you watch me bleed until i can't breathe

149 21 81
                                    

Kapının gürültülü bir şekilde çalması ile hızlıca uyanmıştı Johnny. Neler olduğunu anlamaya çalışırken yataktan çıkmış çarpa çarpa da olsa kapıya ulaşmıştı.

"Ne oluyor anasını satayım sabah sabah? Jaehyun?"

Karsısında arkadaşını ve büyük çantasını gören Johnny boş gözlerle ona baktı bir süre. Jaehyun ise onun aksine dolu gözlerle bakıyordu ona. Çok geçmeden arkasında hissettiği hareketlenme ile ev arkadaşının da geldiğini anlamıştı.

"Johnny kim- Jae? Girsene ne duruyorsunuz?"

Jaehyun ağır adımlarla içeri girerken diğerleri onu izlemeye devam etmişlerdi.

"Jaehyun konuşacak mısın biz tahmin mi edelim?"

Çantasını kenarı bıraktıktan sonra kendini koltuğa atan adamı izlerken diğer ikili hâlâ akıllarındaki soru işaretlerini gidermeye çalışıyorlardı.

"Ben şimdi biraz uyumak istiyorum. Sonra konuşalım olur mu?"

Johnny yeniden konuşacakken Yuta ona engel olmuştu.

"Tamam odalarımıza geçelim biz de."

Jaehyun koltukta yanına dönüp bacaklarını kendine çektikten sonra gözlerini kapatmıştı. Tam odadan çıkacakları sırada yeniden durdurulmuşlardı.

"Johnny. Ten sorarsa bir şey deme olur mu? Bir de ona hesap verecek halim yok gerçekten."

"Tamam endişelenme sen."

Odadan çıkıp kapıyı kapattıktan sonra birbirlerine bakmışlardı.

"Lan bunlar daha iki gün önce flörtleşmiyorlar mıydı? Ne oldu acaba?"

Yuta derin bir nefes verirken eliyle yüzünü ovuşturmuştu.

"Doyoung bu sefer fena karıştırmış aralarını galiba. Dün de çıkıp gelmişti zaten."

"Bi kurtulamadık şu heriften. Bu kadar üzecekse sevmesin bu çocuğu."

"Onu cidden böyle görmemiştim uzun zamandır."

Johnny derin bir nefes verirken görebilirmişçesine kapalı kapıya bakınmıştı.

"Saat daha erken biz de uyuyalım biraz. Sonra da dışarı çıkarız kahvaltıya. Jaehyun evde kalmasın çok."

Yuta onu başıyla onayladıktan sonra Johnny birkaç kere sırtına vurmuştu. İkili yeniden odalarına dönerken ev sessizliğe gömülmüştü.

...

"Taeyong bu kadar düşünme onu doğruyu yaptın sen. Bana dediklerini duydun. Tabii ki de beni savunacaktın."

Jaehyun'un aniden eşyalarını toplayıp gitmesiyle üzerinde tonlarca ağırlık hissetmişti Taeyong. Arkadaşını savunmuştu ve hâlâ arkasındaydı ama ona da fazla mı haksızlık etmişti?

"Bu eve geldiğimden beri misafir gibi hissediyorum ben."

Taeyong sayısızca kez nefes verirken bu kez sessizliğini bozmuştu.

"Dışarı çıkalım mı? Evde kalmak istemiyorum bugün."

Doyoung duyduğu cümle ile gülümserken baş başa kalabilecekleri için mutlu hissetmişti. Her şeyi bunun için yapmıştı sonuçta.

"Olur sen hazırlan hadi."

Taeyong ayaklanıp odasına gittikten sonra Doyoung, Jaehyun'un bıraktıklarını temizlemişti. Çok geçmeden Taeyong yeniden dönmüştü.

"Gidelim."

Tam evden çıkacakları sırada Taeyong'un telefonu çalmıştı.

*Jaeminnie arıyor..*

forever only | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin