11. Bölüm

687 48 52
                                    


"SEN NİYE BURDASIN? NİYE GELDİN? SEN KİMSİN NE İSTİYORSUN ANLAMIYORUM! DÜN SAÇMA SAPAN DAVRANAN SENDİN, ŞİMDİ BANA TAVIR YAPIYORSUN?" İyice sesi yükseldiğinde yumruklarımı sıktım. Çok kırıcı konuşmamıştı ama kırılmıştım. Bir yandan da haklıydı. Dün onlara çok yakıştıklarını ben söylemiştim -ne kadar istemesem de- Şimdi ona tavır koymamın sebebi neydi? Bilmiyordum.

Daha fazla aramız kötüleşmesin diye yanından sıyrılıp odadan çıktım. Dedikleri bir yandan da beni kırmıştı. Odanın dışında Lane'i görmemle derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Bu kız artık gitmeliydi, çok bile kalmıştı.

"Ashley! Hiç bana hiç yardımcı olmuyorsun. Handler'a söylemem lazım." dedi düşünür bir şekilde.

Panikleyip yanına gittim. "Hayır! Bak tamam yardımcı olacağım." dememle sırıttı. Yumruğumu gülümsemesinin tam ortasına çakmamak için zor duruyordum. Tırnaklarımı avucuma bastırdım.

"Ne yardımı bu?" Five'ın sesini duymamla hızlıca gözlerimi açtım.

"Seni ilgilendirmez!" dedim bir çırpıda. Öğrenmesi çok büyük sorun yaratabilirdi.

"Doğru, beni ilgilendirmez." dedi kaşlarını çatarak. "Ha ben Lane'e bir şey diyecektim." dedi ve gülümseyip ona döndü. Yutkunamadığımı hissettiğimde onları izlemeye başladım.

Five, Lane'in karşısına geçti ve elini ellerinin arasına aldı. Başım dönmeye başladığında kalp atışlarımın yavaşladığını hissediyordum.

"Lane" diye fısıldadı.

"Efendim?" dedi Lane kaşlarını kaldırarak.

"Biliyorum, tanışalı sadece 2 gün oldu." Aklıma gelenleri söylememesi için yumruklarımı sıktım ve gözlerimi sıktım. "Benimle çıkar mısın?" dediği şey yumruklarımın gevşemesine sebep olurken gözlerimi açtım. Yaşadığım hayal kırıklığının tarifi yoktu. Dolu gözlerimle onlara bakarken omuzlarımı düşürdüm. Konuşuyorlardı ama duyamıyordum, sadece izleyebiliyordum. Vücudumun uyuştuğunu, nefes alamadığımı hissettim.

Bir adım geriye gittiğimde Lane'in, Five'a sarıldığını gördüm. Five karşılık vermiyordu, bu kaşlarımı çatmama sebep olurken şuan düşünmem gereken şeyin bu olmadığına karar verdim. Bir adım daha geriye gittiğimde, Five'ın gözleri bana döndü. Duygusuz bir şekilde suratımı inceliyordu.

Gülümsedim "Umarım mutlu olursunuz." diye fısıldadım. O gözlerini kaçırmadan bana bakarken, ben gözlerimi kaçırdım ve ağlamamak için tavana baktım. Lane'e döndü gözlerim, onu süzdüm.

Five Lane'e döndüğünde ben olduğum yerde kalmıştım, hareket edemiyordum ve onları izliyordum. Lane, heyecanlı bir şekilde Five'a bir şeyler anlatırken Five ona tepki vermiyordu. Yumruklarımı sıkmaya başladığımda tırnaklarımı batırabildiğim kadar avuç içime batırdım.

Arkamdan gelen cam kırılma sesiyle yerimden irkildim. Arkamı döndüğümde yerde kırılmış bir vazo gördüm. Güçlerimle istemsiz yaptığımı fark ettiğimde, Five ve Lane'e baktığım. Onlar vazoya bakıyorlardı.

Tırnaklarımı avucumdan ayırıp, kanattığım avuç içimi inceledim ve elimi yana çevirdim. Kan damlaları elimden süzülürken bir damla yere düştü. Gülümsedim. Five yerdeki kan damlasına bakarken yüzüne bakmadan arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Gülümsediğim yüzüm yavaşça düşerken, tekrar gözlerimin dolmasına izin verdim.

Evden çıkıp koşmaya başladığımda hüngür hüngür ağlamaya başladım. Sokakta ağlayarak nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Daha hızlı koşmaya başladığımda önümü göremediğimi fark ettim.

Ashley/Five Hargreeves - Kapsül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin