8. Bölüm: Yıldızların Altındaki Sırlar

701 55 16
                                    

Yine bayağı beklettim biliyorum ama şimdi yazıyorum, önemli olan bu bence ya... Neyse, iyi okumalar !








     Harry, Madam Pomfrey'i gördükten sonra çok daha iyi olmuştu... Yaraları iyileşmişti, sadece sardıkları küçük yarasından yara kabuğunun izi duruyordu. Kavga ettiği günden sonrası ne kadar aslında okul ve büyücüler aynı şekilde devam etse de en azından Harry başka bir olaya daha bulaşmamıştı. Kafası rahatlamış gibi hissetmişti birkaç gün sessizlik oldu diye. Gerçi aslında ailesi ona büyük ve kabullenemediği bir sorun çıkarmıştı ve bunu kafasından atamıyordu ama o kadar çok sessizlik istiyordu ki düşünmeme kararı almış içine atmaya başlamıştı.




Yatağında uzanıp, uyurken örtüyü üzerinden atmış olan Ron'a baktı ve dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Uyurken çok tatlı göründüğünden haberi yoktu, tek sorun çok dağınık yatmasıydı. Sağa doğru döndü ve sol kolunu yataktan sarkıttı, Harry yataktan düşmemesini umarken doğruldu ve görünmezlik pelerinini alıp sessizce ayaklandı. Boş koridorlarda ilerlerken ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Tek tük öğrenci vardı ama ortak salon dolu olduğu için koridorlarda hafif rüzgardan başka birşey nadiren rastlanıyordu.




Astronomi kulesine yaklaştığında pelerini üzerinden çekti ve yukarı çıkmaya başladı, arada bir duraksayıp arkasını kontrol ediyordu. Kapıdan adımını attığı anda bacaklarını sarkıtmış ve karanlığı izleyen Draco'yu görmüştü. Son görüşmelerinden ve konuşmalarından bu yana bayağı olmuştu. Aslında çokta geç bir saat değildi bu yüzden herkes uyumuyordu ama Ron uyku aşığıydı işte... Hava daha yeni kararmıştı. Harry içinden bir küfür çekti ve sessizce gitmek için geri doğru bir adım attığında Draco kafasını çevirip ona baktı. Önüne dönüp birkaç saniye sessizce durduktan sonra Harry'e duyabileceği şekilde konuştu.  "Beni gördüğün yerde kaçmak zorunda değilsin, aynı günlerdir olduğu gibi, açıkçası şuan bilinmezliğin ortasındayım. Gelsene."  Elini oturduğu yerin yanına uzatıp gösterdi, bu bir davetti... Harry kararsız kalsa da Draco'nun gözlerinde fazla düşünceli bir Draco daha görmüştü... Merak etmişti, kendine engel olamadı ve duraksasa bile yavaşça gidip yanına oturdu. "Ne oldu ? Yoksa süpürgen falan mı kırıldı ?"  Quidditch oynarken kullandıkları uçan süpürgelerden bahsediyordu tabii ki de... "Beni merak mı ettin yoksa bana mı öyle geliyor ? Gözlerime söyleyeyim de ona göre yaşarsınlar." hafifçe güldükten sonra tekrar düşünceli yüz ifadesini bürünmüştü. Harry sadece söylediği şeye göz devirmiş ve sessiz kalmıştı.




Draco ona döndü ve birkaç saniye süzdü.  "Sır saklayabilir misin Potter ?"   Harry şaşırmıştı, ona sır mı verecekti ? Aslında Draco'dan nefret bile etse ona söylediği birşeyi gidipte başkasına yetiştirmezdi, kötü birşey olmadığı sürece. Belki de şuanda oda benim gibi sadece rahatlamak istiyordur diye düşündü ve kafasını olumlu şekilde salladı. Eğer güvenip sır verirse, kimseye söylemezdi. Hatta belki ödeşmek için yardım bile ederdi, Draco'da ona yardım etmişti. Sıkıntılı bir iç çekişten sonra birşeyler mırıldanmıştı ama Harry duymadı. Konuşmaya başlaması ile Harry'de onu dinlemeye başlamıştı.  "Konu babam. Sen üst mevkidekilerle konuştuğun için annem ve ben burdayız, yani sağol. Ama... Aslında babamında suçları yada masum olduğu konular bizimle aynı. Bu kadarını hak etmedi, ailesine düşkün ve korumacı bir adam sadece. Son zamanlarda annem çok zorlanmaya başladı. Asilzadeler anlayış göstermeye çalışsa bile yaşlı aile büyükleri şu anda aile başında bir kadının olmasına karşı çıkıyor ve saf kan olan bizi saf dışı bırakmaya çalışıyorlar. Annem ise babamın raporlarını okuyup duruyor."  Hüzünle gülümsedi ve iç çekip devam etti.  "Tabii ki de saf kan olan Malfoy'lara kolay kolay hiçbirşey yapamazlar ama anneme üzülüyorum. Dahası babama... O burda olsaydı bunlar yaşanmazdı, zaten o kadarını da hak etmiyordu. Sırf bizi düşündüğü ve buna göre hareket ettiği için oraya gönderildi."





Görünmeyen Gerçekler / DrarryWhere stories live. Discover now