12. Bölüm

784 53 51
                                    

Five'a baktığımda o da bana bakmıştı. Kafamla işaret verdiğimde hızlıca komisyondaki adamın önüne ışınlandı. Onlara daha fazla bakmadan kendi hedefimi işaretledim.

Allison'un arkasından yaklaşan adamı gördüğümde hızlıca onu duvara fırlattım. Adam yere düştüğünde salondaki vazoyu güçlerimle kaldırdım ve kafasında parçaladım. Adamın bilincinin kapandığını gördüğümde, bana doğru gizlice yaklaşmaya çalışan adama döndüm. Benim onu fark ettiğimi görünce afalladı. Onun afallamasını fırsat bilip gizlice arkasındaki tabağı havaya kaldırdım. Adam güçlerimi kullandığımı fark edip arkasını döndüğünde bozuntuya vermeden diğer elimi kaldırıp adamı karşısındaki duvara çaptım. Adamın suratı duvara çarptığı için dağılmıştı. Bu görüntüye bakıp yüzümü buruşturdum.

"Zaten salaktın, bir de suratın dağıldı." dedim ve tekrar işime döndüm.

Karşımdaki adama yumruğumu savurduğumda gözüm kenarda iki büklüm olmuş, kısa bir adama çarptı. Karşımdaki adam bu boşluğumu fırsat bilip yumruğunu yüzüme indirdiğinde hızlıca ona döndüm. Tekmemi karnına geçirip güçlerimle onu duvara çarptım. Diego bana tutabileceğim bir şekilde bıçak fırlattığında yardımcı olmak için fırlattığını anladım. Bıçağı güçlerimle havada yakalayıp biraz çevirdim ve tekrar duvarın dibinde kıvranan adama döndüm. Yüzümü buruşturarak bıçağı ona sapladım.

"Hepsi mi beceriksiz olur?" diye mırıldandığımda arkamda bir ses duydum. Yüzümü hızla yana eğdiğimde yumruk kafamdan sıyrılmıştı. Hızlıca kafamın yanında duran eli alıp büktüm ve adamın kıvranmasını fırsat bilererek adamı güçlerimle kafamın üstünden karşı duvara fırlattım.

Ellerimi keyifle çarptığımda, gözüme tekrar köşeye kıvrılmış adam çarptı.

Diğerlerine fark ettirmeden kısa olan adamın yanına gittim.

"Hey! Korkuyorsan neden geldin salak mısın?" diye sorduğumda ürkek gözlerle bana baktı.

"Zorundaydım." diye fısıldadığında kaşlarımı çattım. Onu bu halde bırakamazdım. Etrafımı kolaçan edip kimsenin olmadığını doğruladığımda, adamı beni takip etmesi için işaret verdim.

"Gitmem için çanta lazım!" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Ne çantası?"

"Işınlanma için gereken bir çanta." dedi ve karşıda duran çantayı işaret etti. Adamı kurtarmaya çalışıyoruz o bize iş yüklüyor.

Bıkkınlıkla karşıya koştum ve kimseye fark ettirmeden çantayı aldım. Hızlıca ona dönüp gözlerimle merdiveni işaret ettim. O yukarı koşmaya başladığında ben de kimseye fark ettirmeden merdivenleri çıkmaya başladım.

İkimiz de yukarı çıktığımızda onu boş bir odaya soktum.

"Al bunu nereye gideceksen git!" dediğimde kafasıyla onayladı.

Ben odadan çıkarken arkamdan bağırdı.  "Adım Herb!"

Adı son merak ettiğim şey bile değildi ama şuan onu takacak kafada değildim. Hızlıca aşağı indiğimde Five bana baktı.

"Neredeydin?" dedi karşısındaki adama yumruğunu indirirken.

"Sonra anlatırım!"

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Yaklaşık yarım saatin sonunda neredeyse herkesi halletmiştik.

İki kişi dışında. Tabiki Handler ve Lane.

Lane'i bilerek öldürmeyip sona saklamıştım. Five da bunu anlamış olmalı ki diğerlerine söylemişti. Handler kaşla göz arası yerden çantayı alıp ışınlandığında sırıttım.

Ashley/Five Hargreeves - Kapsül Where stories live. Discover now