8. Bölüm

3K 248 46
                                    


  Yorumlarınız çok çok az geliyor, nedeeen?. Yorum sınırı koyma ihtmalim yüksek!

Hatta koydum bile.

SINIR: 30 YORUM ❗    
    
Vote atmayı ve yorum yapmayı ihmal etmeyelimmm.

Keyifli okumalar 🤍
  
   
♠️
  
    
8. BÖLÜM


  

Cebinden anahtarı çıkartan Devrim, Onur'un konuşmasıyla duraksadı.

"Marka lan bunlar!" Onur gözlerini kocaman açarak abisine dönmüştü. Devrim Onur'un eline aldığı botu ve spor ayakkabıları o sırada fark etti. Sanki bir böcek yapışmış gibi eline aldığı ayakkabıları heyecanla sallıyordu.

Evet, Onur'un böceklere karşı ilgisi vardı.

Hatta bir zamanlar boş bir peynir kutusuna bahçede bulduğu kırkayakları koyarak, odasına gizlice yerleştirmişti. Gecenin bir yarısı uyku sersemi bir halde içindeki kırkayakları kontrol etmiş ve uykusuna kaldığı yerden devam etmişti. Açık kalan kapağından çıkan kırkayaklar sabah, uykusundan uyanan Semih'in korkulu rüyası olmaya devam ediyordu.

7 yaşındayken karşılaştığı bu durumdan sonra Onur ile aynı odada kalamadığı için Anılla beraber kalmaya başlamıştı. Tabii Anıl'ın sağlık durumundan sonra Semih, Onur'la aynı odada kalmaya başlamıştı. Kalırken abisinden ürkmüyor değildi. Yine de ona karşı ters bir harekette bulunmaması, kendi sağlığı açısından iyi olacaktı.

Onur, "İnternette bile nadir bulunuyor bu markalar, kaç bin dolar kim bilir! Hangi aileden geliyor bu kız?" Kendi kendine konuşmasıyla Devrim Onur'un elindekileri alarak yerlerine geri koydu.

"Kapının önündeyiz lan, saçma sapan hareketler yapma. Ayrıca ne belli zengin olduğu? Belki bizim gibi bir aileden geliyor."

"Abicim." Diyerek eliyle yerde duran topuklu ayakkabıyı işaret etti. "Topuklu ayakkabılar konusunda bir fikrim olmasa da.," diğer botu ve spor ayakkabıyı işaret ederek konuştu. "Bu ayakkabı markasını yakından takip ediyorum!"

Devrim Onur'un gösterdiği ayakkabılara baktıktan sonra gözüne çarpan başka bir spor ayakkabıyı işaret etti. Bu diğerlerinden daha ucuz görünüyordu. Hem daha rahat hem de kullanılmış.

"Belki şu ayakkabılar onundur. Belli olmaz." İçten içe kardeşi olacak kişinin zengin olmamasını istiyordu. Çünkü zengin olması demek, bu hayata uyum sağlamasını zorlaştırırdı. Ve ister istemez ailesine yetememekten korkuyordu.

"Annem gil yanında tercüman olduğunu söylemişti. Yani illaki tercümanla diğerlerinin durumu aynı değildir. Geriye tek bir seçenek kalıyor. Bu topuklu ayakkabılar o kıza ait. Ama ayakkabılar da harbi jiletmiş be!"

Devrim Onur'un vermiş olduğu mantıklı cevapla beraber gözlerini devirerek zile bastı. Bazen boş yapsa bile mantıklı cevaplar buluyordu.

Semih zil sesini duyar duymaz kapıya yönelerek derin bir nefes verdi. Bu süreç böyle mi işleyecekti artık? Yabancı, kendi dillerini bile bilmeyen kızın evlerine gelmesi yetmiyormuş gibi paralarıyla hava atıyor olmaları da cabasıydı. Belki de DNA testi ne olursa olsun, aileye kabul etmemeleri gerekiyordu.

Sonuçta o kızı anne ve babası değil, başka bir aile yetiştirmişti ve nasıl bir karaktere sahip olduğu hakkında bir fikirleri yoktu...

Onur hala ayakkabılara hayran bir şekilde bakmakla devam ediyordu. O sırada aniden enselerine vuran kişiyle ikisi de irkilerek birden arkalarını döndüler. Osman Bey başından beri ikisini dinliyordu. Saçma sapan hareket sergilememeleri için onları uyardı.

Carmen Marin|AskıdaWhere stories live. Discover now