oh, you make me feel like i'm alive again

185 18 51
                                    

Taeyong son basamakları da geride bıraktıktan sonra yorgunlukla nefes verdi. Sağına döndükten sonra elindeki anahtarla açmaya çalıştı kapıyı. Gözünün önündeki yaşlar bunu engellerken sinirle vurdu kapıya.

"Aptal, aptal!"

Cebinde titreşen telefonu duymazdan gelerek gözlerini sildi. Sakinleşmeye çalışırken tekrar nefes aldı ve kapıyı açtı. Jaehyun her an gelebilirdi ve onu böyle görmemeliydi.

Ona Doyoung ile olan meselelerinden hiç bahsetmemişti hep okul veya yorgunluk diye geçiştiriyordu ancak Jaehyun bunu elbet anlayabilirdi.

Anlıyordu da.

Bu sabah gelen telefon ile heyecanla evden erkenden çıkmış ve Doyoung ile buluşmuştu. Hafta sonu olduğu için Jaehyun ise arkadaşlarının yanına gitmişti.

Taeyong her şeyin bittiğini hissetmişti. Mutlu olabilirlerdi artık. Sabah onun yanına giderken bunu düşünmüştü ancak gerçekler tam tersiydi. Neredeyse bir aylık mesafenin ardından Doyoung konuşmak için çağırmıştı onu. Kalbini kırıp onu geri göndermek için miydi?

"Jaehyun hayatımıza gireli neredeyse iki ay oluyor Taeyong ve beni görmüyorsun."

"Doyoung hayır o-"

"Ne? Sadece ev arkadaşın mı? Bir yıllık geçici bir şey mi? Emin ol bana öyle gelmedi."

Konuşmaları kafasında takılı kaset gibi oynamaya devam ederken başını iki yana salladı Taeyong. Elindeki anahtarı girişteki masaya bıraktıktan sonra odasına ilerledi. Kıyafetlerini değiştirdikten sonra ağladığı fark edilmemesi için yüzünü yıkadı.

Bir şeyler hazırlamak için mutfağa ilerlemişti ki çok geçmeden kapının açıldığını duymuştu.

"Ben geldimm."

Jaehyun'un neşeli sesi evi doldururken Taeyong gülümsedi. Mutfaktan çıkıp yanına gitti.

"Hoş geldin. Daha geç gelirsin sanmıştım. Bilsem bize yemek-"

"İşte tam olarak bu yüzden erken geldim."

Jaehyun gamzelerini belirterek gülümsedikten sonra elindeki poşetleri uzattı.

"Oh, bunlar ne?"

"Bugün yemekler benden."

Taeyong elindeki poşetleri aldıktan sonra tekrar ona baktı.

"Şapşal. Git üzerini değiştir ben masayı kuruyorum."

Jaehyun onu başıyla onayladıktan sonra odasına gitmişti. Taeyong ise hâlâ elindeki poşetlere gülümsüyordu.

Poşetlere.

...

"Ee ne izliyoruz yemeğin yanında?"

Jaehyun kısa bir hazırlık sürecinin ardından mutfağa gelmişti ve hazırlanmış masanın yanındaki bedene doğru konuşmuştu.

"Bilmem, sen aç bir şeyler izlerim ben."

Taeyong'un karşısındaki sandalyeye oturduktan sonra telefonundan bir şey açıp yerleştirmişti tutacağın üzerine.

"Sizinkiler ile yemedin mi?"

Taeyong merakla Jaehyun'a bakarken daha fazla dayanamayıp sormuştu. Çünkü Jaehyun genelde yemeğini yiyip akşam üzeri dönerdi eve.

"Hayır bugün seninle yemek istedim. Ayrıca hep sen hazırlıyorsun. Yorgunsun zaten derslerin de ağır. Bugün biraz dinlen istedim."

Taeyong, Jaehyun'un düşünceleri karşısında kendine engel olamayıp gülümsemişti.

"Teşekkür ederim."

forever only | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin