before you came into my life, i missed you so bad

467 30 73
                                    

 Nefesi sıklaşırken koşmaya devam etti Jaehyun. Nihayet geç kaldığı kafeyi görünce duraklayıp bir nefes verdi. Caddeyi son kez kontrol ettikten sonra karşıya geçti ve kafenin kapısını açtı.

Fazla kalabalık olmayan kafede yankılanan minik çan birkaç kişinin dikkatini çekmişti. Jaehyun koştuğu için nefes nefese etrafına bakarken en arka masalarda oturan sarışın genci gördü. Önundeki bardağından içeceğini içerken elindeki telefonuyla ilgileniyordu. Açılan kapının sesini fark etmemiş olmalı ki dikkatini telefondan çekmemişti.

Jaehyun yavaş adımlarını onun masasına yönetti. Sağ eli omzundaki sırt çantasını daha sıkı kavrarken yutkundu ve ona dönen iri gözlere baktı.

"Bir an hiç gelmeyeceksin sandım."

"Üzgünüm, gerçekten. Erken bile çıkmıştım aslında ama otobüs aniden bozulunca koşmak zorunda kaldım."

"Otur lütfen. Yorulmuş olmalısın."

"İyiyim, birazcık koşuşturdum sadece."

 Jaehyun, Taeyong'un karşısındaki sandalyeye oturduktan sonra ona gülümsemiş ve çantasını yanındaki boş sandalyeye bırakmıştı. Gülerken hafifçe beliren gamzelerini fark etmişti Taeyong.

Sevimli olduğunu düşündü.

"Bir şeyler içer misin? Ben seni beklerken kahve almıştım, biraz daha sipariş vermezsem beni atacaklarmış gibi bakıyorlardı da."

Kahkahaları ortamı biraz daha yumuşatırken Jaehyun başıyla onayladı onu.

"Bir latte alabilirim aslında. Ve üzgünüm tekrardan geciktiğim için."

"Sorun değil yahu. Otobüsü sen bozmadın ya."

İkisi de tekrar gülümsedikten sonra Taeyong garsona seslenip Jaehyun'un siparişini vermesini beklemişti. Garson gittikten sonra kendisine dönen gence bakıp konuşmaya başladı.

"Eski oda arkadaşlarım için ufak bir liste hatırlamıştım onu vereyim sana."

Masadaki kağıdı ona uzatırken gülümsedi.

"Herkese tek tek anlatmak istemediğim için yazmıştım ilk yıllarımda. Yine de bir sorun olursa konuşuruz tabii ki."

 Jaehyun onu onaylayan sesler çıkardıktan sonra elindeki kağıda bakındı.

 Üniversitesinde son yılıydı ve bazı problemlerden dolayı eski oda arkadaşının yanından taşınmak zorunda kalmıştı. Kendi memleketinde olmadığı için henüz bir evi yoktu ve temelli burada kalmayı düşünmüyordu ancak son senesinde evsiz de kalamazdı. Pek de uzun sürmeyen bir arayışın ardından Taeyong ile karşılaşmışlardı o da mezun olduğu için taşınan arkadaşının yerine başkasını aradığından bahsetmişti ona. Taeyong ile direkt olarak tanışmıyorlardı ortak arkadaşları sayesinde birkaç kez denk gelmişlerdi ama Ten'in ona ev için Taeyong'u önermesinden sonra onunla ilk kez direkt olarak iletişime geçmişti Jaehyun.

 Henüz pek samimi oldukları söylenemezdi ancak ikisi de son durumları için daha iyi birisini bulamayacaklarını düşünmüşlerdi ve Taeyong doğru düzgün bir yerlerde oturup konuşmayı teklif etmişti. Sonuçta koca bir yılı aynı evde geçireceklerdi aceleye getirelecek bir konu değildi bu.

 Taeyong kahvesini içmeye devam ederken karşısındaki genci süzdü sessizce. Koştuğu için dağılan saçlarını eliyle düzeltmeye çalışmış ama pek başaramamıştı. Kahverengi, hafif uzun ve dalgalı saçları alnına düşmüştü. Kendisininki kadar iri olmayan kahverengi gözleri, pembe dudakları ve hemen yanında hafifçe beliren gamzeleri ile yakışıklı ama aynı zamanda sevimli birisiydi Jaehyun. Koşuşturduğu için siyah tişörtü hafif dağılmıştı ancak kötü gözükmüyordu genel olarak.

Elindeki kağıda son kez göz gezdirdiğinde dudaklarını birbirine bastırıp gamzelerinin daha çok çıkmasını sağladı ve karşısındaki sarışın gence baktı.

"Burada yazanların hepsine uyacağıma emin olabilirsin. Kirayı da gününde veririm ve bir sorun olduğunda çekinmeden bana söyleyebilirsin."

"Öyleyse bir sorunumuz olacağını sanmıyorum. Güzel bir senemiz olur umarım. İyi geçinelim Jaehyun-ah."

"İyi geçinelim Taeyong."

Taeyong masadaki kağıdı katlayıp çantasına yerleştirdikten sonra masaya döndü.

"Gitmen gereken bir yer var mı? Öyleyse senin tutmak istemem."

"Hayır. Sadece eşyalarımı John'un odasından almam gerekiyor. Aniden çıkınca oraya bırakmıştım."

"Birlikte götürebiliriz benim de işim yok. Direkt eve geçeriz hem sana odanı filan gösteririm. Hafta başlamadan yerleşirsin sen de."

Jaehyun onu başıyla onayladıktan sonra az önce gelen kahvesinden bir yudum aldı.

 Saatler geçerken ikisi de fark etmemiş ve kendileri hakkında konuşmuşlardı. İkisi de birbirini iyice tanımaya çalışıyor ve önlerindeki süreç içerisindeki olabilecek kavgaları önlemeye çalışıyorlardı. En önemlisi de rahat hissetmeye çalışıyorlardı.

.......

merhabaa 🥺

ilk kez burada bir hikaye yayınlıyorum ve çok heyecanlıyım saçmaladığım kısımlar olmuşsa şimdiden kusura bakmayın 😖

bu hikaye uzun süredir aklımdaydı ilk bölümü defalarca yazıp sildim, henüz pek içime sinmedi ama artık paylaşmak istedim umarım beğenirsiniz 💖

yorumlarınızı bekliyorum~

okuduğunuz için teşekkür ederim mwah<33

forever only | jaeyongWhere stories live. Discover now