyi olur", demesiyle yürümeye başlamasıyla Yoon ağzı açık şekilde adamın arkasından bakakalmıştı.

O gerçek silah mıydı?

İmkansız.

Öylece hastaneye girmiş olamaz değil mi?

Onu geçtim polise nasıl oldu da yakalanmadı?

King de kim?!

O kızla mı bağlantılı?

321.GünOnde histórias criam vida. Descubra agora