14.Bölüm

1.6K 173 2
                                    


Bölüm aralarında yorumlarınızı görmek istiyorum. Ama nedense hiç yorum yapılmıyor. Desteğinizi belli edin lütfen, hem bana hem de emeğime saygı açısından iki üç tane yorum yapsanız bile yeterli olur. 🤍

Keyifli Okumalar.


 

(Düzenlemeye çok zamanım olmadı, yazım yanlışı varsa kusura bakmayın lütfen.)
 

 
♠️
 
 

14. BÖLÜM
 
 


Carter, yemek sırasında saatine gelen bildirime karşı gözlerini telefonuna indirdi. Narinden bir mesaj gelmişti. Hem de nerede olduğunu soran bir mesaj. İçindeki heyecanı dizginlemeye çalışarak yüzünü sabit tutmaya çalıştı. Aptal ergenler gibi davranmasının ne yeri ne de zamanıydı. Ama yine de içindeki duygulara mani olamıyordu.

Arada bir Narin'in profiline dalıp gidiyor, sanki bir kuyuya düşmüş ve o kuyuya düşmekten gayet memnun gibi davranıyordu. Çünkü oradan çıkmak için hiçbir çaba sarfetmiyordu. Duygularını içinde yaşamayı seviyor olsa da dışarıya yansıtmayı da bir o kadar seviyordu.

Şimdi yanında Brendon olsaydı eğer ona takılacağına ve sinirlerini bozacağına emindi. Ama neyseki biricik kardeşi, en sevdiği aslanı yanında gelmemişti.

Alışıktı ondan ayrı kalmaya, bu yüzden özlememişti. Hoş, Brendon'un da onu özlediğinden şüpheliydi zaten.

"Carter, sen evli misin?" Çiğnediği lokmayı zorlukla yutarken düşünceleri arasından ışık hızıyla sıyrıldı.

Gözleri Onur'u bulurken, bu soruyu neden sorduğunu merak etti.

"Hayır evli değil, sen?"

"Allah gecinden versin kardeşim, bu yaşta ne evliliği." Kendi adına konuştuktan sonra Carter'ın bedenini süzerek devam etti. "Evli değilim ben ama senin yaşın gelmiş gibi."

Kaşları çatıldı. Yaşı gelmek? Evlilik yaşı mı gelmişti yani? Ne saçma işti bu! Burada her insanın evleneceği yaş belli miydi..

"Ne dersin ha? Bulalım mı sana burdan birini? Huyun güzele benziyor." Carter dişlerini sıkarak sert bir şekilde baktı Onur'a. Cevabını alan Onur, yerinde sinerek çenesini kapattı.

Elinde hissettiği elle birlikte gözlerini elini tutan kişiye çevirdi.

"Non vogliamo che ti arrabbi, vero?"
(Sinirlenmeni istemeyiz değil mi?)

Başını salladı ve çatılan kaşlarıyla yemeğine geri döndü. Carmen elini geri çekerek Onur'a döndü. Çok patavatsız bir insandı galiba. Ya da sadece Brendon'un bir yan versiyonuydu. O da çok severdi insanlarla uğraşmayı.

Ama her ne hikmetse bileğindeki gücü kullanmayı değil de dilindeki gücü kullanmaya bayılırdı. Çenesi kuvvetliydi. Özellikle sorgu sırasında kimse onun yanına yaklaşamazdı. Öyle bir felsefe yapıyordu ki, insanın beynini bulandırıyordu. Gerçeklerden bile şüphe eder hale getiriyordu.

Kendisinin, bu konuda babasına çektiğini söylerdi.  Annesini böyle kandırıp, kelime oyunuyla onun kalbinden vurmuş...

Carmen, Onurdan gözlerini çekerek Zeynep hanıma döndü. Bunca şeyi o hazırlamıştı değil mi? Kendisi yemek yapmayı bile bilmezken, öz olma ihtimali olan annesi oldukça yetenekli çıkmıştı. Anne bildiği kadına kıyasla farklıydı.

"Elinize sağlik, her şey çok guzel olmuş."

Tebessümle yanıt verdi Zeynep hanım. Beğenmelerine sevinmişti. Carter dile getirmese de belliydi, ağzına attığı koca lokmalardan.

Carmen Marin|AskıdaWo Geschichten leben. Entdecke jetzt