11. Bölüm: Bölünmüş Yabancılar

499 50 39
                                    

Bölüm atmak için zamanım var ama zamanım yok, o yüzden elimden geldiğince çok yazmaya çalışıyorum. Telefona 3 saat bakıyorsam 2 - 2,5 saati yazmakla geçiyor. (Örneğin yani)

Tatil için ablama gelmiştim ve yeğenimle uğraşıyor, ev işlerini ben yapıyorum. Edebiyat dersinden kaldığım içinde ablam ders çalışmam için gereğinden fazla yükleniyor.

Eve döndüğüm zamanda daha fazla zamanım olacağını düşünüyorum ama arkadaşlarıma da vakit ayırmaya çalışacağım ve yapmam gereken birçok şey var ama yok, kafayı yiyeceğim  👍🏻

ÖHÖM... Bunu aktarabilecek tek yer burasıymış gibi hissettim ve yazmak istedim. Okuduysanız zamanınızı harcadığınız için özür dilerim xjxnnxınxodks

İyi okumalar !









      Hava kararmaya başladığında yemeklerini yemiş, eşyaları toplamış hazırlanıyorlardı. Harry ayağına krem sürdüğü için sızlasa bile en azından yürüyebiliyordu. Bu sefer Cedric onun elinden tutup yardım etmek istemiş ve erken davranmıştı, Draco ise gözlerini devirmiş iç çekmişti. Cedric'in davranışları sinir bozucu geliyordu. Yola çıktıklarında ağaçların arasından geçerken oldukça az ses yapıyorlardı. Yankı yapabilecek ufak bir ses Bekçileri onların yanına çekerdi. Harry en son birilerinden destek alarak ilerlemekten bıkmış öfleyerek hızla ilerlemeye başlamıştı. Ayağının acısını unutmuş hızlı ve düzgün yürüyordu. Diğerlerini yavaşlattığının farkındaydı ve bu sinirlerini bozmuştu. Bu hızla devam ederlerse üç değil beş günde varırlardı. Ron kaşları çatık adımlarını hızlandırarak olabildiğince sessiz "Harry" diye seslenmişti. Koşarak arkadaşının yanına gittiğinde, dudaklarını araladı.  "Neden aniden hızlandın, yavaş yürümezsen ayağının durumu kötüleşir Harry."  Harry oflamıştı ve olduğu yerde durdu, arkadaşına dönerek birkaç saniye baktı.  "Ron... Bu hızla gidersek beş günde orda oluruz, o bekçiler nerede bilmeden yavaşça ilerlemek herkes için tehlikeli biliyorsun. Yavaşlatıyorum sizi."  Ron kaşlarını daha da çatmıştı,  "Yavaşlatmıyorsun, ayrıca seni geride mi bırakacağız ne yapmamızı bekliyorsun ? Cedric yardım etmek istediğini söyledi, izin verdin ve az önce vazgeçtin."
Haklıydı ama Harry'de inatçıydı...






Cedric yaklaşık bir saat boyu yürümesine yardım etmişti, yorulmuş olmalıydı. Ona da zorluk çıkartmak istemiyordu. Harry sessiz kalıp tekrar hızla ilerlemeye başladığında arkada kalanlar da hızlanmış, onlara yetişmişti. Draco Harry'nin yanına geldiğinde birkaç dakika boyu sessizce ilerlediler. Harry o kadar inatçıydı ki canı yansa bile bunu belli etmezdi.   "Sence de çok inat etmedin mi Potter ?"  Tekrar sessiz kalmayı tercih etmişti, böyle konuşmaları onu ikna edecekleri anlamına gelmiyordu.   "Yavaşlatmak istemiyorsan eğer seni taşıyabilirim, bunu biliyorsun değil mi ?"   Harry'nin gözleri kocaman olmuş, kaşlarını çatmış ve domates olmak için tekrar sahneye çıkmıştı. "Malfoy sadece susup yürüseniz olmuyor mu ? Geceleri durmadan yürümek zorundayız bilmiyorsunuz sanki."
Draco ona karşı gözlerini devirdiğinde Harry'i kolundan tutup durdurdu ve bacaklarıyla belinden tutup kaldırdı.  Harry ona daha da büyümüş gözlerle bakıyordu.  "Bana öyle bakma, seni ölüme götürmüyorum Potter. Hiçbirimiz ölmeyelim diye en mantıklı seçeneği uyguluyorum. Senin bakış açınla, hızlanmak."  Hızlandıkları kısmı doğruydu... Hızlı yürüyordu ve zorlanıyormuş gibi de görünmüyordu.








Harry kollarını göğsünde birleştirdiğinde ona soğuk gözlerle baktı.  "Eğer sessiz olmamız gerekmeseydi çoktan yumruğu suratına yemiştin. Kaldı ki sana karşı da yük olmak istemiyorum. Tek başıma yapamayacağım birşey değil yürümek. Yürümeyi öğrendiğimden beri yürüyorum Malfoy."   Draco aşağıya doğru bir bakış attığında yürümeye devam etti. "Yüzümü mahvetmene izin verecek değilim ve evet tabii... Yürümeyi bildiğin için aferin sana."  Harry sinirlenmişti, onu ciddiye almıyordu.  "Malfoy beni yere bırak."  Ses gelmedi, sessiz kalmıştı. Harry tekrar  "Bıraksana." dediğinde bu sefer Draco iç çekmişti.  "Seni yere mi bırakayım, çok mu istiyorsun ?" Harry anlamaz şekilde kaşlarını çattığında, "Tamam o zaman, bırakalım bakalım."  demişti.  Onu aniden yere salıyormuş gibi bir hamle yapmıştı ve Harry doğal olarak yere düşmekten korkmuş, onun tişörtüne tutunmuştu.  Ama bırakmamıştı tabii ki, sadece korkutmak için yapmıştı.  "Bu bırakmak mı oluyor Malfoy ? Düşecektim."   Draco gözlerini devirdi, "Ama düşmedin, cidden seni yere atacağımı mı sandın Potter ?" kafasını iki yana salladı ve devam etti...  "Sadece sessiz ol tamam mı ? Zorlanırsam söz indiririm, kapat çeneni."







Görünmeyen Gerçekler / DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin