3. Bölüm / 2.Kısım

3.3K 267 118
                                    


Başlamadan önce Vote atmayı unutmayalımm.

Keyifli okumalar 🤍
 
♠️
 

3. Bölüm / 2. Kısım

Ankara Esenboğa Havalimanı

Carmen Marin

"Aç değilim Carter. Yani 'benim kardeşim aç mı kalsın!' diye duygu sömürüsü yapmana gerek yok." Brendon bu lafıma gülerken, Carter somurtmakla yetindi.

Onun bu huylarını sevmesem bile, kendisi benim için oldukça değerli bir varlıktı.

"İnatçı kız, şu inadını bir türlü aşamıyorum. Ne var sanki iki lokma yesen. Kuş kadarsın, kuş." Bazen cidden çekilmiyordu.

Baş ağrıtmayı kendine hobi edinmişti galiba. Carter'in 5 dakika boyunca ısrar etmesini Brendon arkasına yaslanmış büyük bir keyifle izliyordu! Elindeki kahveyi saymazsak tabii.

"Hayır, siz fazla besilisiniz." Dememle Brendon kahkaha atmaya başladı.

Ona ters ters bakmama aldırmayarak bir süre daha güldükten sonra, nihayet ciddiyete bürünerek Carter'a dönüp konuştu.

"Birazdan çıkarız yola, güvenlik kontrolü yapılmış. Arthit adamları evin çevresine yerleştirmiş. Sivil olmalarını özellikle tembihlemiştim, göze batacaklarını sanmıyorum." Demesiyle gözlerimi ikii üzerinde dolaştırdım.

Yine benden habersiz bir şeyler dönüyordu burada. Çevremizde duran korumalar baktığım zaman dilimi dişlerimin üzerinde gezdirerek, gözlerimi ikisine odakladım. Ciddi ama bıkkın bir tonda konuştum.

"İtalya'da özel eğitilen adamları aldık yanımıza! Onlar neyimize yetmiyor da benden habersiz ek güvenlik sağlıyorsunuz!"

"Üzgünüm ama Brendon'a hak vermelisin. Türkiye'yi iyi bilen birkaç adam bizim için kolaylık sağlar. Buranın insanlarını ve tehlikesini henüz görmüş değiliz. Olası bir durumda bize yardımı dokunacaklarına eminim." Demesiyle sırtımı geriye yasladım.

"Nasıl güvenebiliyoruz bizden olmayan birilerine? Belki ayağımızı kaydırmak için an kollayan şerefsizlere çalışıyorlar?"

"Arthit araştırdı, güvenilir olmasa senin yakınına bile sokmaz biliyorsun. Bu konuda oldukça hassas davranıyor." Demesiyle sinirle aldığım nefesler yerini güvene bıraktı.

Bir süre sessizlik olduktan sonra soru sormayacağımı anlamış olmalılar ki yeşil gözlerin sahibi konuşmayı başlattı.

Carter, "Artık çıkalım mı yola? 1 saatlik yolumuz daha var, sen de o sırada bunları yersin." Diyerek elindeki paketi gözümün önüne getirip şiddetle iki yana salladı.

Yemek yemeden rahat vermeyecekti anlaşılan. Onu geçiştirmek amacıyla başımı sallayarak ayağa kalktım.

Brendon'un centilmence uzattığı kolunu görmemle ikisinin de bana eşlik etmesine müsade etmeden yanlarından geçerek arabaya doğru yürümeye başladım.

Sinirimi bozmuşlardı!

Belki de bir saat sonra onlarla yüz yüze gelecektim. Yanımıza bir tercüman alsak bizim için vakit kaybı olmazdı.

En azından biz konuşurken, dediklerimizi onlara aktarması zaman konusundan sıkıntı yaratmazdı. Çünkü sular seller gibi konuşabilecek bir Türkçe'ye sahip değildim.

♠️

Brendon çevremizi kuşatan arabaların etrafa dağılması için telsize doğru konuştu. Eğer 4 arabayla mahalleye girersek üzerimize dikkat çekerdik. Böylece bazı gözlerin hedefine girmiş olurduk. Bu sebeple belli bir noktada ayrılmamız gerekiyordu.

Carmen Marin|AskıdaOù les histoires vivent. Découvrez maintenant