forever only | jaeyong

all of your friends have been here for too long

Jaemin
Jaehyun hyung
Jeno ve ben çıktık şimdi fakülteden
Siz neredesiniz?
iletildi 12.27

Jaehyun fakültenin önünde diğerlerini beklerken bir yandan da Taeyong'a ulaşmaya çalışıyordu. Ancak telefonu sürekli meşgule düşüyordu. Belki Jaeminler ile buluşmuştur diye düşündü ama bildirim panelindeki mesajlar bu düşüncesini de boşa çıkarmıştı.

jaehyun hyung
Yuta ile Johnny'i bekliyorum ben hala
Profesör ile konuşacakları bir şey varmış
Taeyong sizinle değil mi?
iletildi 12.32
görüldü 12.32

Jaemin
Hayır seninle olur diye düşündük
Oh..
Bir saniye hyung
görüldü 12.33

Jaemin son mesajından sonra çevrimdışı olurken Jaehyun boş gözlerle ekrana bakıyordu. Taeyong, sabah ona haber vermeden erkenden çıkmıştı oysaki daha dün gece her şey normaldi ve festivale gidecekleri için mutlulardı.

"Jaehyun!"

Arkasından gelen tanıdık ses ile oraya döndüğünde binadan çıkan iki arkadaşının onu çağırdığını görmüştü. Telefonunu kapatıp cebine attıktan sonra onlara doğru ilerledi.

"Ten, Sicheng ile meydana varmış. Biz de oraya gidiyoruz. Jaemin ile Jeno'ya da haber vermişler."

"Taeyong?"

Yuta ile Johnny birbirine dönünce Jaehyun'un kaşları çatılmıştı. Belki kendisi farkında değildi ama bir haftadır bu festivale Taeyong'un da onunla geleceğinden bahsediyordu. Kızıl olan boğazını temizleyip bir cevap bekleyen arkadaşına döndü yeniden.

"O Doyoung ile buluşup gidecekmiş."

"Tamam öyleyse. Gidelim biz de beklemesinler."

Jaehyun her ne kadar belli etmese de diğer ikili onun bozulduğunu anlamışlardı. Ancak üzerine gitmemek için başka şeylerden bahsetmişlerdi yol boyunca. Jaehyun ise her ne kadar onları dinliyormuş gibi dursa da beyninin içinde bir kargaşa vardı ve bunu hiç sevmemişti.

Madem ki onunla gitmek istemiyordu söylemesi yeterliydi. Jaehyun elbette onu anlayışla karşılayabilirdi. Kolundan sürükleyecek hali yoktu ya. Hem Doyoung onun kaç yıllık arkadaşıydı, ona karşı bir şansı olabilir miydi ki?

...

"Hyung! Hoş geldiniz."

Jaemin her zamanki enerjisiyle gelenleri karşılarken sevgilisi onun aksine birkaç adım gerisinde sakin bir şekilde gülümsüyordu. Onların hemen arkasından ise Ten ile Sicheng gelmişti. Onlar bir konuşmaya dalmışken Jaehyun kalabalık alanda onu arıyordu. Ve çok geçmeden görmüştü. Bankların birinde oturmuş yüzündeki büyük gülümseme ile elindeki pamuk şekerini yiyordu. Bir yandan da yanındaki Doyoung'a bir şeyler anlatıyordu.

"Jaehyun! Pamuk şeker alalım mı? Lütfen ben çok severim."

İkili sinemadan çıkmış eve doğru yürüyorlardı. Birkaç metre ilerilerinde olan küçük büfenin önünde renkli renkli pamuk şekerler duruyordu. Taeyong'un küçük bir çocuk edasıyla zıplaması ile Jaehyun ona gülümsemişti.

"Alalım."

Taeyong sevinçle oraya doğru koşarken diğeri de onu takip etmişti hızlı adımlarla.

"Jaehyun! Hey!"

Önünde sallanan el ile kendine gelen Jaehyun başını iki yana sallamıştı. Ve o an gülümsediğini fark etmişti.

"Pardon dalmışım."

"Neyse neyse hadi gel şurada hatıra tişörtleri yapılan bir stant varmış oraya gidiyoruz."