'karar

198 31 7
                                    

Pencereden sızan yağmur, sesli gök gürültüsü, boğucu olan kapalı hava.

Ve pencere altında uyuyan bir küçük beden.

Yüzüne düşen damlalar yüzünden uyanan jimin hafızasını kaybeder gibi olmuş sonra gerçeğe dönmüştü.

Bu sıkıcı yerden kurtulmak istiyordu.

Chimmy'sini özlemişti.

Orada onu besleyecek, bakacak kadar yakın olduğu bir komşusu yoktu.

Bunun sebebi çok belli değil mi?

Herkes bu güzel çocuğun bir hastalığı olduğunu biliyordu.
Ve hali ile ona yaklaşmak istemiyorlardı.

'umarım fazladan koyduğum mamalar sana yetiyordur' diye düşündü minik beden.

Üzülüyordu. Büyük olan onu aldıktan sonra gülmeyi unutmuştu.

Yavaşça kalkmış pencereyi örtmüştü.

Bugün bir yolunu bulup kaçmalıydı.

Bunu yapmalıydı.

Odadan sessizce çıkıp salona gitti. En azından evde özgürdü.

Çok merhametli bir katilin elindeydi anlaşılan.
Salonun köşesinde ki alanda bulunan masaya hazırlanan kahvaltılıklar dikkatini çekmişti.

E tabi bu hazırlıklara bakarken kim acıkmazdı ki?

Ama buna hakkı olup olmadığını bilmiyordu küçük olan ve bu yüzden sadece tedirgin bir şekilde salonda ki L koltuğa oturdu.

Büyük olanı beklemesi gerekiyordu.

*
Son olarak giydiği deri pantolona uygun deri bir kemer takan adam artık görevi için hazırdı.

Kol saatini koluna taktıktan sonra aşağı doğru adımladı.
Dikkatini küçüğü çekmişti.

Üzgün üzgün başını eğerek oturduğu koltukta küçücük olmuş gözleri kapalıydı.

Bi' ona birde -onun için- hazırlanan ama dokunulmayan masaya bakarken küçüğün bir şey yemedigine kanaat getirmişti.

Ne kadar onu sevse de soğuktu işte.
Sordu buz gibi sesiyle.

"Neden yemedin?"

Küçük kendisine sorulan soruya yorgun gözlerle bakmış ve karşısında jilet gibi duran yakışıklı adama cevabını vermişti.

"Yemeli miyim?" dedi izin alırcasına.

Büyük olan zaten ona hazırlatmıştı bu sofrayı ne diye yedirmemişlerdi?

" 'bir görevlinin ismini bağırır' "

Hızlı adımlarla gelen hizmetçisine baktı

"Niye yemek yemedi?"

"Bilmiyorum efendim, yukarıya ne zaman çıktı onu bile bilmiyorum"

"Bileceksin öyleyse!"

"Haklısınız, affedin patron"

Yakasından çekip kulağına fısıldadı büyük beden.

'bugün ki işimi biliyorsun, şimdi çıkacağım ve ona göz kulak olacaksınız. Kaçmaya çalışırsa beni arayacaksın. Ona zarar gelirse bu sefer siz yanarsınız"

Ettiği sözlerden sonra deri ceketini giyip evi terk etmişti.

Çalışan jimine dönüp soğuk sesiyle konuştu.

"Ne oturuyorsun gelip zıkkımlan hadi!"

Çekine çekine zorla bir şeyler yedi küçük olan. Midesinden zor geçiyordu artık ilaçlar yüzünden.

nota sanguinosa || yoonmin जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें