crawling back to you

110 17 17
                                    

Jaehyun'un içindeki her şeyi arkadaşlarına itiraf etmesinin üzerinden haftalar geçmişti. Bu süreç boyunca Taeyong ile her türlü görüşmeden kaçınmış arkadaşlarıyla kalmaya başlamıştı. Birkaç önemli eşyasını Ten'den getirmesini rica etmişti ama her şeyi orada olduğu için bir yerden sonra sıkıntı olmaya başlamıştı.

Fakülteleri uzak olduğu için pek denk gelmiyorlardı ve Jaehyun, Taeyong'un ders saatlerini bildiği için bulunabileceği yerlerde olmayı tercih etmiyordu.

"Bu ne anasını satayım aranan suçlular gibi. Taeyong orada olabilir gitmeyelim burada olabilir gitmeyelim. Bir gün gideceksin o eve ne bu çaba?"

Johnny birkaç haftadır takılı kaldıkları banka otururken her şeyin sorumlusu arkadaşına söylenmeye başlamıştı. Yuta ise onu onaylarcasına başını sallamıştı.

"Tamam ilk günler kötü hissediyordun anladık. Ama şu şerefsizin bu kadar kazanmasına izin verme artık."

Jaehyun sessizce onu dinlerken kahvesini içmeye devam ediyordu sadece. Bunları onun söylemesine gerek yoktu ki. Her gün bunun kavgasını ediyordu zaten kendisiyle. Bu kadar güçsüz olduğu için kendisini suçluyordu.

"Senin bir plana ihtiyacın var. Hemen Ten'i arıyorum ve bize mükemmel bir intikam planı çıkarıyor. Sevgilim diye demiyo-.."

"İstemiyorum Johnny. İntikam alınacak bir şey yok. Sadece ona mesaj atıp müsait olduğu bir gün gidip eşyalarımı almak istediğimi söyleyeceğim. Dönem bitene kadar sizin yanınızda kalıp ailemin yanına döneceğim. Plan bu."

Jaehyun sesinin tahmin ettiğinden güçlü çıkışına şaşırırken telefonuna uzanmıştı. Ekranda beliren isim ile parmaklarının donması bir olmuştu.

*Taeyong arıyor..*

Uzanıp ekrana bakan ikili şok içinde birbirlerine bakarken sessizce Jaehyun'un ne yapacağını izlemeye başlamışlardı. Sessizlik sürmeye devam ederken Jaehyun boğazını temizleyip aramayı onaylamıştı.

"Alo?"

"Ah, merhaba Jaehyun."

Taeyong'un yumuşak sesi uzun bir sürenin ardından kulaklarına dolduğunda kalbinin kasıldığını hissetmişti Jaehyun. Ona bu kadar alışmış mıydı?

"Merhaba."

Kulağa istemsiz gelen bu merhaba aslında Jaehyun'un özlem çığlıklarını barındırırken bu tek duyan yine kendisi olmuştu. Sessizce onun diyeceklerini bekledi.

"Şey müsaitsen akşam eve gelebilir misin? Artık konuşmamız gerekiyor sanırım."

Arkadaşları merakla ona bakmaya devam ederken Jaehyun o anın gelip çattığını fark etmişti. Bu kez kaçamazdı.

"Evet, haklısın. Gelirim akşam."

"Tamam görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz."

İkisinin neşeli sesleri yerlerini ruhsuz bir sese bırakmıştı ve bunu fark etmişlerdi. Sebebinin kendileri olduğunu bilmek ikisini de çok üzüyordu.

"Ne oldu?"

Derin bir nefes verirken telefonu kapatıp yeniden eski yerine bırakmıştı Jaehyun. Arkadaşlarının meraktan çatladığını biliyordu.

"Bu akşam eve gelebilir misin dedi. Artık konuşmamız gerekmiş."

"İyi. Konuşun bitsin artık."

Jaehyun gözlerini devirdikten sonra masadaki bardağını alıp ayaklanmıştı.

"Projesine yardım etmek için Jeno'ya söz vermiştim onun yanına gidiyorum. Sonra görüşürüz."

forever only | jaeyongWhere stories live. Discover now