7. Bölüm

884 57 23
                                    

Five elinde tepsiyle içeri girdiğinde önce şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Fakat sonra yardıma ihtiyacı olduğunu düşünüp ayağa kalktım. Yavaşça yanına gidip tepsiyi elinden aldığımda mırıldandı

"Bir şeyler yemen lazım." dedi sakince. Five'ın sert halinden eser yoktu. Bu içten içe mutlu ederken bir yandan panik olmamı da sağlıyordu.

"Aç değilim. Hem... Sen yedin mi?" diye sordum merakla bakarken. Yemediğinden emindim sadece beni düşünmesi sinirimi bozmuştu. Cevap vermedi.

Gidip yatağa oturdum ve kendimin bile duyamayacağı bir sesle fısıldadım."Yemeyeceğim."

Yaşadığım şokunu atlatamamışken yemek yiyemezdim. İştahım kapanmıştı. Five'a bakmadan yatağın içine girdim ve yorganı kafama kadar çektim. Gözlerim tekrar dolarken ağlamamaya çalışıyordum.

Az sonra yanımda bir hareketlilik hissettiğimde yorganı kafamdan çektim. Five elinde tepsiyle yatağımın başındaki koltuğa oturmuştu.

"Ashley, yaşadığın şeyin ve iştahının kapandığının farkındayım. Bunun için onlar adına defalarca kez özür dilerim. Ama yemek yemeyerek kendine daha çok zarar veriyorsun." dedi fısıldayarak. Konuşması bütün eklemlerimin gevşemesini sağlıyordu. Yatakta oturur pozisyona geçtim. Dolan gözlerimi hızlıca birkaç kez kırpıştırdım.

"Midem bulanıyor Five, yiyemiyorum." dedim ağlamaklı bir sesle. O da benim bu durumda olmama dayanamıyormuş gibiydi. Tek eliyle yavaşça yanağımı okşadı. Kalp atışlarımın hızlanmasını görmezden geldim.

"Bak, beraber yiyelim olur mu?" dediği şeyle şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım ve yavaşça başımla onayladım.

Five'ın bu halleri beni şaşırtıyordu. Herkese her duygusunu belli etmiyordu. Korkuyordu belli etmekten. Çok incinmişti ve daha fazla incinmemek için duygularını dışarıya kapatmış, herkesin onu soğuk biri olarak görmesi için çabalıyordu. Fakat hem ilk geldiğim gün hem de şimdi Five bana gerçekte nasıl bir insan olduğunu ve duygularını açmıştı.

Kaşığa doldurduğu çorbayı yavaşça bana içirdi. Değişik bir şekilde midem bulanmamıştı. Çorba boğazımdan geçip giderken, uzun zamandır yemek yemediğim için midem bayram etmişti.

Five tekrar kaşığı doldurup kendisi içtiğinde benden iğrenmemesi beni mutlu etmişti.

"Beraber atlatacağız tamam mı?" diye sordu. Gülümsedim ve başımla onayladım onu. İçimi huzur kaplamıştı, uzun zaman sonra ilk defa evde hissetmiştim kendimi.

Orada yaşananlar çok ileri gitmese de o anda yaşadığım panik ve korku vücudumu yıpratmıştı. Aynı zamanda adamın dokunuşları sürekli kafamda tekrarlanıyordu ve Five bunun farkındaydı. Ona hiçbir şey anlatmamama rağmen hissettiğim ve yaşadığım şeyleri anlaması ve bana yardımcı olmaya çalışması bana çok değişik ve güzel hissettiriyordu.

Yemeği bitirdiğimizde Five tepsiyi yanımdaki komidine koydu.

"Sakinleştiysen orada yaşananları anlatmak ister misin?" diye sordu yumuşak bir sesle. Derin bir nefes aldım. Five yatakta yanıma otururken ona bakmadan anlatmaya başladım.

"Seni aramaya çıkmıştım, sabah doğru. Saatlerce aradım fakat bulamadım. En sonunda hava kararmaya başlarken bir ara sokağa saptım. İlk önce çok gerildim," akan gözyaşlarımı bir çırpıda sildim ve Five'a bakmadan devam ettim.

"Sonra sesler duydum. Oradaydılar... İstemediğimi falan söyledim. Adam diretince yumruk attım, fakat beş kişi olduklarını unutmuştum. İki kişi kolumdan tutup duvara çarptı." Devam edemediğimde boğazımdaki yumruyu yok etmeye çalıştım. Derin bir nefes aldığımda Five'a baktım. Duymaya dayanamıyordu fakat dinliyordu. Bunun onu çok zorladığını fark etmiştim. Gözlerini kapatmış, kaşlarını çatmış, dişlerini birbirine bastırıyordu. Devam ettim.

Ashley/Five Hargreeves - Kapsül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin