i like the rain, i like you

110 18 51
                                    

On saniye içinde gerçekleşmişti her şey.

Ten, Sicheng'in büyük sırrını ağzından kaçırdıktan sonra herkes sessizleşmiş tüm gözler hâlâ öksürük krizinde olan Sicheng ile Yuta arasında mekik dokumaya başlamıştı. Hemen ardından ise Sicheng hızlıca kafeden çıkmıştı.

"Ah ben ne yaptım ya! Sicheng bek-.."

Yuta ayaklanan arkadaşının kolundan tutup onu durdurduktan sonra tekrar oturmasını sağlamıştı.

"Sen bekle ben konuşurum."

Sicheng'in ardından Yuta'da kafeden çıkarken az önceki sessizlik yeniden dönmüştü. Ten ise göz yaşlarına hakim olamayıp yanındaki sevgilisine sığınmıştı.

"Ten üzülme lütfen bilerek söylemedin ki hem."

Ten, hemen yanında oturan Taeyong'un dediklerine cevap vermek için ona dönmüştü.

"Bilerek yapmadım ama söylememem gerekirdi. Bunu bana güvenerek söylemişti. Ah aptal kafam!"

"Yuta peşinden gitti. Hallederler endişelenme."

Jaehyun'un söyledikleri ile diğerleri de onu başlarıyla onaylamışlardı.

"Olsun. Dilimi tutmam gerekirdi."

"Sevgilim belki de böyle olması gerekiyordu. Belki de bu sayede birlikte olacaklar."

"Evet. Hem Sicheng hyung söylemeyi düşünmüyordu hiç."

Jaemin de Johnny'i desteklerken Ten ikisine bakmıştı.

"Öyle mi dersiniz?"

"Öyle tabii. Sil artık göz yaşlarını."

Ten burnunu çektikten sonra masadaki peçetelikten birkaç peçete alıp silmişti gözlerini. İçi azıcık da olsa rahatlamıştı. Şimdi sadece Sicheng'i bulup özür dilemesi gerekiyordu.

-

"Sicheng! Sicheng bekle!"

Yavaştan hızlanan yağmura aldanmadan yürümeye devam eden adama yetişmeye çalışıyordu Yuta. Islanmaktan nefret ederdi ama şuan umurunda değildi.

"Yuta git lütfen."

"Beklesene yahu."

Sonunda Sicheng'i kolundan yakaladığında derin nefesler vermişti. Bu kadar mesafeyi ne çabuk yürümüştü?

"Yuta şu an beni görmeni istemiyorum hatta hiç görme biz bir daha hiç görüşmeyelim tamam mı?"

Kolunu kurtarmaya çalıştığında kızıl olan tutuşunu sıkılaştırmıştı.

"Neden böyle davranıyorsun? Sanki senden nefret ediyormuşum gibi. Sanki benden hoşlanman bir suçmuş gibi."

"Çünkü beni sevmediğini biliyorum. Kendi kendime aşkımı yaşayıp gidecektim ben. Sen bilmeyecektin."

Sicheng yağmura rağmen gözlerinden süzülen yaşları silmeye çalışmıştı. Yuta onu yavaşça köşedeki duvarın altına çekti.

"Hasta olacaksın."

"Bir şey olmaz."

"Sicheng seni sevmediğimi nereden çıkardın?"

Sicheng kalbinin durduğunu hissettiğinde titreyişine aldırmadan karşısındaki adama baktı.

"Ne?"

"Bak biz çok tanışmıyoruz biliyorum. Sadece ortak arkadaşlarımız var ama ben senden nefret etmiyorum. Ve seni sevmediğimi de söylemedim. Neden böyle düşündün?"

forever only | jaeyongWhere stories live. Discover now