'kan kırmızısı

429 61 33
                                    

Aldığım notlardan sonra hala bir şey olmaması garibime gitmişti.

Bunu yapan her kimse kafayı sıyıran bir psikopattı.
Yoksa kim sevgilisi olmayan kişiye sevgilim diyerek kanlı notlar gönderebilirdi ki?

Dünkü yazan notta olan imayı çok iyi anlamıştım.

Notu gönderen kişi her kimse beni sevgilisi sanıyor ve sevgilisinin tahminimce en sevdiği renk kırmızıymış ve notu yazan kişi de onu kırmızıya boğacağını söylüyor.

Kırmızıya boğabileceği tek kırmızı
Kan kırmızısıydı.

Peki ya öyle değilse?

Ya gerçekten hedef ben isem?

Düşünmekten uyuyamıyordum.

Kalkıp hava almak istedim ve en üst kata çıkıp pencereye doğru ilerledim.

Lambası çalışmayan bu sokakta ses yoktu. Sessiz ve zifiri karanlıktı.
Temiz gökyüzünde yansıyan dolunay ışığı sokakta olan camlara yansıyarak aydınlatıyordu.

Huzuru bulduğumu hissetmiştim.

Fakat bu alt kattan gelen tıklatılma ile çok uzun sürmemişti.

Anlık korku ile geriye adımladım.

Kim gelmişti?

Camda ki perdeyi sadece yüzümün görebileceği şekilde açarak aşağıya baktım. Kimse görünmüyordu.

Zifiri karanlıkta çözebildiğim tek şey elektrik direğinin altından koşturup tenha sokağa girerek kaybolan siyah bir karaltı.

Kendimi sorguluyordum.

Gidip chimmy'i kulübeden almam lazımdı.
En azından bu gece onunla yatarsam rahat hissederdim.

Yarın izinliydim!

Tüylerini sevdiğim oğlum dizimde uyuyakalmıştı. Onunla birlikte olunca gerçekten hiçbir şey umurumda değildi.

Yavaş yavaş uykumun geldiğini hissediyordum.

Ve bende uykuya yenik düşmüştüm.

Yazar:

Köpeği ile herşeyden habersiz uyuyan beden huzurlu bir uykuda gibiydi.

Evin içinde her ne kadar huzur varsa şuan bahçesinde dolanan bedenden bir haberdi.

Bahçesinde bulunan beden her ne kadar eve girmeye çalışsa da başarısız olmuştu. Asla doğru fırsatı kollayamiyorsun dedi kendi kendine ve yavaşça adımlarını bahçe çıkışına doğru yöneltti.

Tabi gitmeden ipe bağladığı bir başka notu balkona atmıştı.

Sevgilisi emindi ki hiçbir şeyden haberi yoktu.
Onu kendisinden vurucam ve haberi dahi olmayacak dedi sırıtarak ve çekip gitti.

Sabah saat 9.50

Dün biraz erken yattığım için ideal bir saatte kalmıştım.

O günden sonra her ne kadar tedirgin içinde yaşasamda hala bir şey olmamıştı bu yüzden bir tık rahattım.

Hava bugün biraz kapalıydı.
Yürüyüşe çıkmak istemiştim ve chimmy'i hazırlayarak tasmasini bağlamıştım.

Yürümek onada iyi gelebilirdi.

Parka geldiğimizde hafif tempolu yürüyüş yapıyorduk. Bu beni dinç ve iyi hissettirirdi.

Biraz daha yürürken chimmy elimden kurtulup koşmaya başlamıştı.
Korkmuştum nereye gidiyordu bu hayvan!?

Bende peşinden koşarak gördüğüm şey ile durmuştum.

Ne yani o kadar koşturmacayı bir köpek için mi yapmıştı?

Bu köpeğin tasması vardı ama sahibi nerdeydi?

"Merhaba, tatlı şey? Burada tek başına ne yapıyorsun?"

Köpek bana tatlı bir şekilde havlarken chimmy ise onu yalamakla meşguldü.

Kendisine yakın hissettiği açıktı.

Chimmy'e arkadaş bulduğu için sevinsemde bu küçüğün burada tek başına ne yaptığına anlam verememistim.

"Sahibin nerde bakalım senin?"

O sırada gelen adım sesleri ile arkama döndüm.

Gelen kişi köpeği kucaklamış ve öpüp sevmeye başlamıştı.

"Oğlum, kaç kere dedim sana uzaklaşma yanımdan diye değil mi?"

Ben onlara bakarken chimmy çoktan çimlere koşup ordan oraya yuvarlaniyordu.

Sonunda beni fark etmiş olacak ki gülümseyip söze başlamıştı.

"Merhaba, min yoongi ben"

_

~frezya

nota sanguinosa || yoonmin Where stories live. Discover now